Pazar Ağrı’nın gölgesinde

Ağrı’nın gölgesinde

17.10.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:

Doğubayazıt’a bir tık yolum kalmıştı ki o heybetli duruşuyla Ağrı Dağı karşıladı beni. Çok heyecan verici bir manzaraydı. Havanın bulutlu, benim 1500 küsur rakımda olmama rağmen; “hey küçük, hoş geldin” der gibiydi

Ağrı’nın gölgesinde

28. günden selam dostlar! Günün istatistikleri: Toplam mesafe 412 km. En düşük rakım 1553 metre. En yüksek rakım 2550 metre. Toplam sürüş zamanı 5 saat 15 dakika, yolda geçen süre 9 saat 30 dakika. Isı 20-30 derece.

Haberin Devamı

Önce dün akşamdan söz etmek istiyorum. Gündüzden sözleştiğimiz gibi Tatvan’da konakladığım Otel Karaman’ın sahibi Ali Karaman ile otelin terasında akşam yemeğinde buluştuk. O konudan girdik, bu konudan çıktık. Üç saate yakın kesintisiz sohbet ettik. 1930’lu yıllarda İnönü’nün desteğiyle İkizdere’den (Karadeniz) 40 aile bugün Tatvan olan yere yerleştiriliyor. Devlet ev ve tarım alanları ile mera alanları tahsis ediyor her aileye. İşte Ali ağabey, o 40 kurucu aileden Karaman ailesinin Tatvan’da doğan ikinci kuşağından. Bugün Tatvan’da o kurucu ailelerden kimse kalmamış. Sadece Ali ağabey ve kardeşleri oradalar. Diğerleri büyük şehirlere göç etmişler zamanla.  “Zamanında bütün evler üç katlı ve geniş bahçe içindeydi” diye anlatıyor, ben de “Burası neden bu kadar kötü yapılaşmış, ilçeyi binalar boğuyor” diyorum. Yine de bu coğrafyada dağlar o kadar ihtişamlı ki insan gözünü biraz yukarı çevirince hava alabiliyor! Ali ağabey bu yöreden evli. Her ne kadar aslen Karadenizli de olsa kendini Tatvanlı olarak tanımlıyor.

Haberin Devamı

Ağrı’nın gölgesinde

Tatvan geceleri serin

Gelelim Otel Karaman’a; şehir merkezinde 3 yıldızlı bir otel. Ben Google’da otel ararken aldığı yüksek oy ve olumlu yorumlar sayesinde buldum burayı. İyi ki de bulmuşum. Hem çok rahat ettim hem de Ali ağabeyi tanıdım. Telefon görüşmemizde motosikletle seyahat ettiğimi ve akşam güvenli bir noktaya park etmek istediğimi söylediğimde, “Hemen resepsiyonun önüne park ettiririz. Sabaha kadar görevlimiz var” diyerek ilk yardımseverliğini gösterdi. Bölge dikkate alınırsa oda oldukça rahattı. Tek kusur denilebilecek şey klima olmamasıydı. Ancak Tatvan geceleri iyi serin oluyor. Camda sineklik olunca klimayı aramadım. Çalışanları çok candan. Kahvaltı güzel. E, Vagabond da tam kapının önünde. Daha ne ister insan! 3 gece kaldım otelde. Motosikletli dostlar yolunuz Tatvan’a düşerse başka yer aramayın derim. Kendisi motosiklet sürücüsü değil ama gezginlerin halinden iyi anlayan bir dünya adamı. Ayrıca çevre hakkında bilgi alabileceğiniz doğru kişi.

Yolumun uzun olduğunu biliyordum. Sabah sıkı bir kahvaltı edip yola koyuldum. Akdamar Adası’na giden motorların olduğu Gevaş Akdamar iskelesinin karşısındaki mekâna oturup kahvemi içtim. Dedim ya Akdamar bir dahaki seyahate kaldı. Sonra Van ve oradan Kapıköy Gümrük Kapısı’na gitmek üzere Iğdır yoluna girdim. Toplamda 2 saate yakın bir sürüş yaptım (molalarla daha uzun sürdü elbette). Değişen köy yapıları ve hayvancılığın bölgede hâkim iş olduğu belli oluyordu. Çorak dağlar, rüzgârın işlediği ilginç kayalar ekserisi dümdüz olan yolu yine de keyifli kıldı. Kapıköy Sınır Kapısı sanırım kapalıydı. İçeride görevliler vardı, ancak hareket yoktu. Bir de tren yolu ve istasyonu var kapının orada. İran ile Türkiye arasında yük taşımacılığı için yapılmış. Ancak trenler de yatıyordu. Anı fotomu çektim ve Çaldıran üstünden Doğubayazıt’a gitmek üzere marşa bastım. Yolda durdum ve çobanlık eden bir delikanlı ile kısa süre sohbet ettim. Yol aynı eğlenceli haliyle devam ediyordu. Bir ara İran sınır boyuna çok yakın sürmeye başladım. Sınır duvarları yer yer görünüyordu. Bölge tamamen askeriyenin kontrolü altında. “Yüzüklerin Efendisi”ndeki ateş kuleleri gibi birbirini gören askerî kuleler ve sınır karakolları neredeyse her tepede konuşlanmıştı. Onun dışında Mardin ve Hakkâri’deki gibi yol gözetleyen karakollar yoktu yol boyunca. 

Haberin Devamı

Ağrı’nın gölgesinde

Haberin Devamı

Kuzgun cenneti

Ağaçsız boz düzlükler, ağaçsız boz dağlar eşliğinde sürdüm de sürdüm. Ha buralar bir de kuzgun cenneti. Çok sevdiğim kuzguna bol bol rastladım yol boyunca. Doğubayazıt’a bir tık yolum kalmıştı ki o heybetli duruşuyla Ağrı Dağı karşıladı beni. Çok heyecan verici bir manzaraydı. Havanın çok bulutlu olmasına, benim 1500 küsur rakımda olmama rağmen; “hey küçük, hoş geldin” der gibiydi. Küçük Ağrı Dağı da yanı başında, ana kraliçenin gözünün içine bakar gibiydi. E, bir aksilik olmazsa yarın önce İshak Paşa Sarayı’nı sonra Gürbulak Sınır Kapısı’nı görüp ardından Ağrı Dağı’nı çepeçevre turlayıp (arada Dilucu Sınır Kapısı’na gidip) Doğubayazıt’a geri geleceğim.

Haberin Devamı

Bakalım yarın bizi neler bekliyor. Tek dileğim havanın Ağrı Dağı’nı güzel fotoğraflayabileceğim kadar berrak olması.

Bu arada, Doğubayazıt Öğretmenevi güzel bir mevkide. Yemek ve alışveriş gayet kolay oldu. Görüşmek dileğiyle hoşça kalın.

Yol maceramın daha fazla detayına Instagram: Oskrom ve Facebook Osman Kromer hesaplarından ulaşabilirsiniz.

Ağrı’nın gölgesinde

Tatvan, Van Gölü kıyısında Bitlis’e bağlı bir ilçe.

Yazarlar