Kültür Sanat Mafya babası özgür

Mafya babası özgür

16.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mafya babası özgür

Mafya babası özgür





Mafya babası özgür
Psikolojik sorunları nedeniyle acımasızlığından güç kaybeden gangster ile onun aşırı duygusallığını çözmeye çalışan psikiyatrının komik serüvenleri, gördüğü büyük ilgi üzerine kaldığı yerden devam ediyor. Psikoterapi ve mafya adetleriyle ince ince dalgasını geçen "Anlat Bakalım / Analyze This"in sonunda, 18 aylık cezasını çekmek üzere Sing Sing’de bıraktığımız Paul Vitti, mapusta işini bitirmeye kararlı rakiplerinden kurtulmak için bu kez ‘deli’ numarasına başvuruyor. Patronları birbirine kırdırmak isteyen Savunma Bakanlığı yetkilileri de bunu fırsat bilerek azılı mafya babasını, Dr. Sobel’in (zoraki) gözetiminde dışarı salıveriyor.
Başrollerdeki zıt ikilinin tutmuş kimyasını yeni skeçler ve esprilerle süsleyen devam filmi, iyice gevşemiş mafyozo karakteriyle tam bir ‘De Niro şov’a dönüşmüş. Benzersiz oyuncu bariton sesiyle "West Side Story" müzikalinden şarkılar söylüyor, namuslu bir iş tutma çabaları (araba satmaya çalışırken ‘bagaja rahat üç ceset sığar’ deyişi gibi) eski alışkanlıkları yüzünden yüzüne gözüne bulaşıyor. Cathy Moriarty’nin demirden hanımağa tiplemesi yeni filmin hoş sürprizlerinden. Kapanış jeneriğinde yer alan çok matrak ‘çekim hataları’nı izlemeniz ise makinistin insafına (veya sizlerin ısrarına) kalmış.

Kraliçenin hizmetinde...
"Asteriks ve Oburiks: Görevimiz Kleopatra / Asterix & Obelix: Mission Cleopatre" - Yönetmen: Alain Chabat / Senaryo: Rene Goscinny ve Albert Uderzo’nun çizgi romanından Alain Chabat / Oyuncular: Gerard Depardieu (Oburiks), Christian Clavier (Asteriks), Jamel Debbouze (Temelius), Monica Bellucci (Kleopatra), Alain Chabat (Sezar), Claude Rich (Büyüfiks), Gerard Darmon (Resmi mimar) / 2002 Fransa - Almanya yapımı, 107 dakika.

Galyalı Asteriks ile iri cüsseli yoldaşı Oburiks, bu kez sfenksi ve piramitleri yaratmış halkının dehasını istilacı Sezar’a ispat etme derdindeki Kleopatra’nın hizmetindeler. İki kafadar efsanevi Mısır kraliçesinin sipariş ettiği İskenderiye sarayının, büyülü iksir marifetiyle üç ay içinde tamamlanması için çalışırken, işi sabote etmek isteyen rakip güçlerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
Rene Goscinny / Albert Uderzo ikilisinin klasikleşmiş çizgi romanından uyarlanan bu yeni serüven, beklediğimden çok daha eğlenceli. Popüler ezgiler eşliğinde, "Yıldız Savaşları", "Kaplan ve Ejderha" benzeri fimleri hicveden deli dolu bir tempoya sahip. Bizzat Sezar rolünü üstlenmiş olan yazar / yönetmen Alain Chabat, pazarda sfenks heykelciklerine bakan Japon turistlerden, çalışma şartlarının iyileştirilmesini talep eden işçi liderine, rüşvetçi müteahhite birbirinden renkli tiplemeler çizmiş. "Dönüş Yok / Irreversible"in tecavüz kurbanı Monica Bellucci’yi birbirinden ilginç kostümlerle seksi Kleopatra olarak izlediğimiz film, esprileri ve dinamizmiyle, sektöre egemen Hollywood güldürülerine meydan okuyor.

Korkaklar için dört tüy
"Dört Cesur Arkadaş / The Four Feathers - Yönetmen: Shekhar Kapur / Senaryo: Michael Schiffer, Hossein Amini / Oyuncular: Heath Ledger (Harry), Wes Bentley (Jack), Kate Hudson (Ethne), Djimon Hounsou (Abou Fatma), Michael Sheen (William), Rupert PenryJones (Tom), Tim Pigott-Smith (Harry’nin babası) / 2002 ABD yapımı, 125 dakika.

