Ekonomi Milli paramızda bereket var

Milli paramızda bereket var

04.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kendimizi niye dolara, euro’ya bağımlı hale getirelim? Milli paramızda bereket var. Merak etmeyin zarar etmezsiniz. Kimsenin bu ülkeye karamsarlık pompalamaya hakkı yok” dedi

Milli paramızda bereket var

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gelin şu anda dolarınızı, euro’nuzu TL’ye çevirin. ‘Efendim zarar edersek ne olur?’ Bu millidir, bunda bereket vardır. Bundan zarar etmezsin merak etme. Asıl zarar ettiren öbürüdür, çünkü öbürü emperyal bir mantığın temsilcisidir. Sen yerli, milli olmak suretiyle parana sahip çıkacak, bu para burada kalacaktır” dedi.
Erdoğan, Eyüp’teki Biz Cevahir Haliç Alışveriş Merkezi’nin açılış töreninde konuştu. Erdoğan şunları söyledi:
“Birileri 15 Temmuz’da tankla, topla, F-16’larla teslim alamadıkları bu ülkeye, ekonomik sabotajlarla diz çöktürmeye çalışıyor. Bu oyun da yeni değil, buna alışığız. Özellikle son 3 yıldır, ekonomik kriz kozunu farklı kılıflar altında sürekli tedavüle sokmaya çalışıyorlar. Bunun için her yolu denediler.”

Haberin Devamı

ALANIM EKONOMİ, BİRAZ BİLİRİM: Bakın bu kez borsa, döviz, faiz bütün bu manipülasyonlar üzerinden bunu başarmaya çalışıyorlar. Maalesef basireti bağlı kimi işadamları dernekleri de bu sürece alenen destek oluyor.
Benim de alanım ekonomi, biraz bilirim. Fakat döviz bir baskı aracıdır ve bu döviz karşılığı olmadan bastırılan para ve karşılığı olmadan bastırılan bu parayla da 100 milyarlarca dolar birilerine akmaktadır. Bizim bunu çözmemiz gerek. Niçin yastığının altında bu karşılığı olmayan parayı saklayacaksın? Gelin bu parayı milli paramıza çevirelim. Milli değerlerimize sahip çıkacağız. Bizi yıkmak, bizi mahkum etmek isteyenlere karşı yastığımın altında bu para varsa, ben bunu TL’ye çevirmeliyim.”

Haberin Devamı

PARANI TL’YE, ALTINA YATIR: Sayın Putin’e dedim ki; ‘Artık alışverişimizi biz yerli parayla yapalım. Ben sizden ne alıyorsam sana Rus rublesiyle ödemesini yapayım. Sen de benden ne alıyorsan Türk Lirası ile bana ödemini yap’ dedi. Aynı şeyi Çin’e, İran’a da teklif ettim. Makul karşılandı. Merkez bankalarımıza da talimatları verdik, bundan sonra aramızdaki bu münasebetleri, bu yollarla yürütmeye çalışacağız. Dolayısıyla tekrar tüm milletime sesleniyorum. ‘Yastığının altında ne varsa para olarak söylüyorum, gel bunu altına yatır, gel bunu TL’ye yatır ve bununla beraber piyasayı düzenleyelim. Piyasayı bununla düzenlediğimiz zaman işte o çıkar şebekeleri değil o zaman ülkemiz kazanacak. O zaman millet kazanacak.

DERNEKLER KARAMSARLIK POMPALIYOR: Türkiye ekonomisi sağlam temeller üzerinde inşa edildi. Hiçkimsenin hele hele iş dünyasını temsil iddiasındaki derneklerin bu millete karamsarlık pompalamaya hakkı yoktur. Bu ülke 2001 krizinde gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’lere çıktığı günleri yaşadı. Bunu Osmanlı’da da yaptılar. Osmanlı’da yüzde 900’lere kadar faizi çıkarttılar. Osmanlıyı çünkü o şekilde çökertmek istiyorlardı. Bu millet bunu da aştı. Bu ülke IMF kapılarında birkaç milyon dolar için boyun büktüğü acı dolu günleri yaşadı. Elhamdülillah şu anda Merkez Bankamızın döviz rezervi işlerimizi görüyor ama dikkatliyiz. Millet gelecek kaygısıyla kıvranırken, bunlar sırça köşklerinde saltanat sürüyordu. Rabbim bir daha bizlere o günleri göstermesin. Bakın 15 Temmuz’un ertesinde 16 Temmuz’da benim milletim yastığının altından 2.5 milyar doları piyasaya sürdü ve TL almak suretiyle hesapları altüst etti. İşte şimdi ben milletimden bunun devamını bekliyorum.

