Pazar Balayında doğan restoran

Balayında doğan restoran

11.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Geçen yıl nisan ayında açılan Banyan, zamanla Nişantaşının popüler restoranlarından biri oldu. Mekanın karı-koca sahiplerinden Aslı Pasinli "Buraya macerayı seven, değişik yemekler yemekten hoşlanan insanlar geliyor" diyor

Balayında doğan restoran

Banyanın sahibi Cem ve Aslı Pasinli. Çift aynı zamanda buranın işletmecisi. Aslı Pasinli bir şirkette altı yıl yönetici olarak çalıştıktan sonra yapmak istediği işin restoran işletmeciliği olduğuna karar verip harekete geçiyor. "Burası geçen nisan ayında açıldı" diye başlıyor anlatmaya. "Burası benim ilk yerim. Eşim de ben de her zaman böyle bir yer açmayı istiyorduk. Özellikle Uzakdoğu yemeklerine özel bir ilgimiz vardı. Ama bu ilgi bir hobi boyutunda olduğu için Chefs Restaurantın baş aşçısı Mike Normandan mönü konusunda danışmanlık aldık. O da hayalimizi gerçekleştirmemize yardımcı oldu."Pasinli eski yöneticilik günlerinden gelen çalışma prensibini Banyanın tam hayallerindeki gibi bir yer olması için kullandığını söylüyor: "Eşim hâlâ şirkette çalışıyor ama aynı zamanda buranın mutfak müdürlüğünü yürütüyor. Ben de bu restoranın genel müdürlüğünü yapıyorum. Çok seyahat eden insanlarız. Farklı ülkelere gittik, gördüklerimizi Uzakdoğunun yemekleriyle buluşturduk. Bu yüzden Türkiyede yaşayan yabancılar ve yurtdışında yaşamış Türkler çok sık gelir. Dışarıda gördükleri ve tattıkları yiyecekleri bulabiliyorlar çünkü." Banyan, Nişantaşının yavaş yavaş popüler olan mekanlarından biri. "Ruhun gıdası" sloganıyla hareket eden restoran, Uzakdoğu felsefesini yiyeceklerinden dekoruna, masalarından çay fincanlarına kadar kullanıyor. ağaç şekli vermek için çalıştıMekan ismini, içerideki çoğu şey gibi, Uzakdoğu kültüründen alıyor. Banyan Hint inciri demek. Bu ismin seçilmesinin de çok romantik bir hikayesi var. "Bu fikir eşimle Taylandda balayındayken doğdu" diyor Aslı Pasinli. "Taylandda bu ağacın karşısında durup seyrediyor ve ileride bir restoranımız olursa nasıl olur diye hayalini kuruyorduk. Bu ağaç Asyada ölümsüzlüğü simgeliyor. Biz de farklı kültürleri bir arada barındırmak istediğimiz için bu ismin bize çok uyacağına karar verdik." Restoran en fazla 80 kişi alıyor. En çok dikkat çeken özelliği de açık mutfağı. Pasinli en baştan beri açık mutfak istediklerini belirtiyor: "Bu çok eğlenceli çünkü içeride olup biteni izleyebiliyorsunuz. İkincisi de güven. İçeride ne piştiğini herkes görebiliyordu. Yemek ön planda olsun diye dekorasyonu sade tuttuk. Fark ettiyseniz mekanda köşe yok. Bu feng-shui ile alakalı. Burayı biraz da feng-shuiye göre döşedik. O felsefede köşeler yuvarlaktır. Aynaların konumları önemlidir. Duvarlardaki kolonlar için heykeltıraşlar geldi ve günlerce onlara ağaç formu vermek için çalıştılar. Dekorasyonumuzun tasarımını N-Design mimarlık şirketi, uygulamayı da Şeyda Taşçılar yaptı. Masalarda bonzailer var. Bazıları 75 yaşında. Bunlar Japonyanın özel bir teknikle cüceleştirilmiş ağaçları. Buradaki her bonzainin altında 10 senelik bir emek yatıyor." Mekan pazar hariç her gün saat 08.00-24.00 arasında açık. n Tel: (0212) 219 60 11-13 Heykeltıraşlar kolonlara Her yerine Uzakdoğu havasının sindiği mekanın mönüsünü Aslı Pasinli şöyle anlatıyor: "Mönüde başlangıçlar benim en eğlenceli yemekler olarak nitelendirdiğim kısım. Mesela baklava yufkasına sarılmış jumbo karidesler yanında portakallı chili sosla geliyor. Uzakdoğunun tipik eriştelerini yanlarında çeşitli sebzelerle yapıyoruz. Ana yemeklerde daha çok dünya mutfağının Uzakdoğu ile harmanlanmış çeşitleri var. Risottonun içine limon çiçeği gibi Tayland baharatları, Norveç somonunun içine wasabi katıyoruz. En çok satan yemeğimiz ise portakallı dana eti. Gerçek portakal ve 20 çeşit baharatla yapılmış çok özel bir karışım. Yemeklerimiz orijinallerine çok yakın olduğu için bize en çok sorulan soru, Aşçınız Uzakdoğulu mu? şeklinde. Hayır, değil. Biz Türk olmasında çok ısrar ettik. Remzi Güçlü daha önce Çırağanın da mutfağında çalışmış çok değerli bir şef."Banyandan, akşam yemeğinde içki dahil kişi başı 40 milyona çıkılabiliyor. "Aşçımız Uzakdoğulu sanılıyor"