Otomobil Bir fuar masalı

Bir fuar masalı

28.09.2009 - 13:40 | Son Güncellenme:

Bu yıl 63. kez düzenlenen fuar hakkında çok şey yazılıp çizildi. Ama fuarın can alıcı yönlerinin neler olduğunu öğrenmeyi isterseniz, bu yazı sizin için biçilmiş kaftan...

Bir fuar masalı

Dünyanın "kapladığı alan itibariyle" en büyük otomobil fuarlarından biri olan ve artık Paris ile dönüşümlü olarak iki yılda bir düzenlenen Frankfurt Motor Show, otomobil tutkunları için tam bir festival niteliğinde. Elbette biz gazeteciler için bir miktar "eziyet" tarafı olsa da, doğruya doğru...

Haberin Devamı

Bir fuar masalı

Bu yıl 63. kez düzenlenen Frankfurt Motor Show, tüm dünyadaki otomobil tutkunlarının dikkat kesildiği bir gösteri olurken, otomobil aşığı Almanların da 13-15 euro ödeyerek akın ettikleri ve belki de bira festivalinden sonra en çok katıldıkları etkinlikti. Tabii bunlar işin giriş kısmı. "Ne gördünüz?" derseniz, eh onları gazetemizin sayfalarına yansıttık. Belki de gördüklerimizin bir özetini, biraz yorum katılmış bir özetini vermek daha doğru olur deyip sarılıverdik tuşlara... İşte, fuarın can alıcı noktalarının da içinde olduğu bir fuar yazısı sizlere...

Çiçeği burnunda retrolar

Uzunca bir süredir otomotiv dünyasında moda haline gelen, VW Beetle, MINI, Fiat 500 ile popüler hale gelen "retro" (eski modellerin modern yorumlanması) modeller, bu fuarda da yeni üyeler kazandı.

Haberin Devamı

Bunların en etkileyicilerinden biri kuşkusuz Mercedes'in efsane hale gelen ve koleksiyonerlerin gözde otomobillerinden olan "martı kanat"ın modern versiyonuydu. SLS AMG olarak yeniden doğan "martı kanat", gerek görüntüsü gerekse de kaputunun altında olduğu söylenen 6.3 lt (571 HP) V8 motoruyla "Olmuş" dedirtti kendisine.

Bir fuar masalı

Ondan daha mütevazı bir efsane olan Citroen 2CV ise, tamamen farklı bir biçimde döndü geriye. Şimdilik sadece konsept olan "Revolte", genel hatları ve açılır bez tavanıyla bu şirin modelin geri dönüş sinyali olarak yorumlandı. Ancak konsept haline bakılırsa aşırı teknoloji yüklemeli ve abartılı lüks iç mekanıyla şaşırtıcıydı. Hele de kırmızı kadife koltuklarıyla...

Ondan da mütevazı olanı vardı elbette. Doğu Almanya'nın ve komünizmin simgesi olan, çıkarttığı yağlı duman yüzünden Avrupa yollarından afaroz edilen Trabi, retrolar arasında yerini aldı. Tip olarak eskisine daha yakın bir halde görünen yeni Trabi, inadına tamamen teknolojik ve elektrikli motoruyla çıkageldi. Tabii seri üretime geçip geçmeyeceği henüz belli değil. Ve eski tadını verip vermeyeceği de...

Tam bir elektrik çarpması

Frankfurt Motor Show, sadece Trabi için değil, tüm sektör için devrim niteliğindeydi. Zira fuarı gezenler, bir "elektrik şoku" içinde kaldılar...

Haberin Devamı

Neredeyse tüm üreticiler, fuara elektrikli seri üretim ya da prototip modellerini getirmeyi ihmal etmemişlerdi. Hatırlanacağı üzere Türkiye'de üretilmesi gündeme gelen yeni model bile elektrikliydi. Elektrikli modeller, pil değiştirme sistemleri filan derken, ortalık yüksek voltaj içindeydi.

Bir fuar masalı

Tabii bununla birlikte çevreci araçlar konusunda firmaların ve hatta kıtaların tercihleri de keskin şekilde ortaya çıktı. Fransızlar "elektrikli oto" derken, Japonlar ve Almanlar "hibrit" konusunda ısrarlıydı. Bu tartışma herhalde böyle devam eder gibi görünüyor...

Benzin kokusu sevenlere

Elbette fuar sadece çevreyi düşünenlere hitap etmiyordu. Benzin kokusunu sevenler unutulmamış, onlar için tasarlanan ve piyasaya sunulan modeller de yerini almıştı.

Yeni Porsche 911 ve Panamera, "minik" Rolls Royce Ghost, Ferrari 458, dört kapılı Aston Martin Rapide, üstü açık Lamborghini Reventon gibi ulvi "yaratıklar", süper spor otomobil sevenler için yine oradaydılar.

Bununla birlikte yoklukları hissedilenler vardı tabii. Honda (ve elbette Asimo), Nissan, Mitsubishi, Cadillac ve Bugatti gibi. Ya da yok olmamak adına, kısıtlı imkanlarla, fuar alanının içinde çadır kurarak özlem giderenler... Tıpkı Chevrolet gibi ya da son nakitini yeni modele yatırarak umut arayanlar... Saab ve Opel gibi.

Haberin Devamı

Ve bunu da gördük

İlk kez bu fuarda sergilenen bazı modelleri, öncesinde Türkiye yollarında gördük. Bursalı Fiorino'nun "Trekking" versiyonu ve Kia'nın makyajlanan Cee'd modeli gibi.

Bunun yanında ilk kez bir fuarda "canlı canlı" otomobil üretildiğine şahit olduk. Alman spor otomobil üreticisi Wiessman, getirdiği parçalarla, üç kişilik bir ekibe fuarda otomobil imal ettirdi. Üstelik her aşaması, bir internet sitesi üzerinden yayınlandı.

Bir fuar masalı

BMW kendisine kurduğu bağımsız standın içinde otomobil dolaştırdı.

Peugeot, dünyanın en küçük dört kişilik otomobili dediği "BB1" konseptini sergiledi. Arkaya oturan erkek mankenlerin nasıl ter içinde kaldıkları izlendi, "Allah kurtarsın!" denildi.

Haberin Devamı

Tabii herşey bunlarla sınırlı değildi... Kaçırdığımız nice aktivite oldu muhtemelen. Umuyoruz günün birinde, belki 20 yıl sonra bir benzeri de Türkiye'de gerçekleşebilecek!