Pazar Bu beyaz, farklı bir beyaz...

Bu beyaz, farklı bir beyaz...

16.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Beyaz şaraplarımızın en güzellerinden Sauvignon Blancın meşe fıçılarda bekletilerek zenginleştirilmiş özel bir rezervi üretildi. Sarafin Fume Blanc hayli farklı bir beyaz şarap...

Bu beyaz, farklı bir beyaz...

İşte o yıllarda bir yandan da Robert Mondavi gibi öncüler Amerikan şaraplarına sınıf atlatmaya çabalıyorlardı. Mondavi, Fransanın en ünlü beyaz şaraplarının yapıldığı iki üzümden Chardonnayi ve Sauvignon Blancı Napa Vadisinde yetiştirmiş ve bunlardan güzel şaraplar yapmıştı. Ama aklında Sauvignon Blanc şaraplarının en güzellerinin yapıldığı Fransanın Pouilly-Fume bölgesinin şarapları gibi bir şarap üretmek vardı.Bunun için önce beyaz Sauvignon üzümünün fermantasyonunu düşük ısıda yaptırdı. Böylece şarap mayalanırken oluşan hoş aromalar fermantasyon sırasında yükselecek ısının etkisiyle kaybolmadı, şarapta kaldı. Ardından meşe fıçılarda, Fransızların yaptığı gibi şarabı maya tortularının üzerinde beş ila sekiz ay dinlendirdi. Tortudaki çeşniler de böylece şaraba geçti. Şişeleme öncesinde şaraba yüzde 10 civarında da daha gövdeli Semillon üzümü şarabından ekledi. Tüm bunların ardından da normal Sauvignon Blancdan daha zengin olan bu şarabı, farklılılığını vurgulamak amacıyla buzlu camdan şişelere koydu. Adına da, Pouilly-Fume ile Sauvignon Blancdan birer kelime alarak, "Fume Blanc" (füme blan okunuyor) dedi.70lerde piyasaya çıkan bu şarap çok beğenildi, ardından birçok Amerikan üreticisi benzer şaraplar yaptılar. Kısa sürede moda Avustralya ve Yeni Zelandaya da yayıldı.Türkiyenin yenilikçi şarap markası Sarafin de, işte bu şarabın bir benzerini Gelibolu bağları üzümlerinden yaparak Sarafin Fume Blanc adıyla piyasaya sürdü. Sarafin Fume Blanc için 2000 yılının bağbozumunda üzümler daha geç hasat edildiler, böylece daha iyi olgunlaştılar. Kaliforniya usulünden farklı olarak Semillonla kupaj edilmediler ama diğer yöntemler aynıydı. Ve sonuçta ortaya çiçeksi, yeşil limonsu aromalara sahip, asiditesi yüksek ve diri; aynı zamanda da gövdeli ve dolgun bir beyaz şarap çıktı. Bu haliyle Fume Blanc rahatlıkla bir Chardonnay gibi kabuklu deniz mahsulleriyle yudumlanabilecek bir şarap özelliğinde. Şarabı Sarafinciler 15 milyon lira fiyatla evlere teslim yöntemiyle satıyorlar. Bundan çok değil, bir 15 yıl önce bile Amerikalılar şarapçılıkta acemiydiler. Kaliforniyanın Napa Vadisinde binlerce dönüm bağı olan şarap kralı Robert Mondavi gibi birkaç istisna dışında Amerikada genelde ucuz sofra şarabı üretiliyor, bunlar bizim Taşdelen suyu damacanalarına benzer damacanalarda satılıyordu. 80lerde Şişlide bir mezecide gördüğüm litrelik şişedeki Kaliforniya şarabının etiketi bugün bile hatırımda. Etikette, "Californian Chablis" yazıyordu. Fransanın beyaz şaraplarıyla ünlü Chablis bölgesinin ismi, Amerikalılar tarafından böyle gülünç bir şekilde taklit ediliyordu. Cabernet de güzel Görülen o ki, Türkiyenin ilk ciddi "bağcılığa bağlı şarap üretimi" projesi olan Sarafin, meyvelerini veriyor. Bağcılıktaki özen, şarap üretimindeki birikim ve ileri teknolojiyle birleşince, ortaya uluslararası kalitede şaraplar çıkabiliyor. Şimdi sıra, bence Sarafin bağlarından daha da kaliteli "rezerv" şaraplar çıkarmada. Bağların kurucusu rahmetli Güven Nilin anısına yapılacak, onun anısına lâyık daha üst düzey şaraplarda... Geliboludaki bin dönümü bulan Sarafin bağlarının üzümlerinden birkaç yıldır Cabernet Sauvignon şarapları da yapılıyor. Bu üzümün şaraplarının ilk rekolteleri, gövde bakımından biraz zayıf, asiditesi biraz yüksekçe şaraplardı. Bu da normaldi, zira bağlar çok gençti. Bağların olgunlaşmaya başlaması ve Sarafin şaraplarının üretildiği Doluca tesislerindeki uzmanların bu üzümü işlemekte ustalaşmalarıyla birlikte, her rekolte kalite de yükselmeye başladı. Nitekim geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen 1999 Sarafin Cabernet de önceki rekoltelerinden daha dengeli, daha armonik bir şarap. Dolgun, kıvamlı, meşe fıçıdan gelen isli ve vanilyamsı tatların üzümden gelen kırmızı meyve tatlarını bastırmadığı bir şarap bu. Ancak Cabernetnin fiyatı da yabancı emsallerine göre biraz pahalı, 20 milyon lira.