Pazar Bir şairin çarpıcı saptamaları

Bir şairin çarpıcı saptamaları

05.12.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Cemal Süreyanın kısa, özlü, vurucu saptamalar içeren "99 Yüz"ü kitaplığınızda mutlaka bulunması gereken bir yapıt

Bir şairin çarpıcı saptamaları

İkinci Yeni akımının başlangıcında, şairlerin birbirlerine öykündükleri dönemde, başka sanatçıları etkileyen önemli bir edebiyatçı olarak belirdi.Bunun temelinde, artık "başka türlü bir şiir" yazıldığı için değil, kendini daha önceki şiirin çizgileriyle anlatamadığı için "başka türlü bir şiir"e yönelmesi yatıyordu. Kolaycılıktan hep kaçındı. "Alışılmış"la ilgilenmedi. Şaşırtıcı bir imge düzenini, dizginleri bırakılmış düş gücünün çağrışımlarını yadırganmayan bir anlatım içinde verdi.Batı şiirini de, Türk şiirini de özümsemişti. "Atlas Okyanusunda Fıratın salı, Zap Suyunda açan Alp çiçeği"ydi. Dünya şiirinin olanaklarından yararlanırken kendi özünü hep önde tuttu.Şiirin bütün sınırlarını araştırdı; sadece kendisine değil, çağdaşlarına da yeni kapılar araladı. Bu arada "kapalı" önyargısıyla yaklaşılan bir şiirin ne kadar açık olabileceğini kanıtladı. Bu özellikleriyle, İkinci Yeni akımını küçümseyenlerin bile saygıyla andıkları, yadsıyamadıkları bir sanatçıydı.* * * Cemal şair olarak tanınır önce. Elbette doğru. Ama düzyazıları da şiiriyle atbaşı gider. İşte "Şapkam Dolu Çiçekle", işte "Günübirlik"."99 Yüz" (alt başlığı: İzdüşümler / Söz Senaryosu; Yapı Kredi Yayınları) Cemalin en sevdiğim kitaplarından biri. İlk baskısı 1997de yayımlanmıştı. Bu ay yeni baskısı çıktı. Cemal Süreya, Cumhuriyet dönemi edebiyatımızın en özgün sanatçılarından biriydi. Sadece şiirleriyle değil, denemeleri, eleştirileri ve dergiciliğiyle de çağdaş edebiyatımıza değerli yapıtlar kazandırmakla kalmadı, ona yön de verdi. Özellikle, çocuğu olarak nitelediği Papirüs dergisiyle edebiyatımıza taze renkler kattı. Bu baskıda Doğan Hızlanın bir sunuş yazısı da yer alıyor: "Şiir Galaksisinin Hülyalı Şairi"."İyi şair aynı zamanda iyi de bir arkeologdur" diyor Doğan Hızlan. "Yüze vuranları da görür, dibe çökenleri de. 99 Yüzde yer alan insanlar hakkında Cemal Süreyayı okumadan karar vermeyin, yanılgıya düşersiniz. (...) Kitapta yazdıkları, kahin olmayanın kehanetleridir. Portrelerde -bu türe sıkıştırmak doğru mu?- bunca yıl sonra, edebi tadın yanında doğruluk oranının da eksilmediğini fark ederiz. 99 Yüz. Acımasızlığın bile şiirleştiği üslubuyla günah çıkarma kulübesinde yargılayan ve bağışlayan bir papazın halidir. Dil lezzeti, Türkçenin doyulmaz güzelliği, üslup denilen okuru yazara bağlayan zamkın gücü. Hepsi bir arada."* * * Kitapta Süleyman Demirelden, Turgut Özaldan, Deniz Baykaldan, Faruk Sükandan Metin Oktaya, Zeki Mürene, Barış Mançoya, İbrahim Tatlısese, Türkan Şoraya birçok yüz yer alıyor. Zekayla örülmüş ama sözgelimi Bernard Shawda olduğu gibi "zeka gösterisi" özelliği taşımayan yazılarla. Kısa, özlü, vurucu saptamalarla."İç hazinedeki eşyadan sikke kesmeyi ilk akıl eden Osmanlı veziri... Asıl işi inandırmak. Neye mi? Bizdeki erozyonun başka ülkelerin topraklarında alüvyona dönüşmesinin iyi bir şey olduğuna." (Turgut Özal)"Üç kişinin içinde ahbap, yüz kişinin içinde yol gösterici, bin kişinin içinde hiç." (Deniz Baykal)"Çamurdan kara zambak. Bilisiz, cüretli, dobra ve içten... Müzik bir dövüş onun için. Türkiyedeki kabadayı gerçeğinin kendinden de geçmesi özleminde." (İbrahim Tatlıses)"Ülkemizde hem çok büyük görülüp hem pek ciddiye alınmayan tek kişi belki de." (Zeki Müren)* * * Kitaptaki yazıları hem tek tek yayımlandıklarında hem de 1997de topluca okumuş, büyük tat almıştım. Şimdi yeni baskısını okurken o tattan bir şey eksilmediğini, Doğan Hızlanın deyimiyle "kehanet"lerin ne kadar doğru çıktığını gördüm."99 Yüz" mutlaka kitaplığınızda bulunması gereken bir yapıt. Onu rafından sık sık indirip karıştıracaksınız.