Berlusconi ile liman işçileri rövanşa çıkıyor

axpaz011.jpg Hızlı bir özet: İtalyan takımı AC Milan ilk yarıyı 3-0 önde bitirmişti. İtalyanların futbolda savunma becerisi de düşünüldüğünde pek çok kişi kupanın sahibinin belli olduğuna karar vermişti. Maçı TV'den yorumlayan Milli Takımlar Başdanışmanı Fatih Terim de onlar arasındaydı.Ama ikinci yarıda Liverpool beraberliği sağlamış, önce uzatmalara sonra penaltılara kalan maçı da kazanmayı başarmıştı. Bu unutulmaz gece Milan için büyük hayal kırıklığı olmuş, Liverpool'a ise eski görkemli günlerini hatırlatmıştı. Aradan iki yıl geçti, rövanş günü geldi çattı.23 Mayıs'ta, Atina'da aynı takımlar, aynı unvan için yine karşı karşıya gelecek. Bazı gelenler-gidenler olsa da kadroların temeli değişmedi. Teknik direktörler değişmedi. İlk finalin anıları da hâlâ taze. Biraz böbürlenelim: Şampiyonlar Ligi tarihinin akıllara belki de en çok kazınan finali 25 Mayıs 2005'te İstanbul'da, Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda oynanmıştı. AC MILAN Takımın yıldızı: Kaka 22 Nisan 1982'de Brezilya'da doğdu. Gerçek adı Ricardo Izecson dos Santos Leite. Bu yılki Şampiyonlar Ligi'nin gol krallığı sıralamasında 10 golle birinci sırada. Yarı finalde Manchester United'la yapılan iki maçta üç gol attı. Çok dindar. "Athletes of Christ / İsa'nın Sporcuları" örgütüne üye, aylık ücretinin yüzde 10'u bu örgüte gidiyor. En sevdiği müzik kilise müziği, en sevdiği kitap İncil. Bütün bu bilgilere rağmen, bir süre önce Müslüman olduğuna dair haberler yayıldı. 17 yaşındayken Gaziantepspor'a gelmesi söz konusu oldu ama kulüp o yaşta bir futbolcuya 1,5 milyon dolar ödemek istemediği için bu transfer gerçekleşmedi. 2003'te Milan onun için 8,5 milyon dolar ödedi. Berlusconi bu miktar için "fındık fıstık parası" diye tercüme edebileceğimiz bir ifade kullandı. İsa'nın sporcularından biri Teknik direktör: Carlo Ancelotti Kariyerinin ilk döneminde Juventus'u çalıştırırken ikincilikler ve kaybedilen finaller nedeniyle "neredeyse adam" lakabıyla anılmaya başladı. Milan'da pek çok kupa kazandı ama 2005'teki finalden sonra o lakap bir ara yeniden gündeme geldi. 1983 yapımı "Don Camillo" adlı bir filmde "şeytani futbolcu" rolünde oynadı. Şampiyonlar Ligi kupasını hem futbolcu hem teknik direktör olarak kaldıran beş kişiden biri. Milan'da teknik direktörlüğü Fatih Terim'den devraldı. Bu görev değişikliğinin takımdaki eski arkadaşlarının kulisi sayesinde olduğu uzun süre konuşuldu. 1998'de Fenerbahçe'nin başına geçmesi için teklif almış, İstanbul'a gelip tesisleri gezmiş ama sonra Türkiye'de çalışmamaya karar vermişti. Sinema filminde şeytani futbolcuyu oynadı Alfred Edwards liderliğindeki İngiliz göçmenler tarafından kuruldu. İngiliz olmayanların kulübe üye olamamasına karşı çıkan bir grup kulüpten koparak bugünkü ezeli rakip Internazionale'yi kurdu. O dönemde Milan işçi sınıfının temsilcisi bir kulüptü, özellikle sendikacılar tarafından destekleniyordu. Bugün