Pazar Bavulda kitabevi

Bavulda kitabevi

29.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sayım Çınar 7 yıldır elinde büyük bavulu gazete binalarını ziyaret edip gazetecilere kitap satıyor. Müşterileri arasında Mehmet Y. Yılmaz, Güneri Cıvaoğlu, Haşmet Babaoğlu ve -dikkat!- Mahsun Kırmızıgül de var

Bavulda kitabevi

Bavulda kitabevi

Sayım Çınar 7 yıldır elinde büyük bavulu gazete binalarını ziyaret edip gazetecilere kitap satıyor. Müşterileri arasında Mehmet Y. Yılmaz, Güneri Cıvaoğlu, Haşmet Babaoğlu ve -dikkat!- Mahsun Kırmızıgül de var

MEFARET AKTAŞ

Yirmi dokuz yaşındaki Sayım Çınar kitap satıyor. Ama bildiğiniz satıcılara benzemiyor. Elinde kitap isimlerinden oluşan iki sayfalık liste, taksitle ansiklopedi ya da "bilmem ne" dizisi satan bir pazarlamacı değil. Siyah, kocaman bavuluna her hafta yeni basılan kitapları dolduruyor. Başta büyük gazete binaları olmak üzere, firmaları dolaşıp kitap satıyor. Tüm müşterileri tanıyor, ne tür kitap sevdiklerini, hangi kitaba herkesten önce sahip olmak isteyeceklerini, alışkanlıklarını hatta özel hayatlarını bile biliyor. Bugüne dek Güneri Cıvaoğlu, Emre Aköz ve Sevin Okyay gibi gazetecilerin köşe yazılarına konu oldu. Onu en güzel Sabah yazarı Aköz anlattı: "Hediyenin şık paketine, lezzetli garnitüre, giysilere takılan zarif broşlara benzeyen insanlardan biri’ demişti Çınar için.
Aslında tiyatro eğitimi almış olan, iki yıl Şehir Tiyatroları’nda çocuk oyunlarında oynayan Çınar 18 yaşından beri kitap satıyor. 1993’ten beri de Sosyal Yayınevi için çalışıyor. Yeni yeni yazar menajerliği yapmaya da başladı. Şimdi Stella Acıman’ın menajeri ama Metin Kaçan’dan da teklif gelmiş. Daha önce Posta gazetesinde kitap tanıtımları yaptı. Superonline internet sitesindeki "Sayım’ın Bavulu" adlı köşesinde yazılar yazdı. Şimdi yazılarına Star gazetesindeki "This is a Book" adlı köşesinde devam ediyor.

Neden bir bavula kitap doldurup gazeteleri dolaşmaya başladınız?
Sıkıldım çünkü. Artık kimseye çalışmayacağım dedim. Müşteri-satıcı ilişkisine inanmıyorum değil özel, daha dostane bir müşteri-kitapçı ilişkisine inanıyorum ben. Bir de Arthur Miller’ın "Satıcının Ölümü"nden çok etkilendim.

Nasıl etkilendiniz?
Orada Beef diye bir karakter var. Hayatı boyunca satıcılık yapmış ama hep özgür olmak istiyor. "2 hafta tatil için 50 yıl çalışmak zorundasınız" diyor. Ben sekiz saat oturup bir yerde çalışamam. Size gelirken yolda bir şeyler yaşamayı, bilgi toplamayı, insanlar hakkında bir şeyler öğrenmeyi seviyorum. Stres altında çalışırken beni görüp rahatlamaları hoşuma gidiyor. Eskiden küçük bir zilim vardı. Gelirken onu çalardım, hemen anlarlardı geldiğimi.

Bu kocaman siyah bavulu nereden buldunuz?
Milliyet’ten biriktirdiğim kuponlarla aldığım bir bavulum vardı. O kullanılamaz hale gelince Mercan Yokuşu’nda bavulcular çarşısına gittim. Bütün paramı bu bavula verdim. Eski ama manevi değeri var. Eskiyince sahibi de eskiyor. O yüzden değiştirmek istemiyorum.

Neden özellikle gazetecileri hedef kitle olarak seçtiniz?
Daha iyi iletişim kuruyorum onlarla. Yeni şeyler öğrenmeye daha açıklar. Günceli takip ediyorlar. Ama krizden ve işten çıkarmalardan sonra gazeteci müşterilerim azaldı. Başka şirketlere de gidiyorum.

