Paris, yolları yeşillendirecek

Yaklaşık 112 yıllık geçmişe sahip Paris Motor Show, basın günleriyle kapılarını açtı. 2-17 Ekim arasında halka açılacak olan fuar, iki yıl önce dünyayı ve doğrudan doğruya sektörü sarsan krizin ardından yeni bir dünyanın da habercisi olacak. Nitekim fuar, sergilenen hibrit ve elektrikli otomobillerin çoğunluğu nedeniyle bugüne kadarki en “yeşil” fuar olarak kayıtlara geçti bile.
Fuarda 41’i dünya, 20’si Avrupa 15’i de Fransa olmak üzere 100’e yakın modelin ilk tanıtımı yapılacak. Krizin etkilerinden çıkmaya çalışan sektörün gövde gösterisi olan fuarı, bu yıl yaklaşık 750 bin kişinin gezmesi bekleniyor. Fuarın baş tacı modeller ise, elektrikliler. Bunlardan en önemlisiyse, kuşkusuz sıkça sözü edilen Bursalı Fluence Z.E.

Dizel fiyatına elektrikli
Paris’te dünya tanıtımı bizzat Renault Başkanı Carlos Ghosn tarafından yapılan, 2011’de Bursa Oyak Renault fabrikalarında üretilmeye başlanacak Fluence Z.E’nin Fransa’daki satış fiyatı, 21 bin 300 euro olacak.
Yani, dizel Fluence fiyatına... Aküsü ise ayda 79 euro’ya kiralanacak. Tek şarjla 160 km yol gidebilen elektrikli Fluence’ı Fransa’da 2 euro’ya şarj etmek mümkün olacak. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Fluence Z.E’nin fiyatının teşvikli olduğuna dikkat çekerken, aracın Türkiye’de de uygun fiyatla satılabilmesi için benzer bir teşvik verilmesinin önemine işaret etti. Bu arada fuarın bir salonunda, üstelik kapalı alanda, fuarda sergilenen elektrikli araçların test edilebildiği bir parkur olması göze çarptı.

Bilinenlerde neler değişti?
Paris Fuarı’nı bugüne kadarki en çevreci fuar yapanlar, sadece elektrikli değil elbette. Elektrikli ile benzinli ya da dizel motorların evliliğinden oluşan “hibrit”ler hayli yoğun.
Peugeot, 3008’de ilk kez dizel-elektrik karışımlı hibrit alternatifini sunarken, Türkiye’de satılmasının bu vergilerle kolay olmayacağını da not edelim. Nitekim dizel motoru 2.0 lt hacimli. Toyola ise, istenirse akülerini prizden doldurabilen Plug-In Hibrid Prius’u tanıttı Paris’te. Bu araç, aküleri doluyken uzun süre elektrik gücüyle gidebildiğinden 100 km’de 2.6 lt ile rekor tüketime imza atıyor. Elektrikliyi kullanışsız, hibriti de pahalı bulanlar içinse “mikro” veya “hafif” hibrit seçenekleri var. Hafif hibritte elektrik motoru sadece performans gerektiren yerlerde benzin motoruna destek olsun diye çalışıyor ama aracı tek başına hareket ettirmiyor. Bu, benzinli motora daha az yüklenilmesini ve biraz daha az tüketilmesini sağlıyor. Mikro hibrit ise, bazılarımızın tanıdığı “Start&Stop” (Başlat&Durdur) sistemi.
Dur-kalk trafikte aracın motorunu durdurup, yeniden çalıştırabilen sistem, yüzde 12-15 civarı tüketimi düşürüyor. Bunun yanında, küçük ancak “aşırı besleme” ile (turbo) daha çok güç üretebilen benzinli motorlar ve yeni nesil dizeller de var.
Nitekim üreticiler, kilometre başına karbondioksit salımı miktarını ne kadar düşürdüklerini gururla araçların kapılarına yazıp, çevre kaygısı duyanlara “Rahat olun!” mesajları veriyorlar. Elbette bunu sadece gönüllü olarak değil, sürekli sıkılaştırılan emisyon değerleri nedeniyle yapıyorlar.