ise, hele hele Berlusconi'nin başkanlığından itibaren bu özelliğini kaybettiği söylenebilir. Avrupa'nın en büyük kupasını altı defa kazandılar, böylece turnuva tarihinin en başarılı ikinci takımı (Real Madrid'in ardından) unvanına sahipler. Son şampiyonluklarını 2003'te, finalde Juventus'u penaltılarla geçerek elde ettiler. Ünlü taraftar grubu Fosse Dei Leoni'nin birkaç yıl önce kendini feshetmesinin ardından Brigate Rossoneri adlı grup stadın hakimi oldu. Dünyada tribün koreografisi işini en iyi yapan seyirci gruplarından biri Milan'da. Kaptan Paolo Maldini 39 yaşında, sekizinci defa Avrupa şampiyonluğu için final maçına çıkacak, kazanırsa beşinci kupası olacak. Maldini 2005'teki finalde maçın ilk golünü atarak "en erken gol" (51'inci saniye) ve "finalde gol atan en yaşlı oyuncu" (37) unvanlarını ele geçirdi. Bu arada, kadrodaki Costacurta da 41 yaşında. Türkiye'ye değdiği için bu notu verelim: Şampiyonlar Ligi'ndeki en farklı galibiyetleri 4-0. Bu skoru beş defa yakaladılar; biri Fenerbahçe'ye karşı Şükrü Saracoğlu Stadı'nda. Takımın lakabı rossoneri (kırmızı-siyah). İtalya ligini geçen sezon ikinci bitirdiler ama şike soruşturması sonucu üçüncülüğe düşürüldüler ve bu sezona -8 puanla başladılar. Ligde geçen haftayı 60 puanla dördüncü sırada geçtiler. Yola solcu çıktı, gidişatı Silvio değiştirdi LIVERPOOL Takımın yıldızı: Steven Gerrard 30 Mayıs 1980 doğumlu Gerrard, her çocuğun kurduğu rüyayı gerçekleştirdi: Küçüklükten beri tuttuğu, doğduğu bölgenin takımının kaptanı oldu ve onları Avrupa şampiyonluğuna taşıdı. İki yıl önce İstanbul'da kupayı kaldırdığında, bunu başaran en genç ikinci kaptan (birinci Didier Deschamps) oldu. Taraftarın en çok sevdiği futbolculardan biri. Ama onunla ilgili en büyük spekülasyon, küçükken Liverpool değil, ezeli rakip Everton taraftarı olduğuna dair. Çocukluğunda Everton formasıyla çekilmiş bir fotoğrafının bulunduğu da konuşuluyordu. Geçen yıl çıkan otobiyografisinde Gerrard bunun doğru olduğunu kabul etti. Anlattığına göre henüz küçük bir çocukken dayısı ona bir Everton forması almış ve kulübün o yıl kazandığı şampiyonluk kupasıyla fotoğrafını çekmiş. Bunu biraz da Steven'ın koyu Liverpool taraftarı olan babasını kızdırmak için planlamış. İki takım arasındaki rekabetin o günlerde farkında olmadığını söyleyen Gerrard durumun ciddiyetini şöyle anlatıyor: "Eminim babam beni evlatlıktan reddetmeyi aklından geçirmiştir." Hakkında en çok transfer dedikodusu çıkan futbolculardan biri. Ama iki yıl önce İstanbul'daki finalin ardından "Böyle bir geceden sonra kim gitmeyi düşünebilir ki?" demişti. Kariyerinin sonuna kadar Liverpool'da kalma ihtimali yüksek. Tabii ki bunun da bir bedeli var. Takımıyla geçen hafta yaptığı yeni sözleşmeye göre yeni sezondan itibaren haftada 320 bin YTL alacak. Kahraman kaptan yeni sözleşme imzaladı, haftada 320 bin YTL alacak Teknik direktör: Rafael Benitez İki yıl art arda önce UEFA sonra Şampiyonlar Ligi