Güzelliğe en doğal bakışlar

AYŞE ÖZDEMİR

NEŞE ERBERK (1983 TÜRKİYE ve 1984 AVRUPA GÜZELİ)

“Benim de üzülerek fark ettiğim bir konu bu. İnsanlar sosyal medyanın etkisiyle kendilerini daha güzel, daha mutlu gösterme ihtiyacı duymaya başladı. Çünkü insanlar gittikçe yalnızlaşıyor ve mutlu olmak için yeni bir dünya yaratıyorlar. Maalesef bu da suni oluyor. Tabii ki teknoloji hayatımızı çok kolaylaştırıyor ama teknoloji sayesinde farklı bir kimlikle, yüzle görünebiliyoruz. Bu yapaylık yüzünden insanlar beyaz bir yalana sığınmaya başladı. Bu da ya kendilerini daha güzel göstermek için fotoğraflarını fotoshop’layarak ya da yaşadıkları anların birkaç saniyesini görüntüleyip ah ne kadar mutluyum mesajları vererek oluyor. Ama böyle yaşayanlar da biliyor ki bunlar çok suni. Maalesef herkes birbirine benzemeye başladı. İnsanlar ait olmaya çok ihtiyaç hisseder. Birbirine benzeme de ait olma duygusundan ve beğenilme ihtiyacından kaynaklanıyor. Sosyal medyada ne kadar çok like alırsam o kadar çok beğenilir, kabul görerim diye düşünülüyor. Kendini değerli hissetme ihtiyacı nedeniyle güzel olmak istiyorlar. Sosyal medyada sadece görüntü olarak kendilerini gösteriyorlar, halbuki fikirleriyle de kendilerini gösterebilirler. Ama güzel gözükmek daha kolay geliyor, fikir üretip uygulamaktan. Çünkü aksiyon daha zordur, cesaret gerektirir.Ben kendi kızlarıma da güzellik hem geçici hem göreceli bir kavram, bu nedenle dünyada yaptığınız işlerle kalıcı iz bırakın, birilerini mutlu edin, birilerine faydanız dokunsun diyorum. Farklı olmak daha güzeli.”

NAZLI DENİZ KURUOĞLU (1982 TÜRKİYE ve AVRUPA GÜZELİ)

‘Sonuçta hepsi kazanç kapısı’

“Özellikle Instagram’a baktığımda birbirine benzeyen insanlar görüyorum. Bu beni çok rahatsız ediyor, çünkü ben her zaman doğallıktan yanayım. Kendim de doğal bir hayatı seçtim. Güzellik illa ki mutluluk demek değil. Bütün güzeller mutlu mu acaba, tabii ki değil. Herkesin sorunları var ve bunlar sosyal medyada örtülüyor. Ben sosyal medyada daha çok yaptığım işlerle ilgili ve kadın, çevre konularında paylaşımlar yapıyorum. Doğal güzellik çevrenize faydalı olmakla ilgili. İnsanlar o yöntemlere başvurduğunda kendileri olmuyor, ifadeleri değişiyor. Tuhaf bir durum. Herkesin birbirine benzemek için estetik yöntemlere başvurması özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Bu bakımdan sosyal medya algısı maalesef kötü. Tabii bu da bir pazar. Bu pazarda da estetikle ilgili doktorlarımıza iş düşüyor. Doktorlara yapabildiklerinin en doğalını yapmalarını tavsiye ediyorum. Ben Kuşadası’nda yaşıyorum ama İstanbul’a geldiğim zaman Nişantaşı’na çıktığımda hep bir örnek yüzler görüyorum. Tabii ki tüm bunlara gerek yok, herhalde bu anlayış kapitalist sistemin getirdiği bir şey. Hepsi birer kazanç kapısı. Gençler özgüvenlerini geliştirsin. İnsanın şansı güzel olsun.”

ÖZLEM KAYMAZ (1992 TÜRKİYE GÜZELİ)

‘Kendini kabul etme meselesi’

“Herkes çemberin içinde olmak istiyor. Toplumumuzda sosyal medyayla o çemberin daha da görünür hale gelmesiyle kimse bunun dışına düşmek istemiyor, toplumsal kurallar neyse ona uymaya çalışılıyor. Ben de bu kurallara uymalıyım ki kabul göreyim diye düşünülüyor. Çünkü kişi kendini kabul etmiyor, kişinin kendini kabul etmesi için kendine yatırım yapması lazım. İnsanın kendine yatırım yapması bence eğitimle başlıyor. Kendini sevmeyen, saymayan insan bir yerden onay görmeyi bekliyor. Onay almak için de çembere bakınca bugünün kuralı hokka burunsa ben de hokka burunlu olup, onay alırım diye düşünüyor. Oysa kişi kendine yatırım yapsa, farkındalığa ulaşsa, sıradan olmayan şeylerle yaşamını devam ettirse, elalem ne der kaygısından kurtulup ben gerçekte ne istiyorum, neyi seviyorum sorularına odaklansa onaya ihtiyaç duymaz.”

AZRA AKIN (2002 TÜRKİYE VE DÜNYA GÜZELİ)

 ‘Kendimiz olmak onurdur’

“Sosyal medya her alanda insanların bakış açısını değiştirip algılarını yönetebiliyor. Her zaman söylediğim gibi her insan eşsiz ve kendine has özellikleri var. Elbette farklılık güzel. İnsanların nasıl görünmek istedikleri özel bir konu ve tabii saygı duyacağız. Ancak başkası gibi ya da olmadığı gibi görünmek isteği bana çok sağlıklı gelmiyor. Kendisi olmaktan korkmayan, eşsizliğini kutlayan, empati kurabilen, üretken ve kendisiyle dalga geçebilen herkes kendisi olmaktan gurur duyar. Çocuklarımıza yapacağımız en büyük iyilik özgüvenli olmaları için onları koşulsuz sevgi ve saygıyla büyütmek. Herkesin eşsiz ve değerli olduğuna inanmalarını çok isterim.”