Her sabah dolaşmaya başlamadan önce hazırlanıyorsunuz bu iş için, değil mi?
Evet. Her sabah kitabevine gidip yeni çıkanlara bakarım. Arka kapakları okurum. Kimi ilgilendireceğini not alırım. Bavuluma yerleştirirken tarih ve sosyolojiyi ayrı, güncelleri ayrı yere koyuyorum. Çok satan kitapları alanlar değil benim müşterilerim.

Bavulundaki kitapları satarak ev sahibi oldu
Bu iş çok kazandırıyor mu size?
Kendimi geçindiriyorum. Ticareti öğrendim. Bavulla kitap satarak bir ev aldım 1998’de. Dayadım, döşedim. Sonra kendime güvenim geldi ve hayat standardım yükseldi. O yüzden şimdi kazandığım bütün para bitiyor.

Bu işle ilgili en ilginç anınız hangisi?
6-7 yıl önce James Joyce’un "Ulysses"i ilk çıktığı gün yanıma 50 tane aldım. Gazetelere gittim. İnsanlar çok heves etti, aldı. Ama bir ay sonra okuması zor olduğu için bir sürü insan iade etti. Zaten en pahalı kitap oydu. "Ulysses"e verilen parayla o dönemde küçük bir kitaplık kurulabilirdi.

Siz ne okumayı seviyorsunuz?
Tiyatro yapıtlarını ve ciddi aşk romanlarını. Bernhard Schlink’in "Okuyucu" romanı beni çok etkilemiştir.

En çok kimin kitapları satıyor?
Herhalde Ahmet Altan sattım. Hiç unutmam "Tehlikeli Masallar" çıktığında bir gün içinde 70-80 tane satmıştım.

Kimler hangi kitapları alıyor?
• Mehmet Y. Yılmaz (Milliyet Gen. Yay. Yön.): Radikal’deyken benden gezi kitapları alırdı. Mesela "Türkiye’nin En Güzel Küçük Otelleri" her güncellendiğinde alır.
• Güneri Cıvaoğlu (Milliyet Başyazarı): En son Alain De Botton’un "Öp ve Anlat"ı ile "Aşk Üzerine"sini ve Bedii Faik’in "Medya" kitabını aldı. Sanatçılar, özellikle ressamlarla ilgili kitapları seviyor.
• Okay Gönensin (Sabah yazarı): Türkçede yayınlanan bütün polisiyeleri alır. Zaten müzayedelere de gidiyor polisiyeler için. İleride kesinlikle bir polisiye romanı yazacağına inanıyorum. Bazen yazıları için acil kitap ister. O gün götürürsem çok sevinir.
• Salih Memecan (Karikatürist): Tabii ki en çok karikatür kitapları alıyor. Bir de çok satanları alır, mesela Ahmet Altan kitaplarını.
• Tunca Bengin (Milliyet Hab. Araş. Müd.): Adında işkence lafı geçen bütün kitapları alır. En son Tarık Akan’ın "Anne Kafamda Bit Var"ını aldı.
• Hasan Cemal (Milliyet yazarı): Yıllar önce James Joyce’un "Ulysses"ini çıkmadan bir ay önce satın almıştı. Hiç unutmam.
• Haşmet Babaoğlu (Sabah yazarı): Çok kitap alır. Ona çok kitap gelmesine rağmen benden almayı sever. "Ağır Kitaplar" dizisinden "İmparatorluk"u ve Lale Müldür’ün "Geyikler, Lanetler"ini aldı.
• Ahmet Tulgar (Milliyet): Türk edebiyatına çok düşkün. Bunun yanında büyük bir Milan Kundera hayranıdır. "İmparatorluk" gibi ağır bir kitabı okuyan ender insanlardandır.
• Lale Müldür: (Yazar, şair, köşe yazarı): Şimdi kutsal kitapları, İncil’i, Kuran’ı okuyor.
• Sevin Okyay (Radikal yazarı): Fantastik edebiyat eserlerini ve tüm polisiyeleri alır.
• Nur Çintay (Radikal yazarı): En son Gökhan Akçura’nın "Ivır Zıvır Tarihi"ni aldı.
• Emre Aköz (Sabah yazarı): Toplumsal araştırmalarla ilgili hemen tüm kitapları alır. Futbol kitapları da almaya başladı.
• Mahsun Kırmızıgül (Şarkıcı): Bir gazeteci arkadaşım bizi tanıştırdı. Kitap alırken çok heyecanlanıyor. Hep neler okuduğunu anlatıyor. Frederic Beigbeder’in "3.900 -TLösini alıp beğendi, "Aşkın Ömrü Üç Yıldır"ını okuyamayıp iade etti. Yaşar Nuri Öztürk’ün kitaplarını okuyor özellikle.




PAZAR