Pazar "Bilgisayarla antrenman yapmak bir avantaj. Hile şansı da hiç yok"

"Bilgisayarla antrenman yapmak bir avantaj. Hile şansı da hiç yok"

03.10.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çeşmede düzenlenen uluslararası turnuvaya katılan satranç şampiyonu Garry Kasparov: "Yeni kuşak satranççıların gelişiminde bilgisayar büyük bir önem taşıyor. Bilgisayarınızı bir antrenman aracı ve asistan gibi görebilirsiniz. Bir de bilgisayarda hile yapma şansınız yok"

Bilgisayarla antrenman yapmak bir avantaj.  Hile şansı da hiç yok

axpaz021.jpg 10 Ekime kadar sürecek şampiyonaya katılacak olan Kasparov kimseyle görüşmedi, düzenlenen tekne turlarına bile katılmadı. "Benim için her maç zordur ve kazanılmalıdır. Eğer böyle düşünmeseydim şimdi burada olmazdım" diyen Garry Kasparov tamamen turnuvaya konsantre olmuştu.Basın toplantısına gelince... Kasparov, bu şampiyonayla resmi olarak ilk kez Türkiyede oynadığını ve bu kadar aktif olan bir sporcunun burada bulunmamasının bir eksiklik olacağını düşündüğünü, satranç coğrafyasına Türkiyeyi de eklemekten mutluluk duyduğunu söyleyerek başladı sözlerine. Oyuncuların maçlara hazırlanması için sağlanan koşulların onu çok mutlu ettiğini anlattı. Türkiyeyi son yıllarda satranç sporunun açıkça geliştiği ülkelerden biri olarak gördüğünü de belirten Kasparov, "Ben satranç yeteneğinin tüm dünyaya eşit olarak yayıldığını düşünüyorum. Burada da eğitim sistemine bu sporu dahil ederek çocuk yaştan sporcu yetiştirmeye başlayabilirsiniz. Bunu yapan her ülke önümüzdeki 10 yıl içinde mutlaka bir şampiyon çıkartabilir" sözlerini de ekliyordu.Kasparov basın toplantısının ardından Milliyete özel bir röportaj verdi. Dünyanın gelmiş geçmiş en kuvvetli satranç şampiyonu olarak görülen Garry Kasparov, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasına Rusyanın Max Ven spor kulübü adına katılmak için İzmir Çeşme Altınyunus Oteline geldi. Bugün başlayıp "Birçok satranççının yaşamı yalnızca satrançtan ibaret ama ben farklıyım" Benim bunu bile düşünecek zamanım olmadı. Kendimi bir anda satrancın içinde buldum. Hem yetenekliydim hem de şansım vardı. Çünkü bu sporda başarılı olmak için yetenekli olmanız, ailenizin desteği, eğitiminiz ve kararlılığınız çok önemli. Tabii şansa da ihtiyacınız var. Benim şansım hocalarımdı. Söylediğiniz gibi geçmişe baktığım zaman şimdiye kadar yaptığım her şeyden mutlu olduğumu söyleyebilirim. Satranca başladığınızda çok küçüktünüz. İlk şampiyonluklarınızı aldığınız zaman da... Şimdi geçmişe dönebilseniz başka bir seçim yapmayı düşünür müydünüz? Birçok satranççının yaşamı yalnızca satrançtan ibaret ama ben farklıyım. Güçlü iletişim ve iyi ilişkiler kurabiliyorum. Zaten yaşamımda farklı şeyler de var. Makale yazıyorum, kitap yazıyorum. Politikayla yakından ilgileniyorum. Bunlar da çoğu insanın yaşamında yaptığı şeyler. O yüzden de farklı bir yaşantım, durumum yok. Ben de herkes gibiyim. Bunları düşünecek zamanım bile olmadı diyorsunuz. Hiç, "Hayatım hep 64 kare başında geçti, bu yüzden birçok şeyi kaçırdım" diye düşündüğünüz oluyor mu? Benim ortalama okuma oranım bile dünyadaki her insandan farklı. Çok kitap okuyorum. Ben bir satranç profesyoneliyim. Başka bir şeye daha çok ilgi duymam ihanet gibi olabilir. Voleybol, basketbol, futbol, televizyon da izliyorum ama bunlar benim için yalnızca eğlence. Özellikle satrancı bir motif olarak kullanan kitapları okuyor, filmleri izliyor musunuz? Örneğin Ingmar Bergmanın "Yedinci Mühür" filmini izlediniz mi? Ya da Nabokovun "Lujin Savunması"nı okudunuz mu? Bunun bir gizemi, sırrı yok. Ben vücutla beyni birbirinden ayırmıyorum. Yani birlikte