Otomobil Talihsiz şampiyona üzerine

Talihsiz şampiyona üzerine

24.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

23 Temmuz’da Avrupa 65-85 cc Motokros Şampiyonası’nın bir ayağı Türkiye’de gerçekleşti. Ancak bu yarış öncesi, yazımı yayına hazırlarken okuduğum bir haber de, oldukça şaşırmama neden oldu.

Talihsiz şampiyona üzerine

23 Temmuz’da Avrupa 65-85 cc Motokros Şampiyonası’nın bir ayağı Türkiye’de gerçekleşti. Ancak bu yarış öncesi, yazımı yayına hazırlarken okuduğum bir haber de, oldukça şaşırmama neden oldu. Nitekim şampiyona için gelen yarışçıların bir kısmının motosikletleri, geçici ithalat için kullanılan ATA karneleri olmadığından, gümrükte alıkonulmuş. Yarışa girememe tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlar...
Tabii haber, bir gümrük skandalı olduğu için önem kazanmıştı, ancak muhtemelen bunlar olmasaydı, ne yazık ki yarışın sonucu, büyük bir ihtimalle resimaltında geçiştirilecek ya da hiç yeralmayacaktı. Maalesef bu, Türkiye’de yapılan tüm motosiklet şampiyonaları için geçerli...
Tabii bu olayın birkaç boyutu var. Bir yandan “Kardeşim Avrupa Şampiyonası işte. Ülkemizin adı geçecek, bırak girsinler” diye gümrüklere kızabilirsiniz. Ancak basında bile pek yer almayan bir sportif olaydan ya da spor dalından, gümrüklerdeki görevlilerin kendi başlarına haberdar olmasını da bekleyemezsiniz. 
Burada TMF (Türkiye Motosiklet Federasyonu) ve FIM (Uluslararası Motosiklet Federasyonu) de sorumlu gibi görünmektedir. Federasyonumuz gerekli ön hazırlığı yapıp, FIM veya katilimci ülkelerin federasyonlarına Türkiye’de yarışacak motosikletlerin ülkemize giriş yapabilmesi için gerekli belgeleri zamanında ve doğrudan bildirmelidir. Yahut, giriş yapacak motosikletlerin hangi gümrük kapılarından geçeceği, o ülke federasyonlarından önceden ögrenilip, o gümrük kapılarına listeler yollanması suretiyle problem yaşanmayacağı konusunda teyid alınmalı, hatta bu kapılara federasyon görevlisi yollanmalıdır.
Önceden planlama
Avrupa Şampiyonası veya başka bir şampiyona olsun, sporcuların aklındaki tek şey yarışmak ve birinci olmaktır. Böyle olaylar konsantrasyon ve motivasyonlarını olumsuz etkiler.
TOSFED (Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu) zamanında ben en aşağı 5 uluslarlarası ralli organizasyonu kapsamında Türkiye’ye yüzlerce diğer yarış aracıyla birlikte giriş yaptım. Her defasında TOSFED yetkilileri, giriş yapılan gümrük kapılarında hazır bulunmak, yarışçıları karşılamak gibi gerekli bütün önlemleri önceden alarak, organizasyonların pürüzsüz işlemesini sağlıyorlardı.
TOSFED’i ağır şekilde eleştiren ve motosiklet federasyonunun ayrılması durumunda organizasyonların çok daha iyi olacağı vaadini veren federasyon yetkililerinin, bu işi daha iyi yapmalarını beklerdik.
Ayrıca yine gümrüklerin bu gibi organizasyonlara, doğru ve net bilgilendirildiği taktirde, ne kadar yardımcı olduklarını, şu anda yapmakta olduğum sportif organizasyon işinde de, uluslararası windsurf ve yelken yarışları organizasyonlarını gerçekleştirirken de bizzat şahit oldum.
Önceden planlamayla bu gibi aksaklıklar, baştan çözülebilir, sonra da yabancı sporcuların “Türkiye’de bu işler çok zor, biz bir daha Türkiye’ye gelmek istemiyoruz” tepkileriyle karşılaşmayız.
Bunun yanında, Hollanda ekiplerinden birinin motosikletlerinin TEM’de gasp edilmesi de, başka bir üzücü olay. Son zamanlarda İstanbul’da da motosiklet hırsızlıkları inanılmaz arttı. Hafta geçmiyor ki bir yakınımızın motosikletinin çalındığını duymayalım. Hırsızlığa karşı otomobillerden daha da korumasız olan motosikletler, herhalde hırsızların iştahını kabartıyor. Az sayıda bulunan hobi motosikletleri bile hırsızlıktan nasibini alıyor. Çalınması halinde nerelere gideceği, nasıl kullanılacağı az çok belli olan motosikletleri çalan hırsızlara kapsamlı bir operasyon düzenlenmesini, tüm motosikletseverler adına talep ediyorum.