"Bu milli takım değişmeli"

axpaz021.jpg NBA'de oynayan ilk Türk olarak tarihe geçen Mirsad, bu sezon Ülkerspor'da forma giyiyor. Euroleague'de mücadele eden Ülker, perşembe günü Real Madrid'e yenilerek dört maçın üçünü kaybetmiş oldu. Takımın en skorer oyuncusu Mirsad, zor bir gruba düştüklerini hatırlatıyor ama söz veriyor: "Toparlanacağız." Başarısız geçen Avrupa Şampiyonası dönüşü Mehmet Okur'un hedeflerinden biriydi Mirsad Türkcan. Okur, Mirsad'ı bencillikle suçluyor, takımın mağlubiyetlerinden onu sorumlu tutuyordu. Basını haftalarca meşgul eden "12 Dev Adam depremi" geçtiğimiz hafta duruldu. Okur, Mirsad'a yönelik suçlamalarından pişmanlık duyduğunu söylüyor, zeytin dalı uzatıyordu. Biz de olayları, bütün bu tartışma boyunca pek konuşmayan Mirsad Türkcan'ın kendisinden dinlemek istedik. Okur konusunda pek konuşmak istemiyor. "Bunu büyütmenin anlamı yok" diyor ve ekliyor: "Çok üzüldüm ama herkes hata yapabilir." Takımdaki 11 kişi farklı yerlerden geldi. Yeni bir takım olduğumuz için birbirimize yavaş yavaş uyum sağlıyoruz. Ayrıca çok zor bir gruba düştük. Yine de toparlanacağımıza inanıyorum. Yapacak bir şey yok, yolumuza devam edeceğiz. Ülker gibi güçlü bir takımın Euroleague'de üçüncü yenilgisini almasını nasıl açıklıyorsunuz? Milli takımın yorgunluğunun da etkisiyle ben de yüzde 100 kapasiteyle oynayamıyorum tabii ki. Ama çalışıp çok daha iyi olacağız. Kendi performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Mehmet Okur'un son açıklamalarına çok sevindim. Okur iyi bir insan, çok da iyi bir basketbolcu. Her oyuncu kötü bir dönem yaşayabilir. O da maalesef milli takım döneminde formsuzluk yaşadı. Tek üzüldüğüm beni, Doğan Hakyemez'i ve koçları kamuoyu önünde tartışması oldu. Mehmet Okur'un özür dilemesiyle aranızdaki buzlar tamamen eridi mi? "Mehmet'le hiç sorunum olmadı" Hayır, hiç konuşmadık. Konuştunuz mu hiç olaylardan sonra? Ben de bir anlam veremedim. Benim Mehmet Okur'la hiçbir zaman bir problemim olmadı. Ne kamp döneminde ne de Efes Pilsen zamanında. Çok yakın arkadaş değildik ama hem sahada hem de dışarıda birbirimize saygılıydık. Nereden patlak verdi peki bu tartışma? Hayır. Biz kötü bir sonuç aldıktan sonra kim suçlu diye etrafımıza bakıyoruz. Avrupa Şampiyonası'ndaki en büyük dezavantajımız bu oldu. Ve sonuç olarak takım olmayı başaramadık. Takımda Mirsadcılar, Mehmetçiler diye bir bölünme mi var? Onu bana söyletemezsiniz. Ama evet, Avrupa Şampiyonası için olamadık. Kıskançlık demiyorum ama "Ben buradan geldim, şimdi 30 sayı atmazsam yarın gazeteye çıkmam" diye düşünenler olabilir. Bunu takım olarak yenemedik maalesef. Yenseydik Avrupa şampiyonu olabilirdik. Kişisel başarı isteklerini kafamızdan atmamız gerek. Zaten bence artık bu milli takım değiştirilmeli. Altyapıdaki kardeşlerimize yol açmamız lazım. 12 Dev Adam artık takım olamıyor mu? "Daha fazlasını yapabilirdim" Kimse kimsenin önünü kapamıyor ama artık takım gençleşmeli. Genç takımımız Avrupa şampiyonu oldu, çok yetenekli oyuncular var. Ve artık 2010'da Türkiye'de yapılacak dünya şampiyonası için çalışılması gerekiyor. Herkes milli takımda oynamak ister ama bunun zamanı var. Bencil olmamalı, genç kardeşlerimizin önünü açmalıyız. Milli takımda canla başla mücadele edecek oyuncular gerek. Gençlerin önünü kapıyor musunuz? Evet. Milli takımda kariyer yapmayacaksınız. Ben kariyerimi ve paramı