03.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
aslicak@milliyet.com.tr Şu sıralar Bodrum'da bulunan ve sürekli konuyla ilgili gelen telefonları cevaplamaktan yorgun düşen Fikret Şeneş'le telefonda görüştük. Neden bu kadar sinirlendiğini, bu yasağı neden getirmek istediğini anlattı. Geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri söz yazarı Fikret Şeneş'in Ajda Pekkan'a getirdiği "Bundan sonra benim şarkılarımı okuyamazsın" yasağıydı. Şeneş sanatçıya 72 şarkı için yasak getirmek istiyordu. Bu şarkılar arasında "Bir Günah Gibi", "Palavra Palavra", "Haykıracak Nefesim", "Hoşgör Sen", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Uykusuz Her Gece" gibi Pekkan'la tanıdığımız şarkılar bulunuyordu. Aradınız, telefon meşguldü tabii. Bu sefer de Hıncal Uluç beyin ahkam kesmesi nedeniyle telefonlar geliyor, cevap veriyorum. O kadar garip bir adam ki nedense. Bir kere müzikle en ufak bir alakası yok. Ne MESAM'la ne MSG ile yani fikir-sanat kanunlarıyla bir ilgisi olmayan gariban. Nereyi görürse oraya atlıyor. Mevzu bulamadı galiba. Neymiş, Ajda şarkıların parasını ödemiş. Ben karışamazmışım. Alo, merhaba. Hayatım bırak parayı, daha önemli şeyler var. Türk sanat müziği şarkılarını söylüyoruz, güzel bir şarkı sürekli, senelerce karşımıza çıkıyor. O şarkının bestesinin, sözünün kimin olduğunu o insan öldükten sonra öğreniyoruz. İşte bunlar olmasın diyorum. Bir de ben bütün bu parçaları tek tek onlarca plağın içinden dinleyip seçtim. Elimde kağıtlarla kulis kapılarında dolaşmışımdır sözler ezberlensin diye. Bunları unutmasına imkan yok Ajda'nın. Yani sizin okutmama hakkınız var mı, yok mu? Her söylediğinde para talep edebilir misiniz? Yok hayatım ne izni? Neyse o mevzulara hiç girmeyelim, bir hadiseden ötürü zamanında bu şarkıları kullanması için verdiğime dair bir kağıt imzaladım. Ama "Süperstar Ajda" programı ortada yoktu. Plaklar içindi o izinler. Ajda hanım da sizden izin almıştır herhalde. Yok hayatım, yok. Arkadaşlarım konserine gidiyorlar. Cep telefonundan bana dinletiyorlar, "Fikretciğim, sinir olduk, senin şarkılarını okuyor yine, bir kere bile Fikret Şeneş demedi" diye arıyorlardı. Kendisine söyledim, "Kızım yanlış yapıyorsun. Bak ayıplıyorlar" dedim, "Aaa, heyecandan unuttum" dedi. Unuttum olur mu yahu! Konserde ışıkçısına teşekkür, asistanına teşekkür, bütün şarkılar benim, bana teşekkür yok. Bunu çözemiyorum. Ajda Pekkan konserlerinde, başka programlarda sizden bahsediyordu da şimdi TV programında mı yapmıyor? "Ben ona 'Senin annenim' demedim. Eğer onun anası olsaydım Ajda şimdiye kadar çoktan yola gelmişti" Biliyorum. Yapacak bir şeyler. Kendi istediği, kendine has bir tarz yapabilir artık. Şimdi onun repertuvarsız kalması diye bir şey olamaz. Arabesk koyar isterse. Göbek havaları var... Sıkıntı duymaz. Onları istiyor zaten. Onları okusun. Fikret Şeneş'in de yakasını bıraksın kardeşim. Sizin de okumasını yasakladığınız şarkılar Ajda Pekkan'ı Ajda Pekkan yapan şarkılar. O şarkılar olmadan konserlerini, TV programını götürmesi de epey zorlaşır, değil mi? Ama ben ilk programdan sonra açtım telefon, "Benim şarkılarımla yapıyorsun programı kızım. Niçin adımı söylemiyorsun?" dedim. Tamam meşgul