Pazar “Bu sektör beni olgunlaştırdı”

“Bu sektör beni olgunlaştırdı”

24.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Gülümse Yeter” dizisinde Gül karakterini canlandıran Seray Kaya: “Kova burcuyum ve özgürlüğüme düşkünüm, kısıtlanmayı sevmiyorum. Hayata karşı biraz daha soğukkanlı olmayı öğrendim; bu iş, sektör beni olgunlaştırdı”

“Bu sektör beni olgunlaştırdı”

Show TV’de Erdal Özyağcılar’ın başrolünde olduğu bir dizi başladı geçtiğimiz hafta, “Gülümse Yeter”. Dizinin genç kadrosundaki isimlerden biri de yakın zamanda “Kocamın Ailesi”nden hatırlayacağınız Seray Kaya. Biz de Kaya ile “Türk halkının rahatlıkla, çocuklarıyla izleyebileceği, aile sıcaklığında, şiddeti çok olmayan bir diziyiz” dediği “Gülümse Yeter”i ve neler yaptığını konuştuk.

Haberin Devamı

- Kadroya nasıl dahil oldunuz?

“Kocamın Ailesi” sonrasında senaryo değerlendirmeleri devam ediyordu. O sırada gelmişti “Gülümse Yeter”. Okudum; hikayenin sıcaklığı, Gül karakteri hoşuma gitti. Bir de “Kocamın Ailesi”nde erkek gibi bir kızı oynadıktan sonra karakterin realist oluşu falan yakın hissettirdi kendimi Gül’e.

- Karakteriniz Gül nasıl biri?

Gül realist, ayakları yere basan, kendinden emin bir kız. Ailede baba figürü biraz pimpirikli, anne desen botoksa vermiş kendini, kız kardeşinin ise hayat çok umurunda değil; çantayla, onunla bununla uğraşan biri. Gül biraz onlardan kopuk, hayatın gerçeklerinin farkında ama. Eğlenceli hallerini de görüyoruz, hastanede özellikle. O buz görüntüsünün içinde sıcak, insancıl bir kız. İşine de çok âşık hatta o yüzden hata yapmaktan korktuğu için sürekli hata yapıyor.

Haberin Devamı

“Usta isimlerle çalıştığım için çok şanslıyım”

- Sizin partneriniz Pamir Pekin olacak sanırım...

Şu anda öyle görünüyor ama bu konuyla ilgili çok bir şey söylemeyeyim. Her şey değişebilir. Sarp da var çünkü. Şu an Gül; Sarp ve Kemal ikilisi arasında. İkinci bölümde sürprizlerimiz olacak. Bakalım o ikili arasında Gül kimi tercih edecek?

- Erdal Özyağcılar ile birlikte oynamak nasıl bir duygu?

Şu an hemen hemen her gün sette birlikteyiz. Çok sevdik birbirimizi. İnanılmaz sıcakkanlı bir insan. Bilgi vermeye, insanlara karşı çok açık biri. “Kafanıza bir şey takılırsa gelin, sorun yardımcı olayım” diyor hep. Araya o mesafeyi koymadığı için biz de özgürce gidip bilgi alabiliyoruz. Çok mutluyum bize bu şansı verdiği için. Onunla çalıştığımız için gerçekten çok avantajlıyız. Biz yeni nesiller böyle ustalarla pişiyoruz çünkü. Ben zaten sürekli dizinin dibindeyim. Sürekli ona danışıyorum takıldığım noktalarda. Sette sahnem olmadığında da oturup Erdal abiyi izliyorum. Kadromuzun diğer üyeleri için de aynı şey geçerli. Aslı Altaylar, Erkan Sever, Sermet Yeşil hepsi usta oyuncular ve hepsinden besleniyor olmak çok güzel.

“Bu sektör beni olgunlaştırdı”
- Siz ilk dizinizden beri Güven Hokna, Ayşenil Şamlıoğlu, Yıldız Kültür gibi hep usta isimlerle çalıştınız...

