Pazar Uggie Oscar’a aday olur mu?

Uggie Oscar’a aday olur mu?

15.01.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’de iki hafta sonra vizyona “Artist” filminin en başarılı oyuncusu olarak 9 yaşındaki Jack Russell teriyer Uggie gösteriliyor. Bu övgüler onun Oscar için yarışmasına yeter mi?

Uggie Oscar’a aday olur mu

Oscar adaylarının açıklanmasına yalnızca dokuz gün kaldı. Altın heykelciği kimlerin evine götüreceğine dair tahminler de başladı. 1920’lerin sonunda geçen ve sessiz film yıldızı George Valentin’in sesli dönemin başlamasıyla beraber yaşadığı zor günleri anlatan “The Artist” de güçlü adaylardan. Film siyah-beyaz ve bir cümle dışında hiçbir diyalog barındırmıyor. Buna rağmen renkli ve çok sesli rakiplerinin arasından sıyrılmayı başarıyor. Çünkü “The Artist”in sesi ve rengi yok belki ama Uggie’si var.
Uggie filmde George Valentin’in zor günlerinde yanında olan köpeğini canlandırıyor. Ve herkesi kendine hayran bırakıyor. New York Post’un film eleştirmeni Lou Lumenick, Uggie’nin oyunculuğu için “Bu sene gördüğüm en iyi performans” diyor. 9 yaşında Jack Russell cinsi Uggie’nin Oscar’a aday olabilmesi için sosyal medya üzerinden kampanyalar başlatılmış durumda. Fakat hayvanlara Oscar verilmesi Akademi’nin kurallarına aykırı.
Sinema ve televizyon tarihi boyunca Uggie gibi performansıyla diğer oyunculardan rol çalan köpekler olmuş. Rin Tin Tin bunlardan bir tanesi. Birçok filmde rol aldı, efsaneye göre 1929 yılı Oscar’larında de en iyi aktör ödülü için en çok oy bu yetenekli Alman kurduna verildi. Fakat jüri Oscar’ı bir hayvana vermenin Akademi’nin “ciddiyet”ine yakışmayacağını düşündüğünden
ödül, başkasına verilir. “Oz Büyücüsü”nde Judy Garland’in köpeği Toto’yu canlandıran teriyer de çok konuşulan hayvan performanslarından birini sergiler ve 125 dolarlık haftalığıyla zamanının aktörlerinden çok daha fazla para kazanır.

Barınakta keşfedildi
Uggie yedi aylıkken fazla hareketli olduğu önceki sahipleri tarafından bir barınağa bırakılır. Şu andaki sahibi ve aynı zamanda eğitmeniyle tanışması da bu barınakta olur. Ondaki enerji ve ruhu gören Omar Von Muller, Uggie’ye sahip çıkar. “Uggie günlük hayatında diğer köpeklerden çok farklı değil, o da yemek yiyor ve horlayarak uyuyor. Ama film çekimleri döneminde rol arkadaşları ile sıkı bir çalışma temposu oluyor” diyor Muller. Filmin başrol oyuncusu, Valentin’i canlandıran Jean Dujardin cebinde sürekli sosis taşımak zorunda olmaktan biraz şikayetçi olsa da onunla birlikte çalışmanın büyük bir zevk olduğunu söylüyor. Uggie’nin diğer bir eğitmeni Sarah Clifford da Uggie’nin bu denli başarılı bir performans sergilemesini doğallığına bağlıyor: “Film endüstrisindeki birçok köpek aşırı eğitim alıyor. 100’ün üzerinde numaradan oluşan repertuvarları var. Uggie ise sadece 20 numara biliyor. Oyuncu köpeklerin sahip olduğu özellikler onda yok.”
Uggie yurtdışında kasım ayında gösterime giren filmi için her film yıldızının yaptığı gibi tanıtım turlarına çıktı. Katıldığı televizyon programlarının sunucularını yetenekleriyle hayrete düşürdü. Filminin galaları için papyonuyla kırmızı halıda arzıendam etti. Şu sıralar hakkında yapılan bunca tartışmadan habersiz. Oscar’a aday olamayacağı için de diğer oyuncular gibi nefesini tutmuş adaylıkların açıklamasını beklemiyor. Zaten Oscar heykelciğini sosisten yapmayacaklarına göre çok da ilgisini çekeceğini zannetmiyoruz. Şimdi akıllarda tek bir soru var; Uggie Oscar’a aday gösterilmeli mi ya da bir hayvan Oscar alabilir mi? Biz de bu soruyu sinema dünyasına ve köpek eğitmenlerine yönelttik.

