Kültür Sanat Milena’ya Mektuplar

Milena’ya Mektuplar

15.12.2009 - 17:14 | Son Güncellenme:

Milena’ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır.

Milena’ya Mektuplar

Franz Kafka, Prag’da bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenská’dan öykülerini Çekçe’ye çevirmesini ister. Kafka ile Milena’nın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milena’ya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olacaktır.

Haberin Devamı

Milena’ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır. Kafka’nın Milena’ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Çünkü Kafka’nın da dediği üzere, “Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları.”

FRANZ KAFKA

Franz Kaf­ka, 1883’te Prag’da doğ­du. Taş­ralı Çek pro­le­tar­ya­sın­dan ge­len ba­bası, ev­len­dik­ten son­ra Prag’a yer­leş­miş, za­man­la zen­gin bir tüccar ola­rak top­lum­sal saygınlığa eriş­miş­ti. An­ne­si ise aydın, varlıklı Al­man Ya­hu­di­si bir bur­ju­va ai­le­sin­den ge­li­yor­du. Kaf­ka’nın, ai­le­siy­le olan iliş­ki­si, Ya­hu­di asıl­lı olu­şu, için­de ya­şadığı top­lum ve si­ya­sal or­tam, çev­re­si­ne ya­bancılaş­masına yol açtı. 1906’da hu­kuk dok­to­rasını ta­mam­la­yan Kaf­ka, sıkıla­rak da ol­sa, bir si­gor­ta şir­ke­tin­de ça­lışma­ya baş­ladı. İlk yapıtları Milena’ya Mektuplar ve Taş­ra­da Düğün Hazırlıkları 1912’den önce yayınlandı. 61 say­falık Ba­ba­ya Mek­tup’ta, ya­zarlığı seç­me­si­nin ve ev­len­me gi­ri­şim­le­ri­nin sürek­li bo­şa çıkmasının ne­de­ni­ni, üstün ba­ba ki­şi­li­ği­nin baskısından kur­tul­ma ça­ba­ları ola­rak de­ğer­len­dir­di. 1912’den baş­la­ya­rak Dönüşüm, Ame­ri­ka, Da­va adlı baş­ya­pıt­ları bir­bi­ri­ni iz­le­di. Ce­za Ko­lo­ni­si adlı öyküsü, suç so­ru­nu­nu iş­le­me­si açı­sından Da­va ile iliş­ki­liy­di. 1922’de yazdığı Şa­to adlı ro­man ta­mam­lan­ma­dan kaldı. 1917’de ve­re­me ya­ka­la­nan Kaf­ka, 1924’de Vi­ya­na yakınlarında­ki Ki­er­ling Sa­na­tor­yu­mu’nda öl­dü ve Prag’da top­ra­ğa ve­ril­di. Yapıtlarında çağımız in­sanının kor­ku­larını, yalnızlığını, ken­di ken­di­ne ya­bancılaş­masını ve çev­re­siy­le ile­ti­şim­siz­li­ği­ni di­le ge­ti­ren Kaf­ka, tüm yapıtları­nın yakılmasını va­si­yet et­miş ol­sa da, dos­tu Max Brod bu is­te­­ği­ni ye­ri­ne ge­tir­me­di ve onu dünya­ya tanıttı.

Haberin Devamı

Çeviren: Esen TEZEL

Haberin Devamı

Yayına hazırlayan: Şebnem SUNAR

Sayfa sayısı: 347