Otomobil Otomatik vites bamya yemeği gibidir

Otomatik vites bamya yemeği gibidir

29.06.2006 - 18:02 | Son Güncellenme:

Arkadaşımın araba parası tamam. O, otomatik viteste ısrarlı... Bense tam tersi!

Otomatik vites  bamya yemeği gibidir

Direksiyon Cadısı / Şule Yücebıyık

Otomatik vites  bamya yemeği gibidir

(2004) - “Kızım, yapma, etme gözünü seveyim. Kendini yakma, kör ateşlere atma... İnan bana pişman olursun! Gel, sözümü dinle! Adam gibi bir otomobil al kendine!.." Son aylarda bu cümleyi o kadar sık kuruyorum ki! Biraz abartılı bir şekilde İkna etmeye çalıştığım kişi, gazeteden arkadaşım Eylem.
Ehliyeti var ama otomobil kullanmayı bilmiyor. (Bu da herhalde dünyada sadece Türkiye’ye ve Türkler’e özgü bir durumdur. Ehliyet kursları sağolsun)
Bir otomobili olsun istiyor. Parası da birikti sayılır. Buraya kadar onu destekliyorum. Beraberce otomobil ilanlarına bakıyor, bütçesine uygun bir otomobile rastlayınca sahibini arayıp, fiyatı daha da düşürmesi için taciz ediyoruz.. Ama bir konuda sürekli çatışıyoruz. Otomatik vites mi, manuel vites mi?
Eylem, otomatik vitesli otomobil almak konusunda ısrarlı. Gerekçesi şu: “Ben bu saatten sonra vites değiştirmekle uğraşamam."
Hatta gelecekte otomatik vitesli otomobilini kullanırken, boşta kalan eliyle neler yapacağının hayalini kurmaya başladı bile:
Cep telefonu ile konuşurum, uzun yolda kitap okurum. Kahve içerim. Sandviç yerim..." (Tanrı hepimizi Eylem’den korusun!)
Bense bıkmadan, yılmadan, usanmadan otomatik vitesin son derece sevimsiz birşey olduğunu, otomobil kullanmanın zevkini tattırmayacağını, boşta kalan elinin boşta kalmaktan başka bir işe yaramayacağını anlatmaya çalışıyorum.
Otomatik vitesle alıp veremediğimin ne olduğuna gelince...
Herşeyden önce, insan hayatını kolaylaştıran değil, sıkıcı hale getiren bir teknoloji olduğuna inanıyorum. Otomobil kullanmak yemek yemek gibidir. Her ikisini de zorunlu olarak yapar, bir yandan da haz almaya bakarsınız. Amaç karın doyurmaksa, her koşulda doyulur. Ama bamya yerken alınan zevki, bir bardak kırmızı şarabın eşlik ettiği biber soslu biftekten alınan zevkle karşılaştırmak mümkün mü? Değil!
Bu örnekten yola çıkarak otomatik vitesli otomobil kullanmanın, bamya yemeğe benzediğini rahatlıkla iddia edebilirim yani.
Otomobile binince, debriyaja basmak, vites değiştirmek bir zevktir. Sadece bunlar mı? Yokuş aşağı giderken vitesi boşa almanın verdiği hazzı (!), dik bir rampada otomobili kaydırmadan kalkabilmenin yaşattığı haklı gururu, boş bir yolda yapılan akselarasyonun heyecanını otomatik vitesli bir otomobil yaşatabilir mi?
Hazır başlamışken, otomatik vitesin diğer dezavantajlarından da bahsedeyim. Öncelikle manuel vitesli otomobile göre fiyatı yüksektir. Daha çok yakıt tüketir...
Az da olsa, avantajı da yok değil tabii.
Yoğun trafikte daha az yorucudur. Yokuşlarda kayıp, karizmanızı zedelemek gibi bir ihtimali ortadan kaldırır. Yine bütün bunlar, bir ayağı işlevsiz, bir eli boşta yolculuk yapmanın verdiği sıkıntıyı gidermeye yetmez!