düşünüyorum. Beyin vücuttan ayrı değil ki... Vücut iyi, sağlıklı olduğunda beyin de iyi çalışıyor. Beyin için vitamin alınsın, şu yensin gibi şeyler söylemek doğru olmaz. Ama dikkat ettiğim şeyler yok değil. İyi uyku düzeni ve belli bir diyeti uygulamak, tüm vücudu zinde tutmak tabii ki gerekli. Ekmek ve et yemiyorum. Balık yiyorum. Uykuma dikkat ediyorum. Başarı sizin gücünüze bağlı. Sürekli zirvede kalmak kolay değil. Aslında zirvede olmak demek, her gün bir lord gibi hazır olmak demek. Tıraşına, kıyafetine dikkat edeceksin. Skandallara karışmayacaksın. Bakımlı ve düzgün biri olacaksın. Zirvede olmanın bedeli de çok fazla sorumluluk gerektirmesi. Bu profesyonellik yaşamınıza nasıl yansıyor? Yani önemli maçlardan önce yaptığınız özel şeyler var mı? Yediklerinize dikkat ediyor musunuz? Özel olarak kullandığınız bir vitamin var mı? Kaç saat uyuyorsunuz? Evet. Şu anda yaptığım şeyleri 15 sene önce daha iyi yapıyordum. O zaman her şey daha kolaydı. Şimdi daha iyi antrenman yapıp kendimi daha iyi disipline edip aradaki farkı kapatmaya çalışıyorum. Bu duruma gelmek için çok çalıştım. Tabii şimdi aile var. Eşiniz, çocuklarınız, bunların hepsi de etken... Kendinize baktığınızda 25 yaşındaki Kasparovla 41 yaşındaki arasında bir fark görüyor musunuz? Genç olan mı daha iyi performans gösteriyordu, şimdiki mi? Kuvvetli sporcu yetiştiren ülkelerin sayısı artıyor. Satranç tüm dünyaya yayılıyor. Henüz yeni kuşaktan bir isim söylemek mümkün değil. Ancak Fischer büyük usta unvanını aldığında 15 yaşındaydı. Şimdi 12 yaşında da ustalar var. Belki onlar henüz Fischer gibi oynayamıyor ama Ukraynadan Karyakin, Norveçten Magnus Carlsen büyük usta olarak kendilerini gösteriyor. Bilgisayarın getirdiği imkanlar da yeni kuşağın hızlı gelişimi için önem taşıyor. Genç kuşakta geleceğin şampiyonu olarak düşünebileceğiniz isimler var mı? Bilgisayarla hazırlanmak avantaj. Bilgisayarı antrenman aracı ve asistan gibi görebiliriz. Bir de bilgisayarda hile şansı yok. Peki bilgisayar programlarının satrancın imajını zedelediğini mi yoksa yalnızca bir antrenman aracı ve asistan gibi mi görülmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? "Artık cinsiyet satrançta önemli bir faktör değil" Eskiden yaşam tarzlarından dolayı kadınların satranç oynamaları daha zordu. Ancak erkeklerle aradaki mesafe kapanıyor. Özellikle de Polgardan sonra farklı bir durum ortaya çıktı. Artık cinsiyetin satrançta önemli bir faktör olmadığı biliniyor. Şimdi çok kuvvetli bir usta bile bir kadına karşı tek bir piyon kaybettiğinde bunun çok ağır bedelinin olduğunu biliyor. Fischerın "Bir kadınla satranç oynamak benim için bir geceden uzun sürmez" sözündeki gibi satranççıların kadınları aşağılayan lafları artık bir tek onları bağlıyor. Satranç sporunda kadınların yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Satrançta erkeklerin hakimiyetinin yok olması mümkün mü? Judit Polgar gibi istisnai kadın oyuncuların gelecekte sayısı artabilir mi? Ben kitaplarımı yazarken o ustalarla bir anlamda tanıştım ve onlarla oynadım. "My Great Predecessors" (Benim Büyük Seleflerim) kitabımda hepsinin psikolojisi, cinsel yaşamı, fiziksel özellikleri var. Kitabım 19 dilde yayımlandı. Türkçeye de çevrilecek. Yakın bir zamanda Türkiyeye bu kitabın imza günleri ve tanıtımı için tekrar geleceğim. Eğer satrancı mükemmel desenlere sahip bir halı gibi düşünürsek, bu büyük ustaların tümünü o halıyı oluşturan motifler olarak görüyorum. Eğer zamanda yolculuk yapma gibi bir imkanınız olsaydı, satranç tarihindeki hangi büyük ustayla (Morphy, Alekhine, Capablanca gibi) dünya şampiyonluğu unvan maçı yapmak isterdiniz?