Pazar "Aslında senödromu

"Aslında senödromu

17.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Aslında senödromu

Aslında senödromu





Zaman geçmiyor ki bir garip kelime önce magazin sayfalarına, sonra halkın diline yerleşmesin. "Şizoluk etme" veya "hipoglisemim tuttu" laflarını hayret içinde duyuyorsunuz. "Adrenalin" de konuşmalara hava katıyor. Bir de hobi diyecekken fobi diyenleri mi ararsınız, semptom diyecekken sendrom diyenleri mi! Sendrom demişken, en çok tutulan terimlerden biri sendrom. Gazetelerde her gün yeni bir sendrom manşetlerde. Örnek mi: Tecavüzcü sendromu, batık banka sendromu, kıskanç Otello sendromu... Herkes "Başağrısı sendromum, mide bulantısı sendromum var; Körfez Savaşı sendromundan korkuyorum" gibi acayip "sendrom geyiği" yapıyor. Ben de bugün "Aslında sendromu"nu ortaya atıyorum.
Aslında, "aslında" kelimesi gizli şeylerle ilgili değil midir? Görünmeyeni, derindekini, "aslını, feslini, cinsini" merak eder insan. Mı acaba? Yoksa aslında, bunun da altında insanın kendini doğrulama isteği, bir gıpta, bir "kifayetsiz muhteris", bir endişe, saklı değil midir? Aslında ben iyiyimdir, doğruyumdur, dürüstümdür, haklıyımdır, güzelimdir... Sen ise, sen yok musun sen, haksız ama şanslıların şanslısı şeytan... Armudun iyisini aslında hep sen yersin. Aslında olmasan sen, öyle olurdum ki ben. Aslında bana hep sen engel oldun. Sen, ahhh sen...
Ozan Konstantin Kavafis, "Gizli Şeyler" şiirinde "aslında sendromu" dediğim "hayıf"ı emektar bir ceket gibi sırtında taşıyan, engeller olmasa ben şu olurdum da diyebileceğine inanmış insanı anlatıyor: "Bir engel vardı / Bir engel / Bütün eylemlerimi / Ve baştan aşağı tutumumu değiştiren / Hep bir engel tam konuşacağım sıra / Susturuveren..." Aslında neymiş şu sendrom, neymiş semptom, pek çoğu daha önce yayımlanmış sorulardan oluşan testusa bu kez de...

1 Şu sendrom neymiş acep?
a. Hastanın son durumu
b. Semptom
c. Özel bir bozukluğu belirleyen, bir arada görülen ve tanıyı kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin tümüne sendrom deniyor
d. Hiçbiri

2 Sendrom terimi Yunancada "sun dromos" yani "birlikte koşma" sözcüklerinden geliyor. Hayrettir ki Malezya yerlilerinin durup dururken birden çıldırarak koşmaya başlaması da bir sendrommuş. Hatırlayacaksınız, Stefan Zweig aynı adla bir öykü yazmıştı:
a. Maraton Adam
b. Koş Baba Torik
c. İhtiras Tabanvayı
d. Amok

3 Peki semptom nedir öyleyse?
a. Belirsizlik
b. Belirti
c. Belerti
d. Delirti

4 1896’da J. L. H. Down adlı bir İngiliz hekim tarafından tanımlanmış bir genetik bozukluk var. Zeka özürlülüğü, çekik gözlülük, kısa ve basık bir kafatası, kısa parmaklı ellerle karakterize olan bu sendromu kestirebilecek misiniz?
a. Moğol sendromu
b. Yaşlı anne sendromu
c. Yirmi birinci yüzyıl sendromu
d. Down sendromu

5 1937’de bir Türk hekimince, gurur kaynağımız Dr. Hulusi Behçet tarafından bütün dünya tıp aleminin kabul ettiği bir sendrom keşfedildi. Akdeniz bölgesine ait bir genetik bozuklukla ilgili bu sendrom ne adla bilinir?
a. Toros sendromu
b. Yörük sendromu
c. Sıcakkanlılık sendromu
d. Behçet sendromu