Cate Blanchett’i dünyaya tanıtan "Elizabeth"in Hint asıllı yönetmeni Shekhar Kapur, İngiliz tarihinde gezinmeye devam ediyor. A.E.W.Mason’ın filme konu olan aynı adlı destansı romanı ilk kez 1902’de basılmış ve birçok kez sinemaya aktarılmış. Özgün adını korkaklığı sembolize eden ‘dört adet tüy’den alan film, 19. yy. sonlarında Sudan’daki ayaklanmayı bastırmak üzere Afrika’da savaşmayı reddederek ordudan ayrılınca, general babası ve asker arkadaşlarıyla birlikte statü düşkünü nişanlısı tarafından terk edilen teğmen Harry Faversham’ın onur mücadelesini anlatıyor.
Tanrı’nın soylarına dünya imparatorluğu kurma yetkisi verdiğini düşünen sömürgeci İngiliz bakış açısının hakim olduğu bu eski usül aşk ve cesaret destanı, son dönemde yıldızı parlamış genç oyuncularının hatırına izlenebilir.

Kıstırılmış kadınlar
Panahi’nin Venedik Şenliği büyük ödüllü filmi, tutsak hayatı yaşayan İranlı kadınların dünyasından çarpıcı tablolar çiziyor.

"Daire / Dayereh" - Yönetmen: Cafer Panahi / Senaryo: Kambozia Partovi / Oyuncular: Nergis Mamizadeh (Nergis), Feriştah Sadr Orafai (Peri), Müjgan Faramarzi (Fahişe), Meryem Pervin Almani (Arzu), Elham Saboktakin (hemşire), Monir Arab (kasiyer), Solmaz Panahi (Solmaz) / 2000 İran yapımı, 87 dakika.

Geçtiğimiz haftalarda televizyonda gösterilen "Beyaz Balon"un yönetmeni Cafer Panahi’nin kendi ülkesinde yasaklanan filmi, sistemin baskısı altında ezilen İranlı kadınların dünyasından çok etkileyici tablolar çizmiş. Geçici izinle cezaevinden salıverilmiş üç genç kadın, kendileri için büyük bir açıkhava hapishanesine dönüşmüş günümüz İran’ında panik içinde yol almaya çabalıyorlar. Müzik kullanmadan, yalnızca dış seslerle çekilen film, kıstırılmışlık duygusunu mükemmel biçimde yansıtmış. Max Ophuls’ün "La Ronde"undaki biçim yapısını benimseyen Panahi’nin, istenmeyen bebek olarak doğdukları doğum odasından mapus hücresine cenderedeki kadınların yaşam mücadelesini, dairesel kamera hareketleriyle anlatışı usta işi. Venedik şenliği ‘Altın Aslan’ ve Uluslararası Eleştirmenler Birliği ‘FIPRESCI’ ödüllü bu çağdaş başyapıtı mutlaka izleyin.

Yabancı gözüyle göç
"Gönlümdeki Köşk Olmasa" - Yönetmen: Elisabeth Rygaard / Senaryo: Elisabeth Rygaard, Yüksel Işık / Oyuncular: Bora Akkaş (Küçük Osman), Mazlum Çimen (Ali), Şebnem Kocatürk (Elif), Menderes Samancılar (Dede), Serra Yılmaz (Kiraz), Büşra Bora (Nazlı), Kul Hasan (Aşık), Tomris İnceer (Babaanne) / 2002 Danimarka - Türkiye - İzlanda ortak yapımı.

Danimarka’da yaşayan saz şairi Yüksel Işık’ın özyaşam öyküsünden yola çıkan film, ekmek parası için yerini yurdunu terk eden insanların dramını bir çocuğun gözünden anlatıyor. Anne ve babasının onu bırakarak yaban ellere göç ettiği küçük Osman, zor şartlarla boğuşmak zorunda kaldığı 70’li yılların başlarındaki yaz mevsiminde, aynı köyde yaşayan âşık sayesinde hayatın bambaşka boyutlarıyla tanışıyor.
Türk folkloru ve kültürüne ilişkin çalışmalar yapan kadın yönetmen Elisabeth Rygaard, adını Veysel’in bir dizesinden almış olan filminde, ayrılıkların yarattığı acılar denli, türkülerin anlamları, sözlerin altında yatan felsefe üzerinde yoğunlaşıyor. Geçtiğimiz Antalya Film Festivali’nde ilgiyle karşılanan yapım, en iyi üçüncü filme verilen ‘Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Küçük Bora Akkaş’ın başarılı yorumu ve projeye oyuncu olarak da katılan Mazlum Çimen’in müziği ‘Altın Portakal’ ile ödüllendirildi.