“Aşk dil, din, ırk ayrımı dinlemez”

Boran Kuzum ve Miray Daner, Kanal D’de yayınlanan “Vatanım Sensin” dizisinin öne çıkan genç oyuncuları. Biri Yunan teğmen Leon’u canlandırıyor, diğeri vatansever hemşire Hilal’i. Her ne kadar Leon ile Hilal’in ablası Yıldız arasında bir aşk var gibi gözükse de ikilinin sahnelerini bekleyen, birbirine yakıştıran hayranları sosyal medyayı hakimiyetleri altına almış durumda. #HiLeon etiketini Twitter’da TT yapıyor, onların olası aşkını izlemeyi dört gözle bekliyorlar. Kuzum ve Daner ile CVK Park Bosphorus İstanbul’da bir araya geldik. 17 yaşındaki Daner’in kameradan da taşan bir ışığı var, pırıl pırıl parlıyor. 24 yaşındaki Kuzum’un adınıysa gelecek yıllarda belli ki çok daha fazla duyacağız...

“Vatanım Sensin” üçüncü dönem diziniz. Bu bir tesadüf mü?

Boran Kuzum: Tesadüf oldu ama dönem işine özel ilgim var. Çünkü çok güçlü bir şey bence başka bir zaman diliminden bugünkü insanlara bir şeyler anlatmak, sosyal ilişkileri, insan psikolojisini farklı koşullar altında deneyimleme şansını seyirciyle paylaşabilmek.

“Kalbimin sesini dinlerim”

Dizideki tarihi ve duygusal sahneler çok konuşuluyor. Oynarken ne hissediyorsunuz?

Boran K.: İçinde olmamıza rağmen çok etkileniyoruz biz de o sahnelerden. Takdir edildiğini görmek hepimizi mutlu ediyor.

Miray Daner: Zaten istiyordum, çok mutluyum dönem işinde olduğum için. Bildiğim halde izlerken heyecanlanıyorum.

Karakterlerinizi sizden dinlesek...

Boran K: Leon askerliğinden önce sanat eğitimi almış, naif yetiştirilmiş biri. Her erkek çocuğu gibi hayatının bir döneminde babasına karşı kendini ispat etmeye çalışmış. Başarılı olamamış ve naif tarafını maskeleyecek bir dayanak aramış, bu da askerlik olmuş. Bu maskesinin altında duygusal olarak çok fazla çatışma yaşayan bir genç.

Miray D.: Hilal çok yürekli, savaşçı bir Türk kızı. Ben Hilal’i babasının yansıması olarak görüyorum. Babasının yarım bıraktığını düşündüğü yoldan devam etmeye çalışmış bir kız. Oynarken beni en mutlu eden kısım da çok güçlü, dikbaşlı biriyken bir tarafının da küçük bir kız olması.

Hilal ve Leon ikilisi çok yakıştırılıyor, çok seviliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Boran K.: İkisi de çok güçlü ve derin karakterler. Bir de Hilal ve Leon’da empati kurdurabildik seyirciye bence. Bir Yunan olarak aslında sert bakılabilecekken iç dünyasını yansıtmaya başladığında empati kurabildi insanlar Leon’la.

Miray D.: İkisinin bazı konularda çok benzediğini düşünüyorum. Tabii ki şu anda çok zıtlar, aralarında aşk yok. Gidişatın ne olacağı da belli değil ama yakından tanırlarsa birbirlerine çok şey öğretebilirler.

İki karakterin de yaşadığı çok büyük ikilemler var. Siz mantık ve duygu arasında kaldığınızda nasıl bir yol izlersiniz?

Miray D.: Ben kalbimin sesini dinlerim. Tabii olaya göre değişir. Hilal tamamen mantığıyla hareket eden bir kız.

Boran K.: Akılla kalp sesini dengeleyebildiğin zaman bence en doğru kararı veriyorsun.

Bir de eğer olursa imkansız aşk olacak aralarında. İmkansız aşk daha mı çekicidir?

Miray D.: Bence daha çekici, maalesef öyle. Zor olunca, araya herhangi bir şey girince daha çekici hale geliyor.

