04.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Sonra bilinçli bir şekilde yazar oldum ve içimdeki ressamı da öldürdüm. Fakat son 10 yıldır, içimdeki ‘şikâyetçi öldürülmüş ressam’ birden canlandı. Resim yapmayı hiçbir zaman bırakmadım. Bu bienalde hem Masumiyet Müzesi ki orası bana göre bir sanat eseridir, enstalasyondur, edebiyatla çağdaş sanatın iç içe geçtiği bir şeydir, bienalde kullanılan bir yer oldu hem de benim aslında sergilemek için değil zevkim için yaptığım, not defterleri mi desek resim defterleri mi desek, bunlardan bazıları İstanbul Modern’in alt katında sergileniyor. Onları utana sıkıla sergiliyorum. Yaptığım resimleri ilk defa ziyaretçilere gösterebildiğim için hem utanıp hem de gizli gizli memnun oluyorum” dedi.
Resimlerini nasıl kurguladığına dair sorduğumuz soruya ise, “Ressamlığın zevkli yanı ne yaptığını bilmeden devam etmek. Aslında ressam olarak, sanatçı olarak daha özgürüm. Daha az düşünüyorum ne derler diye. İçimden geldiği gibi, duşta şarkı söyleyen adam gibi resim yapıyorum. Hesaplayan, sonuçları düşünen bir adam gibi de yazı yazıyorum. Resim yaparken daha mutluyum, yazı yazarken daha akıllı hissediyorum kendimi” diyerek yanıt verdi.