Balıkçılar karaya çıktı

axpaz021.jpg Teknede balık yapıp satma serüveni yaklaşık 10 yıl önce başladı. Önceleri sadece 5-6 tekneydiler Boğazın serin sularında. Yıllar geçtikçe sayıları bir hayli arttı. Teknelerdeki bu artış birçok problemi de yanında getirdi. Önce teknelere her yıl değişik standartlar getirildi. Kimi tekne sahipleri uyguladı, kimileri uygulamadı. Sonunda yıllardır tekne sahipleri arasında kulaktan kulağa dolaşan söylenti gerçekleşti. 13 Eylül 2004 tarihinde tekneler kaldırıldı. Bazı tekne sahipleri "Biz bu işi karada da yapabiliriz" diye tekneleriyle aynı isimleri taşıyan yeni lokantalarına taşındılar. Bunlardan Fish Var - Balıkçı 1, Takanik 2, Çoban Yıldızı 2 ve Trivananın sahipleriyle bu konuda sohbet ettik. Hepsinin ortak fikri: "Kurunun yanında yaş da yandı. Bir çeşit yüzen restoran olan balıkçı teknelerini bilmeyenimiz yoktur. Yıllardır balık pişirirler, Boğazdan geçenlere. Ama son 3.5 aydır yerleri boş, yani tekneler artık yok. Peki sahipleri şimdi neredeler? "Turistler de teknemize ne olduğunu soruyor" Burayı tekne varken açtım ve iki yıldır tek başıma işletiyorum. Tekneler kapatılabilir diye işimi garantiye aldım. Takanik tekne olarak yedi seneden beri çalışıyordu. Şimdi ise İstinyede tekne mezarlığında duruyor.Tekneyle yazın "Takanik Tur" adıyla yemekli turlar yapmayı düşünüyoruz. Profilo Alışveriş Merkezinde 10 gün önce hızlı balık servisi üzerine bir yer açtık, tekne çalışanlarının bir kısmını da oraya gönderdik. Burayı önceden açtığımız için tekne kapatılınca bizim müşterimiz hiç dağılmadı. Tekne buradan daha iyi kazandırıyordu. Denizde olduğu için insanlara daha eğlenceli geliyordu tekne. Cebinde üç milyonu olan da geliyordu, 500 milyonu olan da.Burada da aynı fiyatlar geçerli. Amacımız çok para alıp insanları üzmek değil, ayda bir kere geleceklerine haftada iki kere gelmelerini sağlamak. Takanik tekne markası gibi olmuştu. Bu yüzden müşterilerimiz de çok üzüldü teknenin kapatılmasına, turist müşterilerimiz bile hâlâ tekneyi soruyor. Teknelerin kapatılması bir yönden iyi oldu. Çünkü önüne geçemediler, sayıları çok artmıştı. Böylece görüntü kirliliği de oldu. Ama inşallah geri gelir çünkü bu yüzden birçok kişi işsiz kaldı. Kaan Kayhan (Takanik 2) "Yeniköy sahiline ancak teknem kapatıldıktan üç ay sonra inebildim" Balıkçılığa beş yıl önce Çoban Yıldızı adlı teknemle başladım. Tekneyi kendim işletiyordum. Kapatılacağına dair dedikodular hep vardı zaten. Geçen sene bize bir sürü şart koydular. "Şunları şunları yapın size ruhsat verelim" diye. Biz de hepsini yerine getirdik. Ama hiçbir şey yapmadılar.Teknenin kapatılmasından bir gün önce boşaltmamız için tebligat geldi. Bana hiçbir gerekçe göstermediler, karşımda kimseyi bulamadım. O gün hayatımın en kötü günüydü. Çok etkilendim, üç ay oldu ilk defa sahile iniyorum. Tekne kapatılınca ara vermeden buraya geçtik. Benim teknede beş yıllık emeğim vardı, buraya gelince her şeye yeniden başladım. Bütün emeğim tekneyle gitti. Tekne varken karada bir yer açma gibi bir düşüncem yoktu. Çünkü o zaman ancak tekneyle ilgilenebilirdim. Eski müşterilerimiz gelmeye devam ediyor, yavaş yavaş yeniler de eklenmeye başladı. Burada ek olarak cuma günleri lahana dolması ve buğulama yapıyorum. Fiyatlarımızı tekneye göre daha da ucuzlattık.Kazancımız şu anda tekneye göre daha düşük, burası daha tam oturmadı. Çalışan sayımız da azaldı. Ama önemli olan işimizi iyi yapmamız, taze balığımız ve lezzetimiz. Ben inanıyorum ki zamanla her şey daha iyi olacak. Müşterilerimiz burayı da