Boran K.: İnsanın ne aradığıyla da biraz alakalı olabilir, ben o kadar emin değilim daha çekici olduğuna.

“Aşk değişmeyen tek duygu”

Hilal ve Leon arasında dil, din, ırk ayrımları var. Gönül bu ayrımları dinler mi?

Boran K.: Niye dinlesin?

Miray D.: Bence de dinlememeli.

Hilal “Mücadele döneminde aşk mı düşünülür?” fikrindeyken, Leon “İnsan sevmeyi bilmeyen memleketini nasıl sevsin?” diyordu. Siz aşka nasıl bakıyorsunuz?

Boran K.: Aşk bence dünyanın her yerinde hangi zaman diliminde, hangi koşulda olursa olsun değişmeyen salt duygu.

Miray D.: Bence her anımızda vardır aşk. Zaten tek bir şeye bağlanmaması gereken bir duygu. Aşk çok aşırı sevgiyse eğer bir ağacı sevmek, kediyi sevmek de aşktır.

Bergüzar Korel, Halit Ergenç, Celile Toyon gibi isimlerle çalışıyorsunuz. Set ortamınız nasıl?

Boran K.: Çok öğretici. Bu sektörde televizyonda sanat yapabilmek çok kolay değil. Sanat yapabilmemize olanak sağlayan bir dizideyiz. O yüzden çok mutluyum.

Miray D.: Herkes işe çok önem verdiği için disiplinli bir setimiz var ama sahne aralarında çok keyif alıyoruz birlikte vakit geçirmekten, bu şekilde motive oluyoruz.

Oyunculuk hedefiniz nedir?

Boran K.: Farklı karakterleri deneyimlemek istiyorum. Tek hedefim özgün bir oyuncu olmak. Sinema, tiyatro yapmak çok istiyorum. En son mezuniyet oyunu oynadım ve tiyatroyu çok özledim.

Miray D.: Sürekli farklı karakterler canlandırmak benim arzum da. Tiyatro hiç yapmadım. Bu sette çok fazla tiyatro yapan oyuncu arkadaşım var, o yüzden ben de çok heveslendim tiyatroya.

Boran Kuzum: “Sanatla iç içe büyüdüm”

Siz bir de aksanlı oynuyorsunuz.

Evet. Hocamız Ayşe Tamer Gülsevin’le çalıştık. Benim için çok zordu, aksanlı oynarken o melodiye alışıncaya kadar oynarken çok kafama takıyordum ama aksan oturduktan sonra rahatladı. Yunanca sahneler de oluyor, doğru tonlamamız gerekiyor, ona çalışıyoruz.

Karakteriniz sanat eğitimi almış, sizin sanatla ilişkiniz nasıl?

Ailemden dolayı sanatla iç içe büyüdüm. Konservatuvara girmeden önce bir sene ekonomi okudum ama hep sanatla ilgilenmek istediğimi biliyordum o yüzden konservatuvara girdim. Geçen sene mezun oldum.

Miray Daner: “Ben de Hilal gibi olurdum”

Güzel sanatlar lisesinde öğrencisiniz. Üniversite planınız ne?

Biraz piyano, biraz çello çalıyorum. Şarkı söylüyorum, onun için girmiştim okula. Şu an psikoloji okumak istiyorum ama her dakika fikrim değişiyor. Oyunculuğa devam edeceğim. Psikolojiyi de oyunculuğa çok faydası olacağını düşündüğüm için istiyorum.

“Medcezir”deki rolünüz Beren için “Bana hiç benzemiyor” demişsiniz. Hilal için ne düşünüyorsunuz?

Dönem işi olduğu için fazla ortak bir şey söyleyemeyeceğim ama muhtemelen ben de o dönemde yaşasaydım Hilal gibi olurdum.

Ailenizde başka oyuncular da varmış, Aras Bulut İynemli kuzeniniz. Fikir alışverişi yapar mısınız?

Destek oluyoruz birbirimize. Bulut abinin “İçerde” dizisini izliyorum. Biz bu işe beraber başlamış, heves etmiştik. Onu izlemekten büyük onur ve gurur duyuyorum. Eminim o da öyledir.