kupasını farklı takımlarla kazanan ilk teknik direktör. Henüz 13 yaşındayken, çocuklardan oluşan bir takımın teknik direktörlüğünü üstlendi, böylece yeteneğini göstermiş oldu. Sakatlık nedeniyle futbolu henüz 26 yaşındayken bıraktı ve Real Madrid'in teknik ekibine katıldı. Ardından yardımcı antrenör olarak görev aldığı ilk iki takımda hüsrana uğradı; iki kulüple de ligin son sıralarına yerleşince kovuldu. Liverpool'dan önce çalıştırdığı Valencia'nın tarihindeki en iyi teknik direktör olarak kabul ediliyor. Henüz 13 yaşında takım çalıştırıyordu Kuruluş hikayesi bir anlaşmazlığa dayanıyor: 1892'de Everton kulübü statta içki satışı ve yükselen kira nedeniyle Anfield Road Stadı'nı terk etmeye karar verir. Bunun üzerine stadın sahibi John Houlding, Liverpool'u kurar. Bir süre formaları tıpkı Everton gibi mavi-beyaz devam eder ama daha sonra kırmızı-beyaza dönerler. Liverpool, Avrupa kupalarındaki en başarılı İngiliz ekibi. Beş defa kıtanın en büyüğü olmayı başardılar. Kupayı en son 2005'te, İstanbul'da kaldırdılar. Ayrıca İngiltere'de en çok şampiyonluk yaşayan takım. 1985'teki Belçika'nın Heysel Stadı'nda Juventus ile oynadıkları Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde yaşanan ve 39 kişinin öldüğü facia hâlâ akıllarda. O maçtan sonra hem Liverpool hem İngiliz takımları yıllarca uluslararası karşılaşmalardan men edildi. Belki de dünyada izleyiciden aldığı destek konusunda en çok kıskanılan takım. Taraftarları ağırlıklı olarak kentin meşhur limanında çalışan işçilerden oluşuyor. Onların yer aldığı Kop tribünü gerçek bir efsane. Kulübün yeni sahipleri, Anfield Road'un yakınlarında yeni ve daha büyük bir stat inşa etme planları yapıyor. 1945 tarihli "Carousel" müzikali için Oscar Hammerstein II ve Richard Rogers tarafından bestelenen "You'll Never Walk Alone" (Asla yalnız yürümeyeceksin) şarkısı için Liverpool'un marşı denebilir. Kulübün efsanevi isimlerinden Kevin Keegan'ın şu sözleri atmosferi anlatabilir: "Onlar 'You'll Never Walk Alone' söylemeye başladığında gözlerim yaşarıyor. Hatta sahada oynarken ağladığım zamanlar oldu." Takımın ünlü taraftarları arasında Papa II. John Paul, John Lennon, Angelina Jolie, Billy Bob Thornton, Chris De Burgh, Dr. Dre, Samuel L. Jackson, Brunei Sultanı'nın oğlu da sayılıyor. Papa da onları tutuyordu John Lennon da... 23 Mayıs'taki büyük rövanşın oynanacağı Atina Olimpiyat Stadı, 1982 Olimpiyatları için inşa edilmişti. 1983'te Hamburg'un Juventus'u 1-0 yendiği UEFA Kupası, 1987'de de Ajax'ın Lokomotiv Leipzig'i aynı skorla geçtiği Kupa Galipleri Kupası finalleri burada oynandı. 1994 yılının Şampiyonlar Ligi finalinde Barcelona ve Milan buradaydı. Bugün bile hatırlanan maçlardan biri oynandı ve Milan 4-0'lık galibiyetle kupayı aldı.O günden beri bu statta ilk kez bir final oynanacak. Atletizmden bir not düşelim: Maurice Greene 1999 yılında dünya 100 metre rekorunu da burada kırmıştı. Milan daha önce bu statta bir kupa aldı