olabilirsin, heyecanlanabilirsin ama kanala haber ver, ya jenerikte teşekkür etsinler yahut da altyazı geçsin, "Kızım öğren" dedim. "Karmaşaya geldi, tamam" dedi. Bir kere mi ne bir şarkıda "Fikret Şeneş'in şarkısı" dedi, o kadar. Kalemi elimden bırakmamın sebebi de bu kadirşinassızlıktır işte. Ajda hanım "Canlı yayında zamanla yarışılıyor. Unutulabiliyor" benzeri açıklamalar yaptı. Yooo. Benim işime çocuklarım karışmaz, çocuklarımın işine de ben müdahale etmem. Çocuk musun sen ya? Öyle otoriter bir şekilde büyüttüm ki onları. Celal Çapa'nın Bodrum'daki mekanında Ajda Pekkan konser verecekmiş. Oğullarınız sizi Ajda hanımla barıştırmaya mı çalışıyor acaba? Onu ben demedim. Semiramis demiştir: "Fikret abla, bizi bir doğurmadığın kaldı." Böyle bir laftır. Öyle anandı, babandı diye bir şey yok. Ben onun anası olsam şimdiye kadar çoktan yola getirmiştim zaten. Sen deli misin? Siz Ajda Pekkan'a zamanında "Annenim artık ben senin" de demişsiniz galiba. "Sezen sahneye küçücük çıkıyor devleşiyor, bizimki dev gibi çıkıyor küçücük iniyor. Arada fark var" Sezen küçücük çıkıyor, devleşip iniyor, bizimki dev gibi çıkıyor küçücük iniyor. Arada fark var. Tüm bu konuşmalara rağmen Ajda Pekkan'ı iyi bir yorumcu, sahne hazırlıklarında kostümünden saçına, her şeye çok dikkat eden bir star olarak biliyoruz. Sezen Aksu sanki daha doğal, rahat mesela... Var tabii ama o kadar yorgunum ki Aslıcım bayılacağım. Aklınızda kalan birkaç anekdot var mı bize anlatabileceğiniz? Aman bayılmayın. Tamam. Teşekkür ederim. Çıkan haberlere göre eğer Ajda Pekkan bu şarkıları söylemeye devam ederse Şeneş'in tazminat ve ceza davası açma hakkı olacaktı. Açılacak maddi tazminat davasında 150 bin YTL'ye kadar tazminat talep edilebilecekti.Pekkan'ın avukatı Aydın Kurban'ın anlattığına göre Fikir Hakları ve Eserleri Kanunu'nda CD, DVD, VCD gibi çoğaltılmış nüshalar üzerinde eser sahibinin belirtilmesi yasal bir zorunluluk. Ancak sahne, konser, TV programı gibi mecralarda eser sahibinin adının zikredilmesi hususunda bir yasal zorunluluk yok. Diğer yandan Şeneş'in avukatlarına göre de kanunda eser sahibinin isminin telaffuz edilmesi, en azından altyazıyla TV'de geçirilmesi üzerine hükümler var. Kanunen Ajda Pekkan bu şarkıları söyleyebilir mi? MSG (Müzik Eseri Sahipleri Grubu) kurucusu, Müzikotek şirketinin yönetim kurulu başkanı Dağhan Baydur da şunları söylüyor: "İki türlü telif hakkı var. Biri mekanik ortamlar için. CD, kaset, plak kayıtları. Biri de radyolarda, konserlerde söylenmesi, yani parçanın çalınmasıyla ilgili temsil hakkı. Fikret Şeneş ile Ajda Pekkan arasındaki mesele bu ikincisinden doğmuştur.Bildiğim kadarıyla Fikret hanım MESAM üyesi. Ve bu durumda söz yazdığı şarkıların temsil hakkını MESAM'a devretmiştir. MESAM bir kurum olarak başka kurumlarla bu temsil hakkı için anlaşma, sözleşme yapar. Mesela Ajda Pekkan'ın programı Kanal D'de. Eğer MESAM'ın Kanal D ile anlaşması varsa Ajda Pekkan bu şarkıları programında söyleyebilir. Yani bu iş şahıslar üzerinden yürümez. Ayrıca MESAM da anlaşmalarını birkaç şarkı üzerinden yapmaz. Bir de şunu düşünün. Hiç konuşmanın olmadığı, art arda parçaların çalındığı bir radyo istasyonunda ne olacak? "Konu MESAM ve kanalı ilgilendirir"