Otomobil Çocukla ilk tatiliniz mi? Bu yazıyı okumadan çıkmayın!

Çocukla ilk tatiliniz mi? Bu yazıyı okumadan çıkmayın!

01.07.2006 - 14:20 | Son Güncellenme:

DIREKSIYON CADISI / Şule Yücebıyık

Çocukla ilk tatiliniz mi  Bu yazıyı okumadan çıkmayın

(2004)

İlaç çantası tamam mı?
Tamam. Kusma önleyici, ağrı kesici, ateş düşürücüleri aldım. Ne olur ne olmaz diye, öksürük şurubunu da koydum. Böcek sokmasına, yara, yanık ve allerjiye karşı merhemler de hazır. Tentürdiyot, oksijenli su, sargı bezi, yara bantları da tamamdır.
Süpersin! Peki oyuncak çantası hazır mı?
Evet patron! En sevdiği otomobilleri. Her biri farklı boy ve ebatlarda tam 15 adet. İki peluş ayı, uyku yastığı, uzaktan kumandalı gemi, damperli kamyon, Kova, tırmık, kürek, kitaplar, yap-bozlar, belki çişini söyler umuduyla müzikli oturağı, oyun hamurları, boya kalemi ve resim defteri. Deniz atı şeklindeki botunu ve direksiyonlu simitini de unutmadım.
Harika bir kadınsın!
Teşekkürler. Giysi valizi biraz büyük mü oldu ne? Yani bir hafta için, bu kadar kıyafet. Olsun, ne olur ne olmaz!
Artık hazırız yani!
Evet, bir de benim birkaç parça giysi toparlamam lazım. Bakarsın ihtiyacım falan olur...
Tamam çabuk ol!

Çocukla ilk tatiliniz mi  Bu yazıyı okumadan çıkmayın

Annesinin kendi kendine konuşmasına alışık olan 2.5 yaşındaki oğlum Eren, tatile çıkıyor olmanın heyecanıyla evi birbirine katarken düşündüm de, tatil anlayışım nasıl da değişmiş....
Çok değil, üç yıl önce tatile çıkarken dertlerim, “10 çift ayakkabıyı bavuluma nasıl sığdıracağım, bikinimle pareomun renkleri yeterince uyumlu mu, beş kitap yeter mi yoksa birkaç tane daha alsam mı?’ gibiydi. Hayallerim şöyle olurdu: Kendimi güneşin kollarına bırakacağım, Akdeniz’in maviliklerinde kulaç atacağım, gecelere akıp, kumsalda sabahlayacağım...
Bunlar tatlı birer nostalji olarak çoook gerilerde kaldı! Şimdi, çocuklu bir hayatımız var. Geçen hafta da bu hayatımıza uygun yeni, kocaman MPV’mizle tatile çıktık. Yola çıktığımızda, doğru seçim yaptığımızı da anladık. Çoğu Eren’in eşyalarını içeren tam 4 iri valiz, iki de bizim bavulumuz, bir puset ve bir portatif yatağı bagaja sığdırınca, bir şampanya patlatmadığımız kaldı.
İzlenimlerim ne mi?
Öncelikle baştan söyleyeyim. Otomobili ben kullanmadım. Evli ve çocuklu çiftler arasında yazısız bir ittifak vardır. Uzun yolda erkek otomobili kullanmakla, kadın ise çocuklarla ilgilenmekle yükümlüdür. Biz de geleneği çiğnemedik. Bu nedenle ancak anne - yolcu sıfatıyla izlenimlerimi aktarabilirim.
Şöyle ki; İstanbul - Kemer yolunu, elimde boş bir kusma torbası ile hazırolda bekleyerek geçirdim. Araba tutmasın diye 45 dakikada bir mola verdik, neredeyse tüm benzin istasyonlarında durup şeker aldık. Buna rağmen Kemer’e 10 saat gibi kısa sürede ulaştık. Hiçbirimiz otomobilden kaynaklanan bir yorgunluk yaşamadık.
Koltuk masalarının, ceplerin, gözlerin ise çocuklu bir yolculukta ne kadar işe yaradığını hayretle tesbit ettim. MPV’leri kim icat etmişse, bir kez daha tebrik ediyorum.
Ve tatil...
El değmemiş koylardan, kalabalık tatil köylerine zorunlu transferimizin ilk yılında, harika bir tatil geçirdik. Kitap okumak yok, güneşin altında tembel kedi gibi gevşemek yok, canın istediğinde yatıp-kalkmak, yemek-içmek, akşamdan kalmak falan yok. Bunların yerine, günün en az 5 saatini havuzda küçük bir adam ve şişme deniz atıyla geçirmek, günde üç vakit 30’ar kez su kaydırağından kaymak, saatlerce uzaktan kumandalı gemi yüzdürmek, kumdan boy boy kaleler ve otomobiller yapmak, dalgalara tekme atmak, eşinle nöbetleşe denize girmek ve toplam 15 saat minik kaşifin peşinde koşuşturmak var. Erkenden yatmak zorundasınız, çünkü bir sonraki güne enerji biriktirmek lazım!
Ve tatilden döndük. Pek dinlendiğim söylenemez ama çok mutlu bir anne olarak işimin, klavyemin başındayım. Tatile yeni çıkanlara iyi yolculuklar (!) dilerim...