Kültür Sanat Festivallerden ödülleri toplayan 'Hırslı Gözler' belgeseli yayınlandı

Festivallerden ödülleri toplayan 'Hırslı Gözler' belgeseli yayınlandı

29.12.2020 - 14:59 | Son Güncellenme:

Umutsuzluğun umuda, korkunun cesarete, hırsın başarıya, hüznün sevince dönüştüğü bir belgesel… Begüm Ceyda Çakaloğlu’nun yönettiği "Hungry Eyes/Hırslı Gözler" belgeseli Blu Tv’de yayınlandı

Festivallerden ödülleri toplayan Hırslı Gözler belgeseli yayınlandı

Begüm Ceyda Çakaloğlu’nun Tayland’da kendi imkanlarıyla ve filmin büyük bir kısmını tek başına çektiği belgeseli, Brezilyalı bir grubun herkese ilham verecek hayatta kalma hikayesini anlatıyor.

Haberin Devamı

Fotoğraf çekmeye olan ilgisi sayesinde Tayland’a giden Çakaloğlu, oranın milli sporu olan Muay Thai’a ilgi duymasıyla farklı bir dünya ile tanıştığını söylüyor. Bu sporu profesyonelce yapmak için uzak ülkelerden yaşamlarını geride bırakıp gelen insanlarla karşılaştığını ve zorlu koşullarda dövüşlere çıkıp ailelerine para gönderme çabalarının ilgisini çektiğini belirtiyor:

"Hayallerine çok saygı duydum"

"Bu işin turistik kısmını değil, yaşam mücadelesini araştırmaya başladım. Karşıma belgeseldeki karakterler çıktı ve onların hayallerine, azmine ve mücadelelerine hayran kaldım. Ne kadar büyük zorluklarla ve imkansızlıklarla hayata tutunuyor ve şampiyon olma hayalleri kuruyorlardı. Bu hayallerine çok saygı duydum. Belki de bir şeyi çok istemek ve bu uğurda mücadele etmek son yıllarda çoğu kimsenin unuttuğu bir duyguydu. İnsanın isterse neler başarabileceğini belgeseldeki kişiler üzerinden tüm gerçekliğiyle anlatıp herkese bana da oldukları gibi ilham vermelerini istedim."

Haberin Devamı

Festivallerden ödülleri toplayan Hırslı Gözler belgeseli yayınlandı

İki aylık süreçte çekilen belgesel; Amerika, İngiltere, Hindistan, Brezilya, Yunanistan, Kosta Rika, Türkiye, Venezuela gibi dünyanın birçok ülkesindeki film festivallerinde gösterildi, ‘en iyi belgesel’ ödüllerini kazandı.

"Anlamak için gözlerine bakmak yeterliydi"

İşin zor kısmının belgeseldeki kişilerin kendisinin bilmediği Portekizce ve Tayca iki dilde konuşması olduğunu belirten Çakaloğlu, bu sebeple kelimeler üzerinden değil ama olayları gözlemleyerek, tahminlerde bulunarak ve hissederek çekmeye çalıştığını söylerken “Bazı şeyleri anlamak için aynı dili konuşmak gerekmiyor. Onların hayallerini, mutluluklarını, üzüntülerini, endişelerini anlamak için gözlerine bakmak yeterliydi” diyor.