Pazar “Bu kız güzel diye burada” sözleriyle savaştım hep

“Bu kız güzel diye burada” sözleriyle savaştım hep

05.07.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Kadınlar futboldan anlamaz, hele güzel kadınlar hiç anlamaz” klişesini yıkan spor spikeri Burcu Esmersoy bir aydır NTV’nin yeni sohbet programı “Yaz Gecesi Şovu” ile ekranda.

“Bu kız güzel diye burada” sözleriyle savaştım hep

Yekta Kopan ile birlikte sundukları, hafta içi her gün saat 23.00-24.30 arasında yayımlanan programla yeni bir sayfa açtığını söyleyen sunucu “Ekranda beşinci yılımı dolduruyorum. Artık farklı alanlara kaymak istiyorum. Mesela dizi oyunculuğuna da sıcak bakmaya başladım” diyor.


Fransa’nın ünlü haftalık dergisi Paris Match birkaç kişiyle Türkiye ile ilgili röportaj yaptı. Onlardan biri de sizsiniz...
Benim için gurur verici bir işti. Sadece benimle değil, Türkiye’de öne çıkan başarılı kadınlarla yapılan bir röportaj serisiydi. Konu geniş aslında ama kısaca Fransa’da yakında başlayacak Türk Kültürel Mevsimi adlı etkinlik paralelinde bizi daha iyi tanımak, daha iyi anlatmak için yapılan bir işti. Fotoğraf çekimini de İstinyepark’ta gerçekleştirdik. Ortaya samimi portre fotoğrafları çıktı. 

Fransızlar Türkiye’yle ilgili en çok neleri merak ediyor?
Esasında bu röportajla ilgili çok konuşmak istemiyorum. Sorulardan ve tavırlardan pek hoşlanmadım. Size söyleyebileceğim şey, hakkımızda pek çok şey merak ettikleri. Türkiye’nin ve Türk insanının öne çıkan özellikleri, hayata ve dünyaya bakış açısına dair sorular sordular. Modern Türkiye’nin imajını anlamaya çalışıyorlar. Biz de seve seve cevapladık. 

Kariyerinize neden spor muhabiri olarak başladınız? Bu özel bir tercih miydi?
Planlanmış bir şey değildi. Esasını istersen ben çok utangaç biriyim. Biriydim daha doğrusu. O yüzden de ekran önünde olma fikri bana uzaktı. İnsanların bana bakmalarından, beni süzmelerinden rahatsız olurdum.Televizyonda çalışmak istiyordum. Kanal D’de işe girdim ve en alttan başladım. Kaset taşıdım, çay getirdim. Zamanla da prodüktörlüğe kadar ilerledim. Sonra da CNN TÜRK kurulurken o dönem oranın spor müdürlüğünü yapan İhsan Topaloğlu ile görüşmeye gittim. Benim spor spikeri olmamı isteyen isim de odur. 

Sizce kariyerinizde güzelliğinizin avantajı  hiç mi olmadı?
Ekran önünde güzel olmak tabii ki bazı kapıların size daha kolay açılmasını sağlıyor ama o kadar. Yani kapı açıldıktan sonrası aklınıza, ruhunuza ve işinizi ne kadar severek yapıp yapmadığınıza bağlı. Ben ekran önünde beşinci yılımı dolduruyorum ve hep “Bu kız güzel diye buraya koymuşlar” denmesini engellemeye çalıştım. Hele bir de spor sunuculuğu yapıyorsan bu söylediğimin düşünülmesi çok normal. Erkekler spor konusunda ahkam kesen bir kadını hele de eli yüzü düzgün bir kadını kabullenmekte zorlanabilirler. Ben çalışıp kendimi geliştirerek “Ama bu kız neden bahsettiğinin farkında” dedirtmeyi başardığımı düşünüyorum. 

Bir aydır NTV’de Yekta Kopan ile “Yaz Gecesi” isimli sohbet programını sunuyorsunuz.  Oraya geçişiniz nasıl oldu?
Üç yıldır NTV’deyim. Buraya gelmemin sebebi de patronum Fuat Akdağ’dır. O da kariyerimin yön bulmasında bana en az İhsan Topaloğlu kadar yardımcı oldu ve olmaya da devam ediyor. Geçen sezon NTV’de Spor Cafe diye minik bir sohbet programı yapılması gündeme geldiğinde de ismimi o öne atmıştı. Bu projeye de o ön ayak oldu.

