Pazar Ali Kaptan’ı oynamak isterdim, onun gibi asi karakterliyim

Ali Kaptan’ı oynamak isterdim, onun gibi asi karakterliyim

02.10.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Jose Mourinho’nun da hayatını oynamak isterim. Onu çok iyi tanıyorum, çay bardağını tutuşundan attığı şeker sayısına kadar biliyorum. O benim ruh ikizim. Ben de giyim kuşamına onun gibi önem veren biriyim”

Ali Kaptan’ı oynamak isterdim, onun gibi asi karakterliyim

Onun sesine birçoğumuz aşinayız. Maç anlatırken sahada olan biten dışında bilgiler verip, mesela gol atmakta olan futbolcunun dedesiyle bir anısını aktarıp bizleri şaşırtan, kimilerimizin golü kaçırmasına bile sebep olan biri. Ertem Şener’den bahsediyorum. Star TV ve CNN Türk’ün spor servisinde yöneticilik ve spor spikerliği yapan Şener, “Maçın havasını bozuyor”, “Şov yapıyor” diye eleştirilse de Türk futbol camiasının en renkli adamlarından.
Şener ile söyleşi yapmamızın bir başka nedeni de Acun Ilıcalı’nın geçen sezonun en çok konuşulan projelerinden biri olan “Yok Böyle Dans” yarışmasına katılacağının açıklanması idi. Şener’in yarışmadan bahsederken yüzünde beliren ifade ve sesindeki heyecandan anladığım kadarıyla “dans etmek” için istekliydi. Ancak cuma günü belli oldu ki yöneticisi İlker Yasin’den
onay alamamış.

Haberin Devamı

* Dansla aranız iyi galiba. “Yok Böyle Dans” isimli yarışmasına katılacağınıza dair haberler çıktı...

Evet, ama İlker Yasin “Katılma” dedi. Katılmıyorum, ona karşı sorumluyum. Beni bu noktaya getiren kişi odur, sözü emir gibidir. Bana “Ben olsam katılmam” dedi ve bitti. Teklife gelince: Acun abinin benim maç anlatmamı sevdiğini biliyordum. Bir gün sabaha karşı aradı. Biraz maç muhabbetinden sonra “Yok Böyle Dans’a ne dersin?” dedi. Uyku sersemi “Evet” dedim. Acun abi benim için çok özel biri, projelerinin başarısı da ortada, “Hayır” demek mümkün mü? Ama olmadı, alınan karara göre televizyonda dans edemeyeceğim.

* Özel hayatınızda bir yere gittiğinizde dans eder misiniz?

Hayır. Bir tek kendi düğünümde ettim ama bu işe girseydim iddialı bir yarışmacı olurdum.

* İlk yarışmaya Burcu Esmersoy katıldı ve kariyerinde büyük değişiklikler oldu. Sizin için de böyle bir durum söz konusu olur muydu?

Belki spor dışında bir konuyla ilgili bir program sunabilirdim. Böyle teklifler geliyor. İlker Yasin’in kararı önemli. Benim kariyer planım ona ait. Burcu konusunda da şunu söyleyeyim: Türkiye’de çığır açmış biri o. Herkes yeni Burcu Esmersoy olmak istiyor. İleride bir gün bir program sunacak olursam Burcu ile birlikte olmak isterim. İkimiz de deliyiz, heyecanlıyız, birbirimize benziyoruz.

“90 dakikalık maçın içine Televole yediriyorum”

* Bir röportajınızda da “Tiyatrodan maç spikerliğine geçtim” demişsiniz. Neden oyuncu olmadınız?

Muğla Üniversitesi’nin tarih bölümünden mezunum. Kendimi bildim bileli maç anlatmak, televizyoncu olmak istedim. Bileğimde altın bilezik olsun diye tarih okudum. Tiyatro hayatıma lisede girdi. Bakırköy’de, Avcılar’da amatör olarak sahneye çıktım. Oyunculuk benim için güzel bir yemeğin üzerine yenen bir tatlı gibiydi.

* Beğeneniniz olduğu kadar eleştireniniz de çok. Ekşi Sözlük’te hakkınızda 100 sayfalık entry’ye rastladım. Bu kadar eleştirilmek sizi rahatsız ediyor mu?

