Pazar Albüm yapma kılavuzu

Albüm yapma kılavuzu

05.01.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Albüm yapmak o kadar da zor değil, yeter ki bankada bol sıfırlı bir hesabınız olsun. Ama albüm yapacağım diye de kurda kuşa yem olmayın. Ya ünlü isimlere başvurun ya da keşfedilmeyi bekleyin

Albüm yapma kılavuzu

Tarzınızı seçin, şan dersleri alın; sonra modacı, fotoğrafçı, klip yönetmeni kapı kapı dolaşın... Bu uğurda saçacak paranız yoksa, bizim size tavsiyemiz "Benim de artık bir albümüm var" kılavuzunu okuyun, albüm nasıl çıkarılır öğrenin ama yine de yollara düşüp paranızı çarçur etmek yerine keşfedilmeyi bekleyin. Ya da en iyisi Sezen Aksunun kapısını gözetleyin. Eve giren çıkan kalabalığa karışıp tanıdıkmış gibi yaparsanız pek yakında bir albümünüz olur. Televizyonu ya da radyoyu her açtığınızda "Herkes yapıyor, ben niye yapamayayım?", "Ben de bu kadar şarkı söyleyebilirim" ya da "Keşke ben de bir klipte kumlar üzerinde yuvarlansam" diyorsanız, demekle kalmayıp buna inanıyorsanız; albümünüzün eli kulağında. Yol yordam bilmiyorum diye üzülmeyin; nereden başlayacağınızı, hangi kapıları çalıp kimlerle görüşeceğinizi bu sayfada bulabileceksiniz. Tek yapmanız gereken şöhrete giden basamakları tek tek çıkmak ve faturaları ödemek. Bunun için de bol sıfırlı bir banka hesabı gerekiyor. Önce tarzınızı seçin, sonra değiştirirsiniz Bir tarzınız yoksa da üzülmeyin. Popla başlayın, sonra Nadide Sultanın yılbaşı gecesi programında ön hazırlığını yaptığı gibi Türk Sanat Müziğine geçiverirsiniz. Bir tarz belirleyin. Tuğba Özay gibi "Bayaaan Ahmet Kaya" mı olmayı hedefliyorsunuz? Yoksa Ayşe Hatun Önal gibi "Sertabın sesi güzel ama boyu kısa"dan hareketle uzun boylu popçu tahtına mı adaysınız? Mahsun Kırmızıgül gibi "sosyal içerikli arabesk" söylemeniz de mümkün, İsmail Türüt gibi kriz türküleri de... "Adam tarlasını, bağını satmış, gelmiş burada anırıyor" Yani öyle hemen olacak sanmayın ama ümidinizi de yitirmeyin. "Canı gönülden işe sarılır, muntazam gelirse 3 ay içerisinde ben sahneye bile yetiştiriyorum" diyor Siyavuşgil. Ve ücreti "asla tahmin ettiğiniz gibi astronomik rakamlar değil". Şanınız yürüsün istiyorsanız mutlaka şan dersleri almalısınız. Müzik piyasasının en popüler hocaları Erdem Siyavuşgul ve Ayşe Sezerman. İbrahim Tatlıses, Ebru Yaşar, İzzet Yıldızhan gibi şarkıcıların müzik yönetmenliğini yapan Fatih Doğanere de başvurabilirsiniz. Ancak Doğaner "Her ses eğitilmez. Öyle insanlar geliyor ki tarlasını satmış, parayı cebine koymuş, gelmiş anırıyor burada. Kardeşim sen geri dön, kurda kuşa yem olma diyoruz. Bizim işimiz kıvılcımı ateşe çevirmek" diyor. Erdem Siyavuşgil "Hiçbir şey bilmeden 20 yaşından sonra gel ben Türk Sanat Müziği söyleyeyim, olmaz. Mutlaka nota öğretiyorum. Sıkıntıya gelemeyen kaçıyor" diyor. Gülben Ergen de Siyavuşgilin öğrencisi. "Gülben bir örnektir. Aman aman kulağı olmamasına rağmen çalıştı ve yaptı. Çalışmayla neler oluyor..." Hâlâ keşfedilmediyseniz, demonuzu siz yapın 1000 dolara