Kültür Sanat Yıldız değil göktaşı

Yıldız değil göktaşı

13.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yıldız değil göktaşı

Yıldız değil göktaşı

"80. Adım" - Yön: Tomris Giritlioğlu / Gör: Yavuz Türkeri / Sen: Mehmet Eroğlu / Müz: Münir N. Beken / Oyn: Levent ülgen (Korkut), Zuhal Olcay (Lerzan), Haluk Bilginer (Savcı), Altan Erkekli (Savcı yardımcısı), Emre Baykal (Hasan), Derya Alabora (Aslı), Civan Canova (Sedat), Hümeyra (Yetimhanenin hademesi), Tunca Yönder (Dehler), Taner Barlas (Raoul), Aytaç Yörükali (Ali Bıçakçı), Meral Çetinkaya (Zeynep).

BU filmde kayan yıldız yok! Atmosfere girince ısınıp yanan sonra yaryüzüne çakılan bir meteor var: Korkut. Göreceğiniz ışıltı `büyülü fener'inki.
Yetmişli yıllardan 1983'e uzanan, sinemayla ilişkisi malum çevrelerde yaygın deyişle bir `bunalım' filmi. Hani `kahramanın uzaklara bakarken dalıp gittiği' filmlerden. Yılda yirmi küsur güzellik - modellik yarışması yapılmadığı, sabah şekerlerini şarkıcı showlarını paylaşamayan kanalların kurulmadığı, gazetecilerin rahat ettirilemedikleri dış gezilere götürülmedikleri yıllarda geçiyor. O yüzden Korkut'un gözlerinde, yalnız ve acı çeken insanlara özgü o derin bakış var, tabii.
Yetimhanede büyüyen, yalnızlığa ve karanlığa alıştırılıp sevgisiz ve korkusuz bir insan haline gelen Korkut, 1975 yılında militan arkadaşlarıyla birlikte Kimya Fakültesi laboratuvarını yaktıktan sonra yakalanır. Ağır işkenceye direnir, konuşmaz. Ama Korkut'a yaptıklarını izlettirdikleri Hasan dayanamaz, çözülür. Korkut, bir gemide işi bulup Güneydoğu Asya'ya kaçar. Kuduz olan Portekizli denizci Raoul'u öldürmek zorunda kalır. Bu anı belleğinden silinse de vicdan azabı çeker. Raoul'u vururken gülüp gülmediğini öğrenmek için uğraşmaktadır. İntikam peşindeki Portekizli denizciler onu yaralayınca Türkiye'ye gönderilir. Hapisten çıkınca Raoul'un emanetlerini yolladığı `eski dostlar'ını görmeye gelir. Sedat'ın ayrı yaşadığı eşi Lerzan Korkut'a aşık olur. Korkut'un cesareti ve dayanıklılığı altında ezilen, annesiyle ilişkisini hazmedemeyen eski nişanlısı Aslı, onun ağabeyi Sedat ve Aslı ile evlenip boşanan Hasan ondan intikam almak isterler...
Mehmet Eroğlu, neden yazmış bu senaryoyu? Tomris Giritlioğlu neden sinemaya uyarlamış? Neden ödüllere değer görmüşler bu filmi?
Bizi; haklı / haksız bir dava / bir inanç uğruna savaşan, düzene karşı çıkan / düzeni sarsan, eylemlerde bulunan, işkence gören, dayanan / çözülen, acı çeken / acı veren, konformizmin kucağına oturan / oturmayan insanların yaşamlarına dokunduracak ne vardı? Bırakınız teğet geçelim, bırakınız uzak duralım. Bilmeyelim. Öğrensek de unutalım. Unutamasak da aldırmayalım. Kurmacanın ardındaki gözlem titiz, içindeki gerçek çarpıcıymış. Ticari mal değil sanat yapıtıymış... İstemez! Futbol heyecanıyla damak tadı yeter de artar. Yeter ki sıkılmayalım, yeter ki düşünmeyelim. Sinema eğlencedir, hoşça vakit geçirelim.
Uzun, derin, karmaşık bir öyküyü, gerçek kişilikleri, destansı bir kahramanı ustalıkla kotarılmış bir filme dönüşmüş görünce coşkuya kapıldım. Tomris Giritlioğlu, her filmiyle daha iyiye giden bir yönetmen. Ses kaydı çok kötü bir kopya gösterime sunulduğu halde, finale kadar soluğumu tutarak izledim. İster edebiyat uyarlaması, ister gerilim ister politik ya da psikolojik bir film olarak izleyinher ögesinden ayrı heyecan duyacağınız bir yapıt "80. Adım". TRT kendine saklamadığı için çok şanslıyız.
Türk sineması izleyici sorununu üç beş dakikalık müzik videolarıyla çözümledi! Klipsiz ama yürekli "80. Adım" arada kaynamasın! Bir film izleyip korku, sevgi ve `başkaları'nın yaşamlarımızı nasıl etkilediğini bir kez daha düşünebiliriz.