kulüplerden kazanıyorum. Kişisel başarı isteği hiçbir zaman milli takımın önüne geçmeyecek oyuncular yani... Bu sene sıfır. Antrenöre, menajere sorun, belki onlar farklı düşünüyor olabilir ama bence yoktu. Ben temiz kafayla "Nasıl takıma yardımcı olabilirim?" diyerek geldim. Ama Mehmet Okur gibi arkadaşlar beni takımda istememiş olabilirler. Mehmet Okur'un daha takım toplanmadan beni istemediği ve "Niye Mirsad'ı alıyorsunuz?" dediği gibi şeyler geldi kulağıma. Yani milli takımda Mirsad Türkcan problemi yaşanmadı... Öyle derken öyle düşünmemiş olabilir. Onu da anlıyorum. Çünkü herkes ondan çok şey bekledi. O da o formanın baskısıyla yanlış bir tepki verdi. Ben de sıkıntılar yaşadım. Mesela NBA'den Efes Pilsen'e dönerken "Efes'te 30 dakika oynayacağım. Her maçta 20 sayı atacağım, Efes şampiyon olacak, ben de en önemli adamı olacağım" diye düşünüyordum. Ne oldu? Efes benimle kontratını feshetti. "Okur sıkıntı yaşıyordu, böyle yaptı" diyorsunuz. Her sıkıntı yaşayan böyle mi yapmalı? Siz yaptınız mı mesela? Geçmişte çok hata yaptım ve onlardan ders çıkardım. Bu sene Yugoslavya'da bir final oynamayı Boşnak asıllı bir Türk olarak çok istedim. Milli takıma bu niyetle geldim. Takımı ateşlemeye çalıştım, elimden geleni yaptım ama olmadı. Daha fazlasını yapabilirdim. Almanya maçında kafa olarak bittim. Ve bunu atamadığım için kendime çok kızdım. Başarısızlıkta sizin ne kadar payınız var? Boşnak sevgilisi Dina, Dünya Güzellik Yarışması'nda Sırbistan-Karadağ'ı temsil edecek Var, ismi Dina. 1,5 ay önce tanıştık. Şu anda Dünya Güzellik Yarışması için Çin'de, Yugoslavya'yı temsil edecek. Çok güzel gidiyor. İnşallah en kısa zamanda bir araya geleceğiz. Bakarsınız evlenirim. Benim de zamanım geldi, 30 oldum. Kız arkadaşınız var mı? Kardeşim Emina tanıştırdı bizi. O da bizim gibi Novipazar'lı. Allah'tan güzellik yarışmasından önce tanıştık. Yoksa sonra "Bak yarışmayı kazandı, hemen kızı kaptı" derlerdi. Nasıl tanıştınız? Yarışmaya kadar destekleyeceğim. Çok önemli bir yarışma çünkü ilk kez bir Boşnak Müslüman kız Sırbistan-Karadağ'ı temsil edecek. Ondan sonra modellik yapmak istemiyor. Hatta yarışmaya bile gitmek istemedi ama çok olay olur diye vazgeçirdik. Destekliyor musunuz mesleğini? Başta tedirgindim. Çünkü babamız vefat ettiğinde Emina'ya ben babalık yaptım. Ama Mustafa ile tanıştıktan sonra iyi bir insan olduğunu anladım. Zaten karışmam da ilişkilerine. Emina şimdi Bosna'da. Bu hafta orada albümü çıkıyor. İsmi "Radije-Ranije". "Erken olsa daha iyi olur" gibi bir anlama geliyor. Mustafa Sandal ve kardeşiniz Emina'nın beraberliğine nasıl bakıyorsunuz? Gece hayatım yoktur. Yemek için Reina ve Sortie'ye giderim. Dini inancım ve geleneklerimiz yüzünden yemekte bile içki içmem. Florya'daki Beyti, Yüksel balıkçısı ve Kaşıbeyaz'a sık giderim. Çevrem çok geniş. Saffet Sancaklı, Boliç gibi eski futbolcular yakın arkadaşlarım. Çoğu akşam evimde misafir ağırlarım. Bilardo oynarız, hikayeler anlatır, sporu tartışırız. Spor kıyafetlerimi sponsorum Holsen'den alıyorum. Bir de Ermenegildo Zegna'dan giyiniyorum. Ölçülerim İtalya'daki mağazada var. Telefonla sipariş veriyorum, yolluyorlar. Ayaklarım 49 numara. Ayakkabılarımı ya menajerim ABD'den alıyor ya da Bolonya'da büyük numara üreten bir mağazadan yolluyorlar. Mağazada ayakkabı beğenip almanın nasıl bir şey olduğunu unuttum. "Zegna'dan giyiniyorum"