da, 300 milyon ya da 120 milyon liraya da demo hazırlamanız mümkün. Zor olan bu demoyu dinletecek birini bulmak. Müzik şirketlerinin kapısından bacasından demolar sarkıyor. Bir tanıdık bulmanız şart! Sıkı bir menajerlik ücreti ile kârdan bayağı bir yüzdeyi gözden çıkarın ve birilerinin sizi dinlemesini sağlamak için bir menajerle anlaşın. Piyasadaki ünlü isimlerden uzak durun. Onlar zaten para basıyor, kalmadılar sizin üç kuruşunuza... Normali bir müzik şirketinin sizi keşfetmesi. Ya da siz bir barda şarkı söylerken zengin bir amcanın ya da teyzenin elinizden tutması. Ama diyelim ki olmadı. O zaman kendi demonuzu kendiniz hazırlamalısınız. İstanbulda yer gök stüdyo. Keşfedildiniz... işleri onlar yapsınlar. Önce size şarkı bulmaları gerek. Sonra saçınız başınız, kıyafetiniz var. E bir de klip. Çok masraf! Bu yüzden şirket sizinle bir anlaşma imzalayacak. Mesela diyecek ki "100 bin kaset satarsan, yüzde 10 alırsın." Az satarsanız şansınıza küseceksiniz artık. İsterseniz albüm yapımı, klipti, imajdı bu tür şeyleri kendiniz yapar, müzik şirketi ile sadece dağıtım anlaşması imzalayabilirsiniz. Yüzde 60a yüzde 40... Çok adil! Sattığınız her 100 albümden 60ını müzik şirketiniz alıyor. Diyelim ki şans, para ya da bir ihtimal sesinizin kuvveti ile bir önceki aşamayı geçtiniz ve keşfedildiniz. Bundan sonrası artık kolay sayılır. Hele bir müzik şirketi sizi keşfettiyse, bırakınız bütün Menajere güvenin, gerisini merak etmeyin; o her şeyi halleder "Albüme karar verildiğinde bir toplantı yapar kimlerle çalışacağımıza karar veririz. Şarkı sözleri ve besteler için piyasaya haber verilir. Bu arada sanatçı muvafakatnamesi ve Kültür Bakanlığı ve MESAM için dosya hazırlanır. Önce modacı. Sonra fotoğraf için konsepti belirlerim kafamda. Basında nasıl yer alır, diye. Kadınsa dekoltesi ne kadar olmalı? Erkekse nasıl dikkat çeker? Promosyon için stratejileri belirlerim. Sonra arkası gelir." Artık keşfedilmiş kategorisine giriyorsanız ve albümünüzü kendiniz hazırlamak istiyorsanız bilin ki ortalama bir klip, tanıtım, dağıtım derken bir albüm yaklaşık 50 bin dolar. Öncelikle el kol bacak ve beyin niyetine iyi bir menajere ihtiyacınız var. Zerrin Özer ve Gülben Ergenin menajerliğini yapan, Deniz Akkaya ile çalışan, Güzide Duranın son dönem yükselişinin mimarı olan menajer ve halkla ilişkilerci Özgür Aras bu işin en iyilerinden. O sizi kabul ederse, başarınız garanti. "Ekranda şık görünüyorlar, atölyeme perişan geliyorlar" Modacı Nur Yerlitaşa göre en önemlisi kıyafeti ve hazırlanan imajı taşımak. "Bazıları en şık kıyafeti, en kaliteli kumaşı, en güzel saçı bile taşıyamıyor. Önemli olan taşımak, göstermek" diyor Yerlitaş. Günlük giyimden TV programında giyeceğiniz kıyafete kadar her şeyiniz modacınıza emanet. Nur Yerlitaşa göre sanatçı sadece sahnede değil daima şık olmalı: "Sabah kalktığından itibaren bir star gibi giyinmeli, öyle davranmalı. Maalesef öyle olmuyor. Bakıyorsunuz ekranda çok iyi ama atölyeye bir geliyor; üstü başı