Haberin Devamı

Sinema dünyası ne diyor?

“Fantezi gibi geliyor”
Atilla Dorsay (Sinema eleştirmeni)


Bir köpeksever olarak Uggie’nin Oscar alması fikrine karşı çıkmam mümkün değil. Ama iyi oyunculuk ancak bilinçle elde edilir. Köpeğin iyi oyunculuğu daha çok sahibinin onu terbiye etme yeteneğini gösterir. Ödül köpeğe mi yoksa eğitmenine mi verilmelidir tartışılır. Böyle bir şey bana fantezi gibi geliyor. Böyle bir şey yapılırsa en iyi köpek performansı gibi küçük bir ödül verilebilir. Son zamanlarda özellikle Amerikan filmlerinde çok rol alıyor köpekler. Rin Tin Tin sinema tarihinin ilk köpek oyuncusuydu. Onun uyandırdığı heyecan müthiştir, bugünküyle kıyaslanamaz.

“Bir pazarlama tuzağı”
Derviş Zaim (Yönetmen)


“Bir köpek Oscar alabilir mi?” sorusunu yanıtlamak için köpeğin bir oyuncu gibi transforme olabilme ve bunun için gerekli bilinç düzeyine, algıya sahip olup olmadığı, böyle bir ruh ve beyin kapasitesinin bulunup bulunmadığı gibi meseleleri tartışmak gerekiyor. Dolayısıyla çok gerekli bir problematik gibi gelmiyor bana. Bu bir pazarlama tuzağı.

“Oyunculuk bilinçli yapılır”
Hale Soygazi (Oyuncu)


Kesinlikle Oscar almamalı. Oyunculuk bilinçli yapılan bir iş. Bir şeyi tasarlarsın sonra onu canlandırırısın. Duygularınla ve aklınla oynarsın. Köpek böyle mi yapıyor? Köpeğe içgüdüsel bir şeyler yaptırılıyor. Bunun oyunculukla ne ilgisi var? Asla böyle bir şey olamaz. Evlerimizde de bir sürü hayvan var, biz de onlara neler yaptırıyoruz.

“Hayvanların filmlerde oynamalarına bile karşıyım”
Ömür Gedik (Sinema yazarı, hayvansever)


Hayvanların filmlerde bu kadar kullanılmasına karşıyım çünkü çok zor şartlarda çalıştırıldıklarını biliyorum. Eğitimli dedikleri hayvanların o eğitim düzeyine, o sahnede istenileni yapmaya gelen yolda çok işkence gördüklerini düşünüyorum. Olabiliyorsa bütün filmlerde kullanılan hayvanların animasyon olarak kullanılmasını tercih ederim. “The Artist” filmindeki köpek gerçekten filmi götürüyor, çok başarılı ama ben hayvanların filmlerde kullanılmasına karşıyım. Hayvanların yaptıklarının oyunculuk olduğunu düşünmüyorum. Bir takım zorlamalarla ödüllendirme ve cezalandırma yoluyla yaptırımlar olduğunu düşünüyorum. O oyunculuktan keyif alıp almadıklarını bilmiyoruz.

Haberin Devamı

“Hem eğiticiye hem de köpeğe verilmeli”
Erdinç Sarımusağolu (Köpek eğitmeni)

Tabii ki bir köpeğe Oscar verilebilir ama eğiticiyle birlikte verilmesi daha doğru olur. Biz eğitmenler köpeklere kullandığımız dili öğretiyoruz. Türkiye’de köpekli film ve diziler çok fazla çekilmiyor. “Pulsar”ı çektiğimiz set çok amatördü mesela.
Bir köpeğin Oscar’a aday gösterilmesi konuşuluyorsa muhtemelen çok iyi hazırlanılmış bir projedir. Sette
çalışanları da eğitmenler bilgilendirmiştir. Hatta köpekle birlikte çalıştırılmış insanlardır, ışıkçısından rejisine kadar.