Pazar "Bu yarış tam bir dayanıklılık testi olacak"

"Bu yarış tam bir dayanıklılık testi olacak"

18.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

25 Haziran'da başlayacak Vakko-Odyssee Cannes-İstanbul Yarışı'nda yer alacak Milliyet teknesi ekibinden Arif Gürdenli "Mesafe uzun. Akdeniz suları okyanus sularından daha zorlu" diyor

Bu yarış tam bir dayanıklılık testi olacak

Milliyet teknesi Vakko-Odyssee Cannes-İstanbul Yarışı'na katılıyor axpaz011.jpg İki kişilik ekiplerin katıldığı yarışı, Fransa'nın Cannes limanından hareket edecek yatlar, İtalya, Yunanistan ve Türkiye sularında seyrederek 6 Temmuz'da İstanbul'da tamamlamaya çalışacaklar. Ekipler hiç mola vermeden Akdeniz'i batıdan doğuya kat edecek. Böylece Akdeniz'deki en uzun rotayı (1500 mil) aşacaklar. Milliyet gazetesi adına yarışa ünlü yelkenci Arif Gürdenli ve Fransa'nın efsanevi ismi Lionel Pean katılacak. Pean açık deniz yarışında deneyimli. Gürdenli ise Ege, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'ni iyi biliyor. Yarışmada iddialı olduklarını söyleyen Gürdenli ile antrenman için Fransa'ya gitmeden önce röportaj yaptık. Fransa'nın ünlü gazetelerinden Figaro ile tekne üretici Beneteau şirketi 12 yıldır Classe Figaro Beneteau yelken yarışlarını düzenliyor. Akdeniz'in en uzun ve dünyanın en prestijli yat yarışı klasmanı bu yıl ilk kez Cannes'dan başlayıp İstanbul'da sona erecek. 25 Haziran'da başlayacak yarış adını ana sponsoru Vakko'dan alıyor: Vakko-Odyssee Cannes-İstanbul. Akdeniz'de çeşitli yarışmalar düzenleniyor ama bunlar hep yerel kalıyor. Böylesine profesyonellerin, dünya şampiyonlarının katıldığı ve Akdeniz geçişinin olduğu bu çapta başka yarış yok. Bu tip yarışları genelde Atlantik'te gerçekleştiriyorlar. Bu yüzden Akdeniz'de ilk kez olması da başlı başına bir farklılık. Bu yarışın Akdeniz'in en prestijli yarışı olduğu söyleniyor. "23 yıldır yarışıyorum" Kesinlikle. Pean, Fransa'nın yelkencilikte efsaneleşmiş üç-beş isminden biri. Bu kategoride 1980'lerden beri yarışıyor. 50 yaşında ve çok tecrübeli. Pean açık deniz yelkenciliğinde, dayanıklılık ve işin denizcilik tarafında çok daha üstün. Ben de teknik tarafta, özellikle yüksek performansın sürekliliği konusunda tecrübeliyim. İkimizin bileşimi güzel bir kimya oluşturacak. vYarışta avantajlı duruma geçmeniz için tecrübe açısından bir eksik yok gibi. Tabii. Türkiye'de 23 yıldır yatlarda yarışıyorum. Uzun yarışlara 15-20 kez katıldım. Açık denizde binlerce mil yapma şansım oldu. 2004'te okyanus yat yarışçılığının merkezi olan Fransa'da Çin milli takımının antrenörlüğünü üstlendim. Bunlar hep tecrübe oldu. İddialı mısınız? "Krizlere hazırlıklı olmalıyız" Yarışta bizim gibi Türk-Fransız karması olan iki ekip daha var. Ayrıca Türklerden oluşan iki takım bulunuyor. Geri kalanların çoğu Fransız. Çünkü okyanus tarzı açık deniz yarışlarında Fransızlar lider. Katılımcılar arasında kaç Türk var? Bu yarış tam bir dayanıklılık testi olacak. Mesafe uzun. Akdeniz suları okyanus sularından daha zorlu. Okyanusa çıktığınızda rüzgarlar hemen hemen hep aynı yönlerden, çok fazla değişmeden esiyor. Çok sık yelken değiştir, manevra yap gibi bir dert yok. Ancak Akdeniz öyle değil. Kıyı çok girintili çıkıntılı. Her ülkenin iklimi, rüzgarı farklı. O yüzden değişime ve teknedeki krizlere hazırlıklı olmak gerekiyor. Yarışta sizi ne gibi zorluklar bekliyor? Tamamen rastlantı eseri. Ailede yelkenle ilgilenen biri yoktu. Annem Galatasaray Kulübü'ndeki yelken kursundan haberdar olup "Gitmek ister misin?" diye sorunca evet cevabını verdim. 1979'da 12 yaşımdayken başladı yelkenle maceram. Mahallede top oynarken geçen zaman deniz üzerinde geçer oldu. İki yıl sonunda Türkiye şampiyonalarına katıldım. Üçüncü yılımda ikincilik ve üçüncülük dereceleri aldım. 1988'de Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde okurken olimpiyat takımına seçildim. Hayatımdaki kilometre taşlarından bir tanesiydi o takıma girmek. Yelken sporu hayatınıza nasıl girdi? Bir arkadaşımla birlikte katıldığımız 1988 olimpiyatlarında sonuncu sıralarda başladığımız seride üçte ikilik dilime girdik. 1990'da yeniden olimpiyat programına katıldım. Ve yelkende dünya sıralamasında 30'uncu, Avrupa sıralamasında ise sekizinci oldum. 1992'deki Barselona Olimpiyat Oyunları'nda 11'incilik elde ettim ki, o yıllara kadar alınmış en iyi dereceydi. Bundan sonra yelken sporunun önü açıldı. Olimpiyatta derece yaptınız mı? Enerji versin ve tok tutsun diye cevizli sucuk Sürekli yüksek performans gösterme gerekliliği nedeniyle tekneyi otomatik pilota bağlamak riskli. Yola maksimum bir saatlik tilki uykularıyla kestirerek devam edeceğiz. Günde ortalama üç saat uyayabileceğiz. Uyku yarışta önemli bir sorun. Hangi aralıklarla kestireceksiniz? Kesinlikle. Bu güçlüklere hazır olmayan ekiplerde bir süreden sonra agresiflik artıyor. Çatışmaları olabildiğince kontrol etmek lazım. Uykusuzluk acaba takım içinde gerginliklere yol açar mı? Dondurulmuş, kurutulmuş gıdalar tüketeceğiz. Sadece su ısıtıp yemek poşetlerinin üzerine dökeceğiz. Sıcak yemek yiyebileceğiz yani. Yanımda cevizli sucuk götürüyorum. Enerji veriyor ve tok tutuyor. Hem ne kokuyor ne de bozuluyor. Karnınızı nasıl doyuracaksınız?