dökülüyor. Kuaföre giderken bile iyi görünmeli. Çünkü göz önünde artık. Bir kere çok bakımlı, titiz, temiz olmalı." O kadar da kolay değil yani. Modacınız size şahane kıyafetler hazırlasa bile, iş sizde bitiyor. İyi taşıyacak, kaba tabirle kendinizi satacaksınız. Ve bunu daima yapacaksınız. Fotoğraf size benzemese de olur, yeter ki güzel olsun Saçınız, başınız, kılığınız, kıyafetiniz tastamam. Sıra fotoğraf çekiminde. Gerçi zamane fotoğraflarının çok da size benzemesi gerekmiyor. Şimdi bilgisayar marifeti ile her şey mümkün. Bakınız Küçük Ceylanın son albümünün fotoğraflarına. Ama bunun için çok iyi bir fotoğrafçı bulmanız gerek. Nihat Odabaşı, Koray Kasap son dönemde yıldızı parlayanlar. Ünlülerin fotoğrafçısı Erol Atara bulaşmayın. Zira "Ben ünlü olmayanlarla çalışmıyorum. Ünsüzler zaten bana ulaşamaz bile. Amatör fotoğrafçılar çekiyor şarkıcı adayının fotoğrafını" diyor Atar. Diğer fotoğrafçıların burnu bu kadar Kaf Dağında değil. Hele de siz bir müzik şirketi tarafından keşfedilmiş ya da iyi bir menajerin koluna girmişseniz. Olduğunuz yerde sallanacak, göbek atacaksınız Klibe çok para yatırmayın. Klibin TV kanallarında yayınlanması için de para ödemeniz gerecek zira. Bir klibin hafta boyunca her gün bir kez yayınlanması 10-15 bin dolar civarında. Bir şekilde klip aşamasına geldiniz. Albümünüzün en iddialı ya da tek iddialı şarkısına klip çekeceksiniz. Mümkün olsa da Ferzan Özpetek, Tarkandan sonra bir de size klip çekse. Olmadı mı? Deniz Akele gidin mesela. En azından Zagada Okan Bayülgenin klip arkasına çıkmayı garantilersiniz. Ayşe Ersayın da ulaşılması güç marka yönetmenlerden biri. "Seçilen şarkıya göre bir konsept belirleriz" diyor Ersayın. Henüz bir şarkıcı adayı olduğunuz için bu meseleye sizin bulaşmanız gerekmiyor. Yönetmen ile müzik şirketi ya da menajer, sizin adınıza düşünüyorlar. Klip fiyatı 9 milyardan başlıyor 30 milyara kadar çıkıyor. "Klibin fiyatı sanatçıya göre değişmiyor" diyor Ersayın. "Sabit giderler var. Mesela görüntü yönetmeni Ajda Pekkan da olsa, x sanatçısı da olsa aynı parayı alıyor. Mekan önemli. Stüdyoda yapılacaksa çekimler stüdyo kirası oluyor. Manken kullanılacaksa ona bir ücret ödeniyor. Dekora çok para gider. Sibel Canın "And İçerim" şarkısının klibindeki dekor 4 buçuk milyar lira tuttu mesela." Kırmızıgül sekiz albüm yaptı, dokuzuncuyla patladı Ebru Gündeş, Mahsun Kırmızıgül ve diğer pek çok, ünlü albüm çıkarmak için engeller aşmak zorunda kaldı. 22 çocuklu bir ailenin oğlu olan Mahsun Kırmızıgül, İstanbula ilk geldiği günlerde albüm yapabilmek için Lalelide pek çok kapıyı aşındırdı. Sekiz albüm yaptı, sonra baktı olmuyor, "Alem Buysa Kral Benim" dedi ve tahta oturdu. Ebru Gündeş ise konfeksiyon işçisi olarak çalışırken, sesini beğenen bir tanıdık tarafından Neşe Demirkata götürüldü. O sıralar henüz Neşe Müzik Yapım yoktu ama Demirkat bu sesi değerlendirmek için Gündeşi Marş Müzik Yapıma götürdü. Ebru Gündeş "Tanrı Misafiri" ile büyük bir çıkış yaptı, sonra Neşe Müzike geçti.

Yazarlar