Haberin Devamı


55’inci sayfaya kadar olanı okudum. Yüzde 80’i kötüydü. Okumaya devam etmedim çünkü umursamıyorum. Eleştirileri kaale alan sinirlerim nasır tuttu. Sevginin tersi nedir? Nefret mi? Hayır, ilgisizliktir. Bende de öyle oldu. Sonra Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu da eleştiriliyor. Ertem Şener eleştirilmiş çok mu? Demek ki meyve veren ağaç taşlanıyor. Rahatsız değilim aksine eleştirilmediğim gün biterim.

* “Türkiye’de spikerlikte devrim yapacağım” demişsiniz. Bu devrimi gerçekleştirdiğinizi düşünüyor musunuz?

Fark yarattığımı düşünüyorum. Futbol denilince sadece “Ahmet vurdu ve top ağlarda” cümlesi akla gelirdi. Bunu bir şova çevirmek, kadınları işin içine çekebilmek adına uğraşıyorum. Eskiden Televole’ler vardı, artık yok. Şimdi ben o Televole’yi 90 dakikanın içine yediriyorum. Jose Mourinho’nun ne kadar yakışıklı olduğunu ve ne kadar şık giyindiğini anlatıyorum. İlker Yasin de bu tarzımı çok beğenir. Abarttığım zamanlarda uyarır. Bazen ipin ucunu kaçırdığım oluyor. Mesela Gilberto Silva gole koşuyor ben orada adamın mobilyacı olduğunu anlatıyorum. Olacak iş mi? Yok, işte bazen kontrolü kaybediyorum. Ama tarzımı değiştirmeyi asla düşünmüyorum. Değişirsem karakterimi kaybederim. Bir de ustalarımın doğru yolda olduğumu düşündüklerini biliyorum. Halit Kıvanç ve İlker Yasin anlattığım Sevilla-Fenerbahçe maçında yorum yapmışlardı. Halit abi alnımdan öptü “Hep böyle devam et” dedi.

* Geçenlerde Beşiktaş’ın İsrail takımı Maccabi Tel Aviv maçında “Onların Heron’u varsa bizim de kara kartalımız var” dediniz. Eleştiri aldınız mı?

Basit bir espriydi. Ben maçtan bir gün önce “Bu futboldur lütfen siyasetle karıştırmayalım” demiştim. Siyasete gönderme yapacak olsam yapardım. Twitter’dan takipçilerim “O gün mutlaka Mavi Marmara’dan bahset” dedi. Yapmadım, futbolu siyasete alet etmek istemedim. O heron lafı da başbakanımızın yaptığı açıklamaya esprili bir göndermeydi.

* Bir sonraki Beşiktaş maçını da Emre Tilev anlattı ve çok konuşuldu. Tilev’le tarzlarınız çok benziyor...

Emre’nin tarzını çok beğenirim. O da anlatırken espriler yapar, bilgiler verir. O maçtan sonra “Çok benziyorsunuz, acaba taklit mi?” gibi yorumlar oldu. Asla böyle düşünmüyorum. Emre sesiyle topu canlandıran bir adam. Bence benden daha iyi maç anlatıyor.

Haberin Devamı

“Beni en sert eşim eleştirir, maç sonrası ona ‘Döv beni’ derim”

* Beşiktaşlısınız. Bu durum maç anlatırken sizi etkilemiyor mu?

Bir cerrah ameliyat masasına yatan hastaya pasaportunu sorar mı? Ben bir spiker olarak tarafsız olmalıyım. O yüzden evden çıkarken taraftar formamı asarım. Bana kalsa milli maçları da objektif anlatacağım ama toplum henüz hazır değil. “Beşiktaşlı olduğunu neden saklamadın?” derseniz de cevabım belli. İçi dışı bir, samimi bir adamım. Karıma tanıştıktan beş dakika sonra evlenme teklif ettim.

* Eşinizle Fatih Terim sayesinde tanışmışsınız...

Galatasaray’ın Real Sociedad ile maçı vardı. Ben de anlatacaktım. Eşim hostes. Görünce Fatih hocaya dönüp “Ben bu kızla evleneceğim, siz de şahidim olacaksınız” dedim. Kabin amiri ilkokul arkadaşım çıktı, akşam hep birlikte dışarı çıktık ve evlenme teklif ettim. Altı ay sonra nişanladık.

* Futbolla arası nasıl?

Çok sever. Benden önce de meraklıymış. Şimdi de en büyük destekçim. Beni en sert eleştiren de odur. Maçtan sonra karşısına geçer “Döv beni” derim. Ne düşünüyorsa yüzüme söyler. Maç için araştırma yapacağım zaman da bulduğum bilgileri ona okurum, birlikte karar veririz.

