Pazar Bu bebekler oyuncak değil

Bu bebekler oyuncak değil

27.05.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sanat yönetmeni olarak çalıştığı reklam ajansından “Benim yapmak istediği şey bu değil” diyerek ayrılan Elif Sezgin el emeği, göz nuru, her birinin hikayesi olan bebekler yapıyor.

Bu bebekler oyuncak değil

Kaşif Diego, araştırmacı ve müzisyen Moguu, hayatta kalmayı başarmış tek dinozor Dino, 499 yaşındaki denizler kaşifi Fuu... Bu röportajda bana eşlik eden, Elif Sezgin’in elleriyle hazırladığı ve her birine birer hikaye yazarak can verdiği mutantlar bunlar. Fotoğraf çekimi için onları çantalardan çıkarıp merdivenlere dizdiğimizde epey ilgi çekiyorlar haliyle. Belki de torunu için bir tane almak düşüncesiyle “Ne güzel oyuncak bunlar, Calliou’ya rakip olurlar vallahi!” diye yanımıza yanaşan amca yanılıyor. Çünkü bunlar birer oyuncak değil. Ama çocuğuna veya torununa almak isteyen varsa da hiç durmasın çünkü mutantlar yaratıcısı Sezgin’in sözleriyle “Sevgi dolu ve yumuşacık canlılar, doğaya ve iyiliğe inanırlar”.

Haberin Devamı


“Taksim’de Haccopulo Pasajı’nda Aponia Store ve Kadıköy’de Vintage Records’dan satın alınabiliyor. Fiyatları 50-150 TL arası. Bunlar koleksiyonluk parçalar. Ben de isterim 10 liraya satayım ama maliyeti kurtarmıyor abla! (gülüyor).”


Böyle bebekler yapmayı nasıl başladınız?

İnternette gezerken ‘sockmonster’ denen çoraptan yapılan bebekleri gördüm. Çorapların içini doldurup üzerine düğme falan dikip yapılıyor. İlk onlardan yaparak başladım. Sonra baktım evde eski, pedallı bir dikiş makinası var, dikmeye başladım. Ayrıca bunların hepsine hikaye yazdıp birer kitapçıkta topladım. İllüstrasyonlarla hikayelerini anlatıyorum. Her birinin yaşadığını düşünüyorum ben hayal dünyamda. Öyle bir insanım ben hayal kurmayı seviyorum. Kendime kendime konuşurum, televizyonla, bilgisayarla konuşurum (gülüyor).

Haberin Devamı


Çocuklar mı yetişkinler mi alsın istersiniz? Kimleri düşünerek yaptınız?

Benim gibi manyakları düşünerek yaptım (gülüyor). Aslında pek çocuk için değil. Zaten oyuncak değiller. Ben burada bir şey anlatmaya çalışıyorum. Bunlar dünyada yaşayan canlılar ve dünyaya, doğaya değer veriyorlar. İnsanların her şeye sahip olma isteğini, bencilliğini anlamıyorlar.


Nasıl tepkiler aldınız?

Herkes çok beğeniyor ama pahalı diyorlar. Çünkü herkes Çin’de üretilen şeylere 15 lira vermeye alışmış.


Türkiye’de çok yok değil mi o koleksiyonerlik kültürü. Mesela action figure’ler için de “Çok pahalı, oyuncağa o kadar para verilir mi?” denir...

Evet, maalesef öyle... Aslında internet üzerinden yurtdışına da satmak istiyorum.
O yüzden İngilizceleri de var kitapçıkların. Türkiye’de el emeğine yeterince değer
verilmiyor, el emeği iş yapan çok fazla insan var. Ne yazık ki Türkiye’de insana değer verilmediği gibi, insanın elinden çıkan şeye de değer verilmiyor. Yurtdışında ‘art doll’ diye bir sanat kategorisi var, sergilerini açıyorlar. Ben de ileride açmak istiyorum. n

Karakterlerden seçmeler:


Bu bebekler oyuncak değil

Moguu: Hikayesini arkadaşımdan esinlerek yazdım. Ses ve müzikle ilgileniyor kendisi. Sesleri dinlemeyi seviyor. Çirkin olduğu için insanlar tarafından dışlanıyor. Tarihteki gerçek olaylar ve karakterler de var hikayelerde. Mesela Moguu, Della Suda Faik Paşa adlı meşhur bir kimyagerin eczanesine gramafon getirdiğini duyuyor. Gerçekten de böyle bir adam var. Bu kimyagerin eczanesinde çalışıyor. Sonra Eminönü’nde ses kaydeden Darby adında bir adamla tanışıyor. Bu adam da gerçekten İstanbul’da ilk ses kaydeden adamlardan bir tanesi.

Haberin Devamı

Bu bebekler oyuncak değil


Diego: Kristof Kolomb seyir halindeyken Bermuda Şeytan Üçgeni’nden geçiyor. Burada daha önce değişik olaylar olduğunu da biliyor. Kaptan köşkünde etrafa bakınırken önlerinde bir tane geminin battığını görüyor. Gemi batınca bir tane Diego çıkıyor suyun üzerine. Efsaneye göre Bermuda Şeytan Üçgeni’nde pararlel evrenler kesişirmiş ve her batan gemiye karşılık bir Diego dünyaya geliyor. Diego Kolomb ile birlikte dünyayı geziyor. Sonra batılılıların yerlilere çok kötü davrandığını görüp kendini bir adaya kapatıyor.