Gündem Meme kanseri 20 yılda yüzde 300 arttı!

Meme kanseri 20 yılda yüzde 300 arttı!

09.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Uzmanlar, Türkiye’de 1993’te 10 bin kadında meme kanserine rastlanırken, bu sayının bugün 30 bine yaklaştığına dikkat çekti

Meme kanseri 20 yılda yüzde 300 arttı

Türkiye’nin ilk meme kanserli hasta kongresi Antalya’da düzenlendi. Kongreye Türkiye ve dünyada meme kanseri konusunda tanınmış 18 uzman ile meme kanseri tedavisi görmüş hastaları katıldı. Antalya Meme Hastalıkları Derneği, Uludağ Üniversitesi ve Pittsburgh Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Meme Kanseri Hasta Kongresi’nde uzmanlar, Türkiye’de 1993’te 10 bin kadında meme kanserine rastlanırken, bu sayının 30 bine yaklaştığını belirtti. Uzmanların, teşhis ve tedaviye ilişkin meme kanserindeki son gelişmeleri anlattığı kongreye katılan hastalar da hastalık süreçlerini uzmanlarla paylaştı.

‘Doktorum 2 seçenek sundu’
Hastalık deneyimini anlatan isimlerden biri de Emine Altuner’di. Bir gün evde kendini kontrol ederken elinde hissettiği şişlik üzerine endişeye kapıldığını ve derhal hastaneye gittiğini dile getiren Altuner sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Meme ve Endokrin cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Cumhur Arıcı, yapılan tetkikler sonucu meme başına yakın bölümde 5 milimlik kitle tespit etti. Doktorum iki seçenek sundu. Ya göğsüm alınacaktı ya da ameliyat sırasında göğüs yapılıp ışın alacaktım. Ben göğsümün alınmasını istedim. Çünkü ilerde risk altına girmek istemedim. Tekrar belki bir kanser riski yaratacağı için onu bir daha göze almak istemedim. Benimki olması gereken en erken safhaydı. Doktorum da ameliyat öncesi şunu söylemişti: ‘Emine hanım şu an hayatınızı konuşuyor olabilirdik ama bakın şimdi nasıl bir ameliyat yapaliriz diye konuşuyoruz’ Ameliyatım başarılı geçti.”
Ameliyat süresince korktuğum tek şey ‘Ben ölürsem kızıma ne olacak?’ düşüncesiydi diyen Altuner şöyle devam etti: “Tek çocuğum var. Kızım 19 yaşında. Şu anda üniversiteyi bitirdi. O benim en büyük destekçimdi. İki evlilik yaptım. Birincisi beni aldattı. İkincisinde de kızımı dövdüğü için ayrılmak zorunda kaldım. Kızım ilk eşimden. 4 senedir bekarım. Kemoterapi sırasında kadınların eşleri hep yanındaydı. Açıkçası imreniyordum. Çünkü ya eşinin ellerini tutuyorlar ya da sarılıyorlardı. Hep onları merak eden birileri vardı. Benim sadece kızım yanımdaydı. O benim her şeyim.”

‘Resmi hiç bırakmadım’
Resimle birlikte hayata sarıldığını belirten Altuner, “Tiyatroda oynadım, bir ara yoga da yaptım. Onları tedavim sırasında bırakmak zorunda kaldım ama resmi hiç bırakmadım. Gerçekten bu tür faaliyetler keşke her yerde yapılabilse, insan kanser olduğunu unutuyor. Sanki başka bir dünyada yaşıyorsunuz” dedi.