beğendiler ama tekne havası bir başka.Tekne şimdi iskelede bekliyor. Ben hâlâ umutluyum tekneye geri dönmek için. Eğer dönersek yapabildiğim kadar burayı da işletmeye devam ederim. Ama benim için ilk önce tekne gelir. Fatma Yıldız (Çoban Yıldızı 2) "Tekneye göre lüks sanıp gelmiyorlar. Oysa fiyatlarda bir değişiklik yok" Burayı teknede de olduğu gibi İbrahim Demen ve Sinan Yüksekoğlu ile bir aydır birlikte işletiyorum. Teknemiz yaklaşık 10 yıldır hizmet veriyordu. Rahmetli babam tuttuğu balıkları, kendisi için iskelede pişirirken yoldan geçenler istemiş. Babam da onlara ikram etmiş. Sonra ikramla baş edemeyeceğini anlayınca aklına teknede balık pişirip satma fikri gelmiş. Trivana böyle başlamış balıkçılığa.Teknenin kapatılacağı bir gün önceden haber verildi. Bir günde battık yani. Bütün balıklar, malzemeler elimizde kaldı. Tekneler kapatılmasın diye imza kampanyası başlatarak, bine yakın imza topladık. Ama sonuç alamadık. 2001 yılında ruhsat verecekler diye teknemizi karaya çıkardık, 100 milyara yakın masraf yaptık. Çevre temizliği yönünden özellikle bizim teknemiz ödül alan bir tekneydi. Atık su teknemiz vardı. Denizi kirletmiyor aksine temizliyorduk.Burayı eşten dosttan borç alarak açtık. Şu anda oturtmaya çalışıyoruz. Her şey aynı aslında, görüntü dışında. Bir de tabii artık sallanmıyoruz. Binanın görüntüsü daha lüks olduğundan bazı insanlar çekiniyor, içeri giremiyor. Biz çıkıp "Fiyatlar tekneyle aynı" diye açıklama yapıyoruz, şaşırıyorlar. Boğazda yürüyüşe çıkanlar balık kokusunu duyunca tekneye geliyordu. Orada espriler oluyordu, şimdi daha ciddi, daha hanım olduk. Songül Demen (Trivana) "Restoranı açmamız için müşterilerimiz borç verdi, tanıtım için broşür bastırdılar" Burada teknedeki ortaklarım Hasan Akdağ, Cemal Akdağ, Bayram Akdağ ve Habib Çalışkan ile çalışıyorum. Fish Var ayrı, Balıkçı 1 ayrı bir tekneydi. Biz dört ortak Fish Varı işletiyorduk sonra Balıkçı 1i işleten amcamın oğluyla ortak olduk. Yaklaşık 12 yıldır balıkçıyım ama tekne altı yıldır hizmet veriyordu. Biz elle yiye yiye öğrendik bu işi. Teknemize olan ilgiyi güler yüzle, dürüstlükle kazandık. İnsanların rahat rahat yemek yemesini sağlıyoruz. Garson sürekli başlarında bekleyip rahatsız etmiyor. Yani teknenin rahatlığını devam ettiriyoruz. Bize resmi bildiri, kapanmadan iki gün önce geldi. Gerekçe olarak güvenliği tehlikeye atıyor dediler. Ama teknemiz daha altı yaşındaydı. Şimdi tekne iskelede duruyor. Burayı da boş bırakmayacak şekilde yazın tekneyle turlar düzenlemeyi düşünüyoruz. Tekne kapatılınca müşterilerimiz "Bir yer açın" diye sürekli aramaya başlayınca biz de borç harç burayı açtık. Buranın tanıtımı için eski müşterilerimiz broşürler bastırmış. Hatta birkaç müşterim borç bile verdi. Teknenin ilk yıllarında sevgili olan, sonra evlenen ve çocuklarıyla buraya gelen müşterilerimiz de var. Asıl madalya bu bizim için.Fiyatlarımızı da değiştirmedik, zaten insanlar buraya gelirken kapıda cüzdanını kontrol etmez. Kimilerinin eli kasanın üstündeyken bizim elimiz masanın üstünde. Böyle devam ettikçe de kazanacağımızı düşünüyoruz. İznimiz olmasına rağmen alkol satmıyoruz. Şu an işler iyi gidiyor ama teknenin havası başkaydı tabii. Orada balıkçıydık, herkesten önce biz bronzlaşırdık. Venedikteki gondolları kimse kaldıramaz. Tüm dünya tepki gösterir buna. Biz de burada, Boğazda "taka balık lokantaları" konseptini oluşturabilseydik, Venedikteki gibi bir görüntü yakalayabilirdik. Böylece teknelerimizden de ayrılmamış olurduk. Murat Tüysüzoğlu (Fish Var-Balıkçı 1)