“Yekta ile kıvama geldik.  Programda birbirimizle dalga geçip eğleniyoruz”

Yekta Kopan ile daha önceden tanışıyor muydunuz? Ekranda iki kişi olmak nasıl bir his?
Yekta ile aynı şirkette çalışmamıza rağmen üç yılda, maksimum üç kez koridorda karşılaşmışızdır. Fakat ben Spor Cafe döneminde konuklarımla ilgili birkaç konuda ondan fikir almıştım. Öylesine bir tanışıklıktı yani. Ekranda iki kişi olmaya gelince; Yekta çok samimi ve konuşkan biri. İlk başlarda bir alışma dönemi geçirdik tabii ama şimdi programın birinci ayını dolduruyoruz ve artık kıvama geldik. Mesela programda benim ilgi alanlarımla ben de onun yaşıyla dalga geçiyorum. 

Fanatik izleyicileriniz var mı? Onlardan yeni programla ilgili nasıl tepkiler geliyor?
Fanatik izleyicilerim değil de severek takip edenlerim var diyelim. Evlenmeden önce şirkete çikolatalar, çiçekler yollayanlar olurdu. Bu hoş bir şey, düşünsene o gün çok mutsuzsun, işe geliyorsun ve böyle bir şey bekliyor seni. İster istemez neşeleniyorsun. Özellikle kadınların yorumları benim için çok önemli. Yolda çevirip “Sizi severek takip ediyorum, ileride kızımın sizin gibi olmasını istiyorum” diyenler oluyor.

Çiçek ve çikolata yollayanlar “playboy” dediğimiz tipler miydi?
Hayır normal insanlar. Zaten o yüzden seviniyorum; diğer türlü olsa densiz bir durum. 

Bundan sonraki projeleriniz neler?
Program sunuculuğu ve dizi oyunculuğuna sıcak bakmaya başladım. Hatta bir dönem “Avrupa Yakası”ndan konuk oyunculuk teklifi gelsin diye dualar ediyordum. Ben yapı itibarıyla komik biriyim. Oynayacağım dizinin de komedi dizisi olmasını isterim, yoksa inandırıcı olmaz. Şu sıralar önümüzdeki kış yayımlanacak yeni bir dizi için görüşmelerim devam ediyor. 


“Görüntülenmek istemiyorsan Türkbükü’ne gitmezsin!”
 Burcu Esmersoy’un bir günü nasıl geçer?
Bir kere sabah çok erken kalkarım. Hani insanlar saat kurar ve erteler ya ben bunu anlamıyorum. Benimki bir kere çalar, ben hop ayaktayım. Zaten bir de kahvaltıya o kadar düşkünüm ki sanırım onu kaçırmamak için bu kadar erken kalkıyorum. Sonra da sırayla toplantılar ve yayın hazırlığı koşuşturması başlıyor.

Evde kahvaltı hazırlar mısınız?
Bayılırım. Dolapta her zaman çeşit çeşit peynir, bal, kaymak, reçeller kısacası bir kuş sütü eksik dedirtecek kahvaltı sofrası için gerekli tüm malzemeler vardır. Yemezsem eksik geçer günüm.

Ballar, kaymaklar... Peki, formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Yılda bir hafta uzman eşliğinde detoks programı uyguluyorum. Zaten o hafta o kadar zor geçiyor ki takip eden üç ay otomatik olarak dikkat ediyorum. Ayrıca haftada dört gün hem yüzüyorum hem de pilates yapıyorum. 

Sizi hiç magazin basınında görmüyoruz.
Gece hayatınız yok mu? Yoksa özel bir saklanma metodunuz mu var?
Benim de herkes gibi özel bir hayatım var.
Göz önünde yaşamaktan hoşlanmadığım için dikkatli davranıyorum. Kameraların nerelerde olduğunu hepimiz biliyoruz. Oralara gidip de çekmeyin kardeşim demek çok saçma bence. Eğer görüntülenmek istemiyorsan Reina’ya ya da Türkbükü’ne gitmezsin olur biter.