6 Sendrom her zaman çok popüler. Başta sinemacılar için. Örneğin, başrollerini Jane Fonda, Jack Lemmon ve Michael Douglas’ın oynadığı 1979 yapımı "Çin Sendromu" adlı filmin konusu neydi?
a. Sarılık korkusu
b. Nükleer eriyiklerin dünyayı delip geçeceği ve ta Çin’e ineceği korkusu
c. Gözlerin çekilip çekilip çekik gözlü olma korkusu
d. Hızla kapitalistleşen Çin’de çöp dağlarının oluşması

7Floransa’ya gelen turistlerden her ay en az biri ünlü Santa Maria Nuova hastanesine kaldırılıyormuş. Çünkü büyük sanat eserleri karşısında huşuya gelip yere yığılıyormuş. Bazısı bir Rafael tablosu karşısında kendinden geçiyormuş, bir diğeri Caravaccio karşısında. Bu sendroma ne deniyormuş?
a. Sanat zehirlenmesi sendromu
b. ABS (Ayran Budalalığı Sendromu)
c. Mikelanj sendromu
d. Stendhal sendromu

8 Peki, bu sendromun adı niye Stendhal olmuş?
a. İnsanlar güzel eserler karşısında önce kızarıp sonra kararıyormuş. Bu nedenle Stendhal’in "Kırmızı ve Siyah" romanına atfen bu ad verilmiş
b. R. N. Stendhal adlı bir Fransız doktor bu sendromu tanımlamış
c. Bu sendromu ilk önce romancı Stendhal fark eder ve buna "Milano’dan Calabria’ya Bir Yolculuk" kitabında değinir: Sanat eseri karşısında "Düşmemeye çabalarken hayatın içimden çekildiğini hissediyordum"
d. Hiçbiri

9 AIDS adıyla sanıyla bir sendrom. İngilizce’de "Acquired Immune Deficiency Syndrome" sözcüklerinin baş harflerinden üretilmiş bir akronim. Türkçesi ne olabilir acep?
a. Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği sendromu
b. Aldı İnce Bir Düşünce sendromu
c. Aman İncelemeden Dokunma sendromu
d. Hiçbiri

10 Öyle ilginç sendromlar var ki... Örneğin yüz yıl önce Georges Gilles de la Tourette adlı bir Fransız hekiminin tanımladığı sendroma ne demeli? Hasta çeşitli tiklerle yüzünü gözünü oynatıp kendini kontrol edemeden ikide bir küfür ediyor. Rahatsızlığın adını kestirebilecek misiniz?
a. Terbiyesiz Herif sendromu
b. Sopa Garibi sendromu
c. Tourrette sendromu
d. Ağzını Topla sendromu

11 Rehinelerin onları rehin tutanlara bağlanmaları ve hatta aşık olmaları olgusu da bir sendrom olarak tanımlanmış. Kendilerini zora sokmayı seven insanların yaşadıkları da bu sendromla açıklanmaya çalışılıyor. Kestirebilecek misiniz?
a. Ally McBeal sendromu
b. Saddam sendromu
c. Stockholm sendromu
d. Hiçbiri

12 CHP Başkanı Baykal, geçen gün Türkiye’yi tehdit edecek olan Filipinler Sendromu’nu patlattı. Neymiş?
a. Filipinler’de olduğu gibi, ABD’nin "savaştan sonra çıkarım" demesine rağmen, sözünde durmayıp orayı yönetimi altına alma alışkanlığı
b. Bütün evlerde Filipinli dadıların çalışacak olması
c. 6 milyon kişinin açlık sınırında bulunması yüzünden yeni nesilde meydana gelecek "ufak tefekölik durumu
d. Hiçbiri

13 Aslında çoğu kişi şöyle düşünmez mi: "Reva mıdır bana sıradanlık? Neyim eksik?" Genelde kırkından sonra kendisine kök icat etmeye çalışır. Kök olsun da ne olursa olsun. Zıkkımın köküne bile razıdır neredeyse... Asıllarının soylu bir geçmişten geldiğini yutturabilmek için... Aslında sendromuna göre:
a. Kadıköy pazarında eski paşa resimleri satın alırlar
b. Şaşaalı sünnet düğünlerinde tas tas altın dökerler
c. "Az solistölerin başlarından aşağıya tas tas gül "tökerler"
d. Hepsi



































Yazarlar