Haberin Devamı

Evet, gerçekten çok şanslı olduğumu düşünüyorum. “Huzur Sokağı”nda Güven Hokna, Nilgün Kasapbaşoğlu, Gökhan Mete vardı. Zaten öğrenciliğim orasıydı. Üçünden inanılmaz bilgiler ve tecrübeler kazandım. “Kocamın Ailesi”nde Yıldız Kültür, Ayşenil Şamlıoğlu vardı, zaten bir şey söylemeye gerek yok. Zorlandığım, başa çıkamadığım noktada dizlerine yatıp “Ablacım burada ne yapmalıyım?” dediğimde çok destek oldular.

“Oynamak istediğim çok uç karakterler var”

- İlk dizinizden bugüne kendinize baktığınızda neler değişti sizce hayatınızda?

Hayata karşı biraz daha soğukkanlı olmayı öğrendim; bu iş, sektör beni biraz olgunlaştırdı. Kendi kabuğunda yaşayan biri olmaya çalışmak biraz zorladı beni ama böyle olması gerekiyormuş sanırım. Ne yazık ki... Çünkü Kova burcuyum ve özgürlüğüme düşkünüm, kısıtlanmayı sevmiyorum ama bu işi yapıyorsanız bedeliniz de bu! Kimseye şikayette bulunamam, isyan edemem bu konuda... Sadece arada mızmızlanıyorum ama işime de âşığım, bırakamıyorum. O yüzden de biraz kabuğumda yaşamaya çalışıyorum. Oyunculuk anlamında da her gün yeni bir şey öğrenmeye devam ediyorum.

Haberin Devamı

- Sinema, tiyatro gibi hayalleriniz var mı? Hedefleriniz nedir oyunculuk için?

Tiyatro çok istiyorum hatta “Huzur Sokağı” döneminde yapmıştım. Sonra hiç vaktim olamadı ama tekrar yapmak için. Bir de ben sete program vermekte çok zorlanan biriyim. İşime diğer işimi karıştırmaktan rahatsızlık duyuyorum. O yüzden dizi varken tiyatro tercih etmiyorum ama ara verdiğimde ya da yaz döneminde yapmak isterim. Sinema da çok istiyorum. Her oyuncunun hayalidir herhalde sinema. Oynamak istediğim çok uç karakterler var. Mesela bir şizofreni, dâhi bir kadını hatta lezbiyeni oynamak isterim. Aylar öncesinden çalışabileceğim, çalışırken zorlanacağım bir karakter isterim.

“Yazarken huzur buluyorum”

- Yazmayı da seviyormuşsunuz sanırım.

Oyunculuk da biraz oradan geliyor aslında. Kendi kendime bir şeyler karalarken oyunculuk sevdası ortaya çıktı. Sonra birtakım kısa filmler, senaryolar yazmaya başladım ama bunları “Ben de çekeceğim, ben de film yapacağım” diye değil gerçekten sevdiğim için yazdım. Beni rahatlatan şeyin, meditasyonumun yazmak olduğunu düşünüyorum. İnanılmaz huzur buluyorum yazdığımda. Senarist olmak gibi bir iddiam yok ama sadece seviyorum yazmayı, yaratıcılık ruhumu da orada besliyorum.

Haberin Devamı

- Ne tarz şeyler yazıyorsunuz?

Psikoloji üzerine yazmayı seviyorum. Aşk yazdığımda bir psikolojik bir şey katıyorum mesela. Şimdi bir şizofreni hastası yazıyorum, uzun metraja çevirdim ve onu çekmek istiyorum.

- Kendiniz mi çekeceksiniz?

Yönetmenliğe dair bir iddiam yok. Bitirdikten sonra belki birine verip oynamayı teklif edebilirim çünkü kendim oynamazsam çekmem. Yıllardır bunun için uğraşıyorum. İnanılmaz araştırmalar yaptım, bir yılımı buna verdim, gözlem yaptım, kitaplar okudum, şizofreninin içine girmeye çalıştım. Bunu yaşarken de etkilendim. O kadar derin yaşayıp da bir başkasının oynaması beni gerçekten çok kötü hissettirir.