Haberin Devamı

Milli paramızda bereket var

‘Faizde yalnızlığımı biliyorum’

Faiz meselesini çözmemiz gerekiyor. Yalnızlığımı biliyorum ama mücadelemi sürdüreceğim, kararlıyım. Çünkü faizi önemli bir sömürü aracı olarak görüyorum. Faizi emperyalist mantığın en önemli sömürü araçlarından biri olarak görüyorum ve faizi yatırımcıyı köşeye sıkıştırma aracı olarak görüyorum. Şu anda Türkiye’de en yüksek parayı kazanan reel yatırımcı değildir. En yüksek parayı kazanan finans sektöründe olanlardır. Kendi öz sermayeleriyle değil. Bütün mevduat sahiplerinin bankaya yatırdıkları parayla ne yapıyor? Vurgunu vuruyor ve konuştukları zaman bunlar öyle ufak tefek parayla konuşmuyorlar.

Haberin Devamı

‘Faizler 17-18’e kadar çıkıyor’

‘Bu yıl şu banka şu kadar kazandı, şu banka şu kadar kazandı’ derken reel yatırımcıya bakıyorsun, o kılı kırk yarıyor ve bir de hele işler terso gitti mi? Ondan sonra çağırıyor diyor ki, ‘Böyle böyle, geri dön bakalım.’ ‘Nasıl geri döneceğiz, bak durum kritik.’ ‘Döndün döndün, dönmediğin taktirde el koymak durumundayım’ diyor. Şimdi yatırımcı ne yapacak burada? Zaten imza atarken nereye imza attığını bilmiyor yatırımcı. Çünkü önündeki sözleşmede, metnin içinde cümleler öyle yazılmış ki karıncanın önüne koysan o bile okuyamaz. O kadar ince, bir garip metin. Yüzde kaçla aldığının bile farkında değil. İyice sıkışmış ya ‘hemen şu parayı alayım, işi bitireyim’ diyor. Maalesef bu metinlere bu imzalar atılmak suretiyle ki; şu anda yüzde 14-15 buralara kadar çıkıyor. 17-18 buralara kadar çıkıyor. Yüzde 17-18’le bu yatırımcının para kazanması mümkün mü? Böyle bir para yok ki. Böyle bir parayı nereden kazanacak ama o yüzden 17-18 ile bunu sağdan, soldan çarpacak, bilmem ne yapacak, ödeyecek.

Haberin Devamı

İhaleler Türk lirasıyla

Türk Lirası üzerinden yapabileceğimiz işlemleri, kiralamaları, alımları ki devlet olarak da Cumhurbaşkanlığı’nda yaptığımız ekonomi zirvesinde onu da karara bağladık. Yapılabilecek tüm ihaleleri TL üzerinden bu şekilde gerçekleştireceğiz ve bu şekilde ihalelerde de bir dönüm noktasını başlatmış olacağız.

Alımları neden döviz üzerinden gerçekleştirip kendimizi niye dolara, euro’ya bağımlı hale getirelim? Artık böyle bir dönemi girelim. Neden yastık altında atıl duran ziynet eşyalarını, dövizlerini, altınları ekonomimize kazandırmayalım? Bunun da adımlarını atalım. 15 Temmuz’da nasıl el birliği ile demokrasimize, özgürlüğümüze, geleceğimize sahip çıkmışsak, şimdi de ekonomimize sahip çıkma zamanıdır. Gün laf söyleme değil harekete geçme zamanıdır. Gün Türkiye’nin ekonomi seferberliğine köstek değil, destek olma zamanıdır.