Pazar Bebek’in ‘Yeni Güneş’i Poseidon oldu

Bebek’in ‘Yeni Güneş’i Poseidon oldu

15.07.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bebek’in ‘Yeni Güneş’i Poseidon oldu

Bebek’in ‘Yeni Güneş’i Poseidon oldu



İstanbul’un Bebek semtinde, deniz üzerinde, eski Rum balıkçı lokantaları geleneğini sürdüren Yeni Güneş Lokantası vardı. Şimdi yok... Çünkü Yeni Güneş, Poseidon oldu.
Ben okuyucularıma hem Yeni Güneş hem Poseidon lokantalarını anlatacağım ama biraz Yunan mitolojisinden söz etmek istiyorum.
Dünyada ilk önce Khaos (kaos) vardı. Khaos Yunanca uçurum ve sonsuzluk demektir. Khaos’tan geniş göğüslü Gaia (yer) çıktı. Sonra çoğalma sembolü olan Eros (aşk) doğdu. Erebos (gece) doğdu. Onlar birleşince göklerin ışığı Aither, yer yüzünün ışığı Hemera ortaya çıktı.
Khaos bu doğumları yaparken Gaia de ölmezliğin sembolü Uranos’u (gök) ve Pontos’u (deniz) yarattı.

Gaia (yer) kendi öz oğlu Uranos (gök) ile birleşti. Uranos çocuklarından ürküyor, doğdukça onları yerin derinliklerine atıyordu. Karısı, oğlu Kronos’u babasını öldürmeye ikna etti.
Kronos annesi Gaia’nın temin ettiği tırpanla babasını parçaladı. Uranos’un denize düşen vücut parçalarına vuran dalgaların köpüğünden ilahi bakire, güzel tanrıça Afrodit doğdu. Onu bir sedef kabuğu içinde çiçeklerle süsleyerek Kıbrıs adasına götürdüler. Uranos’tan sonra Kronos kainatın hakimi oldu.
Kendi kız kardeşi Rhea ile evlendi. Üç çocuğu doğdu. Ama çocuklarının, kendisinin babasına yaptığını yapıp onu öldürmelerinden korktuğu için doğan çocuğunu yutuyordu. Karısı Rhea, Zeus’u doğurduğunda kundağa oğlu yerine taş koydu. Kronos oğlunu yuttuğunu sanarak taşı yuttu. Annesi Zeus’u babasının elinden kurtardı. Zeus’u Girit adasında sakladı. Ormanda keçi sütü emerek büyüyen Zeus büyüyünce babasını kurtararak yuttuğu kardeşlerini babasının karnından dışarıya çıkardı. Sonra babasını gökten kovarak yerin ve denizin altına attı. Kronos’un üç oğlu babasının mirasını paylaştı. Mavi gök Zeus’un, toprakların altı Hades’in oldu. Deniz Kronos’un oğlu Poseidon’un payına düştü. Poseidon denizlerin, adaların ve sahillerin tanrısı oldu. Denizin mavi derinliklerinde yaşadı. Sarayından çıktığında zırhını giyer, bir elinde üç çatallı yabası, öbür elinde deniz kızağını çeken iki veya dört atın dizginleri denizlerde dolandı.
Sayın okuyucularım, bizim okullarımızda mitoloji okutulmuyor. Mitoloji Yunanca masal-hikaye demek ama bugünkü Yunanistan ile ilgisi yok. Eski Yunan (Grek) döneminin masalları, hikayeleri...
Bu hikayeler şimdilerde bizim olan toprakların, denizlerin hikayeleri. Bunları bilmemiz gerekir. Bu uzun girişten sonra gelelim "eski" Yeni Güneş ve yeni Poseidon’a.
Bebek Koyu’na bakan Yeni Güneş deniz kenarında bir binanın altında 1940 yılından bu yana faaliyetini sürdüren bir balıkçı lokantası idi... Yaz aylarında masalar binanın önünden denizin üzerine uzanan ahşap iskeleye dizilirdi. İskelenin ahşap döşemesinin aralıklarından deniz görünür, büyük dalgalar vurdukça deniz masaların ayaklarını yalardı.
Burayı 1966 yılına kadar İtalyan asıllı Niko işletti. 1966 yılında binanın mülkiyeti Ali Karakuş’a geçti. Ali Karakuş bir başka Niko ile, Kara Niko ile ortaklık kurarak lokantanın ismini Yeni Güneş’e dönüştürdü. Kara Niko öldükten sonra Yeni Güneş’i 2001 yılına kadar Ali Karakuş yönetti.

