Pazar Bu duvarların sesi var

Bu duvarların sesi var

15.01.2023 - 03:00 | Son Güncellenme:

"If These Walls Could Sing", müzik tarihinin meşhur mu meşhur kayıt stüdyosu Abbey Road hakkında bir belgesel. Üstelik belgeselin yönetmeni, bizzat Abbey Road kelimelerini hafızalarımıza nakşeden The Beatles üyesi Paul McCartney’in kızı Mary McCartney...

Bu duvarların sesi var

Egemen Limoncuoğlu - Paul McCartney’in kızı denince aklınıza kim geliyor? Stella McCartney mi? Modacılığı vesilesiyle sık sık adı geçiyor. Akla ilk onun gelmesi gayet normal. Fakat Paul ve Linda McCartney çiftinin bir kızı daha var: Mary McCartney. Kendisi bir fotoğrafçı. Aynı zamanda vegan yemek kitapları ve TV programları ile tanınıyor. Ve bir özelliği daha var, o da henüz yürümeyi dahi öğrenmemiş bir bebekken dünyaca meşhur Abbey Road Stüdyoları’na adım atması.

Haberin Devamı

Mary McCartney 28 Ağustos 1969 doğumlu. The Beatles’ın son günlerine, Paul, John, George ve Ringo’nun birlikte yaptığı son stüdyo kayıtlarına tanıklık etmiş. O sırada ne kadar önemli anlara tanıklık ettiğinin farkında mıydı kestirmek güç, yine de ortamdan keyif aldığını ‘agu’ diyerek gösterdiğini düşünmek mümkün. Sonra da acıktığı için ağlamış olabilir. Bu da pek kuvvetle muhtemel.

Bu duvarların sesi var

Ardından 70’li yıllar boyunca Paul ve Linda McCartney’in birlikte müzik yaptığı Wings grubunun ortaya çıkışını, albümler kaydedişini, turnelere çıkışını görmüş, bizzat yaşamış. Müziğin ve müzisyenlerin oluşturduğu bir ekosistemde büyümüş. Müziği bir meslek olarak kendine seçmek yerine annesi Linda gibi bir fotoğrafçı olmaya karar vermiş.

Haberin Devamı

Abbey Road Stüdyoları 1931 doğumlu. 1928 yılında, tarihin ilk gramafon şirketlerinden, ismiyle müsemma The Gramophone Company tarafından satın alındığında, Downton Abbey misali dizilerin çekilebileceği ebatlarda, dokuz yatak odalı bir yapı. Birkaç yıl içerisinde senfoni orkestralarının canlı kayıt yapmak üzere sığabileceği ölçülerde bir tadilat geçiriyor. 1931’de de ilk kez İngiliz besteci Edward Elgar yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası’nı konuk ederek bir kayıt stüdyosu olarak ‘doğuyor’.

Bu duvarların sesi var

Abbey Road Stüdyoları’nın müzik tarihine geçişi biraz zaman alıyor. 50’lerin sonunda Cliff Richard ve The Shadows’un burada kayıt almasıyla önce rock’n’roll ile tanışıyor stüdyo duvarları. 60’larla birlikte, plak şirketi EMI’nin gözüne kestirdiği sanatçıları konuk ediyor. Bunların başında da henüz ilk 45’lik plağını çıkarma derdinde olan The Beatles geliyor. Zaten Abbey Road’un popüler kültürdeki yeri de böyle başlıyor. Sonrasında The Beatles ve Abbey Road ilişkisi öyle derinleşiyor, öyle ayrılmaz hale geliyor ki, grup bir albümüne stüdyonun olduğu sokağın adını veriyor, ve albümün kapağını süsleyen o meşhurlar meşhuru yaya geçidi fotoğrafını çektiriyor. Sonra tarih yazılıyor. Abbey Road Stüdyoları kulaktan kulağa aktarılan bir söylence gibi, kadim bir mabed gibi görülüyor. Orada kayıt yapma hayalleri kurulan, o geleneğin bir parçası olabilmek için heyecan duyulan, hatta sırf oradaki havayı solumak için bile ziyaret edilen bir yere dönüşüyor.

Haberin Devamı

Bu duvarların sesi var

Aralık sonu ABD’de, Ocak ayında Avrupa’da gösterime giren If These Walls Could Sing işte tam da bu hikayeyi birleştiriyor. Mary McCartney’in “kendimi bildim bileli hayatımın bir parçası” dediği ve stüdyoda emeklerken çekilmiş bir fotoğrafıyla açtığı belgesel, önce babası Paul ve haliyle The Beatles üzerinden, sonra da bu stüdyolarda şarkılarını kaydetmiş her biri ayrı efsane ismin anlattıklarıyla devam ediyor. Kimler yok ki... Henüz ünlü olmamış, saat başı aldığı ücretl karşılığı kayıtlarda piyano çalan Elton John, yan odada The Beatles kayıt yapıyor gidip bir baksak mı diyen genç Pink Floyd, “Dark Side of the Moon” gibi bir şaheseri Abbey Road’da kaydeden olgun Pink Floyd, Indiana Jones ve Star Wars’un müziklerini Abbey Road’da kaydeden John Williams, Afrika’nın sesini dünyaya duyuran Fela Kuti... Mary McCartney 1930’lu yıllardan alıp günümüze kadar getiriyor Abbey Road’un müzikle dopdolu tarihini. Tatlı anekdotlar, ilginç bilgiler, akıcı da bir kurguyla. Paul ve Linda çiftinin stüyoya Jet adlı midillileriyle geldiğini de öğreniyoruz, Oasis’in stüdyodan kovulduğunu da. Neden kovulmuşlar spoiler vermeyelim. Ama sandığınız gibi bir şey değil.

Haberin Devamı

Abbey Road Stüdyoları’nın binası 2010 yılında İngiliz hükümeti tarafından ‘2. Derece Tarihi Bina’ olarak tescil edildi. Hemen siz sormadan söyleyelim, o meşhur yaya geçidi de tescilli, ‘ulusal miras’ olarak.

Kuruluşundan itibaren uzun yıllar tabela adı EMI Recording Studios (EMI Kayıt Stüdyoları) olarak geçiyor. Ta ki 1976’da  nihayet  adı Abbey Road Stüdyoları olarak resmen değişene kadar. Sebebi tabii ki The Beatles’ın aynı adlı albümü.

Abbey Road Stüdyoları, bünyesinde kayıtları yapılan film müzikleriyle de meşhur. Shirley Bassey’in James Bond şarkısı “Goldfinger”, İlk Indiana Jones filmi Kutsal Hazine Avcıları, Star Wars filmleri Jedi’nin Dönüşü, Klon Savaşları ve Sith’in İntikamı, Yüzüklerin Efendisi’nin ve Harry Potter serisinin müzikleri...