Kültür Sanat Özgürlüğünden hiç vazgeçmedi

Özgürlüğünden hiç vazgeçmedi

14.06.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İdil Biret, yarın Aya İrini’de vereceği resitalin ardından Dominique Xardel’in kendisiyle yaptığı söyleşiden oluşan 'Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti İdil Biret’ adlı kitabı imzalayacak

Özgürlüğünden hiç vazgeçmedi

Aslı Onat

Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret, yarın 35. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin konuğu olacak. Biret, Aya İrini’deki resitalinde Brahms, Beethoven ve Chopin’in eserlerini seslendirecek.
Fransız yazar Dominique Xardel’in Biret ile yaptığı söyleşiden oluşan “Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti İdil Biret” adlı kitap da Üner Birkan tarafından Türkçeye kazandırıldı. İdil Biret, resitalinin ardından Can Yayınları’ndan yeni çıkan kitabı imzalayacak.

Demirelli ile doğaçlama
Festivalin açılış töreninde Biret’in çocukken Fransa’da katıldığı, Paris Radyosu’ndaki programın ses kaydı da yayımlanmış, “Büyükanneciğim nasılsınız? Bu arada havalar çok güzel. 10 aydır buradayım” diyen küçük Biret’in sesi herkesi duygulandırmıştı.
Konseri öncesinde görüştüğümüz Biret de kaydı dinlerken geçmişe gittiğini, törende Leyla Gencer’in elinden Ayla Erduran ile birlikte Onur Ödülü almanın kendisini çok mutlu ettiğini söylüyor. Konserde birlikte çaldığı, 11 yaşındaki Mertol Demirelli için de “Çok yetenekli, aklı başında, ciddi, son derece hoşuma giden bir karakteri var. Bazen iki piyanoda beraber doğaçlama yaptığımız oluyor” diyor.

Zen’e ilgi duyuyor
“Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanist”te ve Biret’in söyleşilerinde, onun hayatı boyunca özgürlüğünden asla taviz vermeyişi dikkat çekiyor. Bu özelliğinin yorumculuğuna yansımasını ise şöyle açıklıyor:
“Yorumcu olarak özgür değiliz. Çünkü yazılı notanın dışına çıkamıyoruz. Tam anlamıyla özgür olmak için doğaçlama yapmak lazım. Ama sınırların içinde de geleneklere saplanmadan pek çok şeyi araştırabiliyorsunuz”. 
Genç yaştan itibaren Zen öğretisine ilgi duyan Biret, bu eski Uzakdoğu felsefesinin insana sükunet ve denge getirdiğini söylüyor. Önemsiz ayrıntıları önemlilerden ayırmak ve fazla beklentiye girmemek, onun hayata olumlu bakmasında etkili olmuş.
Biret, beste de yapmasına karşın bu yönünü büyük bir mütevazılıkla gizliyor. Besteleri hakkında “Çok rahat doğaçlama yapabilmem hem iyi hem de kötü bir özelliğim. Bu şekilde fazla yazmaya ihtiyaç duymuyorum. Bestelerimi henüz ortaya çıkartmıyorum. Belki bir gün...” diyor.

'Hepiniz birer Miki Fare’siniz!

“Büyüklerin benimle ilgili şaşkınlığını bir türlü anlayamıyordum. Bana çok doğal geliyordu bütün yaptıklarım, şaşılacak ne vardı bunda?
Bir gün Ankara’da, aralarında Adnan Saygun’un da bulunduğu önemli müzisyenlerin önünde çalıyordum. Çaldığım parça (ya da yaptığım doğaçlama) bittiğinde, yüzlerinde beliren şaşkınlık karşısında, bugün hâlâ çok iyi anımsıyorum, birden şöyle dedim: “Hepiniz birer Miki Faresiniz!”

Onu renksiz bulurdum
Yetişkinler, bu son derece saçma sözlerin taşıdığına inandıkları derin anlamı çıkarmak için boşuna uğraştılar. Walt Disney’in resimli çizgi serüvenlerinin sürekli okuyucusu olan o küçük çocuğun, büyüklerin yüzlerindeki o şaşkınlık belirtisini Miki’nin yüzünde zaman zaman beliren hayret ifadesine benzetmesinden ileri geliyordu bu.
Miki’nin kişiliğini renksiz bulurdum. O akşam beni dinleyen büyüklere sevgi ve hayranlık duyduğumdan, yüzlerindeki şaşkınlık ifadesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı.”