13.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu
KPSS ve alan sınavlarına giren yüz binlerce eğitim fakültesi mezunu ile fomasyon almış fen edebiyat fakültesi mezunları, sınavdan aldıkları puanlarla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından belirlenen 37 bin kontenjan için tercih başvurusunda bulunmaya başladı. Ancak, tercihlerine göre ilgili kadrolara atanacak öğretmenler için önemli bir süreç de bundan sonra başlayacak.
Adayların, 15 Eylül’de elektronik ortamda yapılacak merkezi bir atama ile herhangi bir okula yerleştirilmesi, asıl öğretmen olmalarına yetmeyecek. Önce gittikleri okulda aday öğretmen olarak 1 yıl süreyle görev yapacak, “stajyer” öğretmenler, yıl içindeki performansları ve girecekleri yazılı sınav sonrası alacakları puanla değerlendirilerek asıl öğretmen olarak atanabilecek. Başarılı olamayanlar ise öğretmenlik hakkını kaybedecek.
Derinleşen sorunlar
Bu uzun ve zorlu öğretmenlik süreci için atama tercihleri 4 Eylül’de başladı; 10 Eylül’e kadar sürecek. Atanabilen öğretmenler, başvuranların ne kadarını oluşturacak, 10 Eylül’de belli olacak ancak tercih dönemi devam ederken, Eğitim-Sen’den gelen “atanamayan öğretmenler” raporu dikkati çekiyor.
Rapora göre, 2003-2015 yılları arasında KPSS’ye toplam 2 milyon 996 bin 742 işsiz öğretmen girdi. Ancak bu öğretmenlerin 510 bin 896’sı yani yüzde 17’si öğretmen olarak atanabildi. Geriye kalan ve yüzde 83’lik dilimi oluşturan işsiz öğretmenler ise, ya yeniden KPSS’ye girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda kaldı. Atanma oranlarının yıllara göre değişimine bakıldığında da son 5 yılda, KPSS’ye girenler arasında yüzde 17-18 bandında bulunan atanan öğretmen oranının, 2015’e gelindiğinde yüzde 13’lere gerilediği belirlendi. Raporda, Türkiye’de eğitim sisteminin her geçen gün, “artan sorunlar ve derinleşen çelişkilerle tam bir çürüme içinde” olduğu savunularak, şunlar kaydedildi:
‘Utanç verici bir durum’
“Hükümetin bugüne kadar eğitim sisteminin ihtiyacı kadar öğretmen atamaması, Türkiye’nin kısa bir zaman içinde hali hazırdaki mevcut işsizler ordusunun yanı sıra, ikinci bir işsiz öğretmenler ordusu ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Bu durum atama bekleyen işsiz öğretmen sayısını her geçen yıl artırarak, işsiz öğretmenleri büyük bir strese sokmakta; intiharlara kadar varan olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Geçtiğimiz yıllar içinde her yıl KPSS’ye girenlerin küçük bir kısmı atanırken, büyük bölümü ataması yapılmayan öğretmenler ordusunun daimi üyesi haline gelmiştir. Nitelikli bir eğitimin gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları sürecinin planlı bir şekilde işlemesi gerekmektedir. 300 bini aşkın ataması yapılmayan öğretmenin mesleğini icra edebilmek için KPSS barajını geçmeye çalışması, utanç verici bir durumdur. Mevcut işsiz öğretmen sayısına, yeni kurulan üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun olacak yeni öğretmenlerin de ekleneceği dikkate alındığında, öğretmen yetiştirme politikaları ve öğretmen açıklarının kapatılması konusunda hiçbir somut planlamanın olmadığı görülmektedir.”
‘Direnmek ne kadar doğru?’