Yeni Güneş’in çok ilginç bir mutfağı, servis kadrosu ve kendine özgü mezeleri, yemekleri ve de her zaman taze balığı vardı.
Mutfakta Bingöllü Hasan Barhuda, Mehmet Barhuda ile Rizeli Osman Yılmaz, kıtır kıtır yağ emmemiş taze kabak, patlıcan kızartması, biber kızartması yapardı. Yeni Güneş’in Arnavut ciğeri ve beyaz kuru fasulye pilakisi başka yerlerde bulunamayan özelliğe sahipti.
Servis personeli, Kastamonulu Cemal Bartınlı, Erzincanlı Bekir Çil, Malatyalı Müslim Şahin ve Rizeli Fehmi Yılmaz ciddi insanlardı. Kendilerine saygı gösteren müşteriye parçalanırlar, "zart-zurt" eden müşteriye "mesafe koyarlardı"!
Yeni Güneş’in fiyatları da makuldü. Ama İstanbul’da iki tür müşteri oluştu. Lokanta kültürüne, eski Rum meyhanelerine aşina ama cebinde parası olmayan müşteri ile imkanı olan ama meyhane gibi lokantalar yerine, lokanta gibi lokantaları tercih eden varlıklı müşteri.
Bu nedenle eski Rum meyhanesi geleneğini sürdüren lokantalar "lokanta gibi lokantaya" dönüşmek zorunda kaldı... Önce Yeniköy’deki Aleko yenilendi. Onu Bebek’teki Yeni Güneş izledi. Böylece Boğaz’ın bu yakasında eski Rum meyhanesi geleneği sona erdi.
Yeni Güneş’in kapalı salonu, salonun denize uzanan iskelesi şimdi yepyeni, modern bir lokantaya dönüştürülmüş durumda. Tavanı ile, tabanı ile, duvarları ile, dekoru ile, masaları ile, masalardaki beyaz keten örtüleri ile, kaliteli bardağı çanağı ile, açık modern mutfağı ile "lokanta gibi lokanta" oldu. Eeeee... Böyle bir lokantaya da Yeni Güneş denilemez ki... Tabii adı Poseidon olacak!.. Poseidon’un dört işletmecisi var. Yeni Güneş’in sahibi Ali Karakuş’un ortakları Veli Çağlayan, Cemal Doğan ve Dr. Cengiz Alp. Poseidon’un işletme sorumluluğunu Nişantaşı Ziya’da yetişme müteşebbislerden, Bay Balıkçı’da deneyim kazanan Veli Çağlayan üstlendi.

Veli Çağlayan işletme sorumluluğunu şimdilerde Binali Sarıtaş ile paylaşıyor. Binali Sarıtaş, Bebek Oteli’nin altındaki Ambassadours lokantasının işletme sorumluluğunu taşıyordu. Bebek Oteli yenilenirken lokanta kapanınca ABD’ye gitmişti. ABD’de Atlanta’da lokanta açtı. Üç yıl o lokantayı işletti. Sonra lokantayı kardeşi ve oğluna emanet ederek Bebek’e döndü.
Poseidon’un servis şefleri Nurettin Çelik ile Erdal Kendigelen. Ali Metin, Aziz Çağlayan, Mehmet Kahraman, İsmet Göktaş, Turgay Kocaman, Kemal Çağan ve Erol Aslan servis sorumluluğunu taşıyor.
Mutfakta Selman Özturan, Mahmut Özçelik, Mustafa Keskin, Hasan Doğan var.
Poseidon’un özel yemekleri tuzda balık, levrek buğulama, levrek marine, Poseidon köftesi, pilavlı karides... Ali Karakuş söz veriyor. O kıtır kabak, patlıcan kızartmasını, Arnavut ciğeri ile zeytinyağlı pilakiyi hazırlayan Yeni Güneş ekibinden Hasan ve Mehmet Barhuda’yı Bingöl’den getirecek. Yeni Güneş mutfağının özelliği yaşayacak.
Poseidon’un reklamı yapılmadı. Lokanta yeni açıldı. Ama gelenler mutfakta servisten ve fiyattan memnun ki, dolup taşıyor... Demek ki, müşteri memnuniyeti lokanta doldurmada en önemli etken...