Haberin Devamı

“Geçenlerde Başbakan’ın taklidini yaptım, millet gülmekten yerlere yattı”

* Oyunculuk yapıyor olsanız gündemdeki dizilerden hangisinde yer almak isterdiniz?

Hiç düşünmemiştim ama böyle bir şansım olsa “Öyle Bir Geçer Zaman ki”deki Ali Kaptan’ı oynamak isterim. Ali Kaptan dizide kötü adam ama çok da duygusal. Ben de öyleyim. Onun gibi asi bir ruhum var. Çabuk parlarım ve pişman olurum. Sonra çok ağlarım ama gözyaşlarımı içime akıtırım. Bir de Jose Mourinho’nun hayatını oynamak çok isterdim. Onu çok iyi tanıyorum, en sevdiği yemek nedir, ne dinler, İstanbul’a geldiğinde neler yapmıştır... Adamın çay bardağını tutuşundan attığı şeker sayısına kadar biliyorum. O benim rol modelim. Zaten iyi de taklit yaparım. Geçenlerde ofiste Başbakan’ın taklidini yaptım, millet gülmekten darmadağın oldu.

Haberin Devamı

“Fenerbahçeli kadınlar tüm dünyaya ders verdi”

* “Twitter dünyanın en büyük mucizesi. 77 bin takipçim var. Nereden bakarsanız bakın büyük rakam, stadyum dolusu insan,
çok etkililer. Mesela ‘Yok
Böyle Dans’a katılmayacağımı
oradan açıkladığımda İlker Yasin’i ikna etmek için kampanya başlatmak istediler.”
* “Çocukken mahallede top oynayan arkadaşlarımı izler ve maçı anlatırdım. Apartmana girip kendi kendime hayali maçlar anlatırdım, bir de orada ses yankılanır ya, çok hoşuma giderdi.
* “Futbol oynamayı da denedim ama dizlerimdeki sakatlık izin vermedi.“
* “Sokakta insanlar ses tonumdan tanıyorlar. Bu çok hoş bir şey. İlgi gösterenlerle konuşurum. Kadınların ilgisi büyük, onların futbol ile ilgili olmalarını olumlu karşılıyorum. Geçenlerde 42 bin kadın Fenerbahçe’nin maçını izledi, bütün dünyaya bir mesaj verdiler. Bunda benim de az da olsa payım varsa ne mutlu.”
* “Messi dünyanın en mütevazı insanı. Bir kez karşılaştık. Çok samimi buldum. Hayatıyla ilgili birçok kitap okudum. Fakir bir aileden gelmesi ve geçirdiği rahatsızlık beni etkiledi. Şimdi de kazandığı paranın büyük bir bölümünü Arjantin’e yolluyor. Beni etkileyen bir diğer özelliği de sakinliği. Sahada da sinirleniyor ama cevabını ayaklarıyla veriyor.”
* “İlk anlattığım maç Muğlaspor-Yeni Salihli maçıydı. Herkes ‘Brezilya-Türkiye maçı gibi anlattın’ demişti.”

“Solaryumu bu aralar ihmal ettim”

* Solaryuma sık giriyorsunuz. Hatta “Mr.Solaryum” diye bir lakabınız var...

Bakımıma özen gösteriyorum. Omuzlarım geniş. İnsanlar vücut çalıştığımı sanıyorlar ama sadece yüzüyorum. İki günde bir kuaföre giderim, solaryumu da çok seviyorum ama bu aralar biraz aksattım, ayda iki kez falan giriyorum. Giyimimi de fazlasıyla önemserim. Evden minimum 1,5 saatte çıkarım. Akşamdan ertesi gün giyeceklerime karar veririm. Bir de gözüme çok güvenirim, bu işi yapmasam imaj danışmanı olabilirdim. Hatta bir dönem her şeyi bırakıp İtalya’ya gidip moda okumaya karar bile vermiştim. Etrafımda giyim kuşam konusunda benden fikir alan arkadaşlarım vardır.

* Favori tasarımcılarınız kimler? Türkiye’de kimlerin giyim tarzını beğeniyorsunuz?

Armani benim için özeldir. Zaten bence İtalyan erkekleri tarz açısından tüm dünyanın örnek alması gereken erkekler. Tarz
olarak da Ersun Yanal, Hakan Şükür ve Emre Belözoğlu.