03.01.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Elif İpek Türer - ipek.turer@milliyet.com.tr
Bir yanınızda ibriklerden yapılmış, içinde oyuncak pilotu olan zeplinler, diğer yanınızda dikiş makasından burunları, çataldan ayakları olan baykuşların bulunduğu bir dükkana girdiğinizi hayal edin. İşte orası ağzınızı kulaklarınıza vardıran Şeyda Hacızade’nin artık kullanılmayan buluntu objelerden yaptığı oyuncakların olduğu Serdar-ı Ekrem’deki atölyesi...
Bu işe başlamasına sebep olan şey ise eski objeleri, onları toplamayı, biriktirmeyi çok seven ve onlara çok değer veren Hacızade’nin böyle kıymetli şeylerin bitpazarlarında üç liraya alındığını, değerlerinin anlaşılmadığını görmesi olmuş. Bu ona bayağı dokunmuş: “Gözden çıkarılmış, yerlerde sürünen ama benim için kıymeti olan şeyleri insanların göremedikleri biçimde bir araya getirip, onlara başka bir biçimde değer katma ihtiyacı bana bunları yaptırdı.”
Bu oyuncaklarda baykuş, zeplin, köpek, fare horoz, denizaltı, balık gibi figürler olduğu için çocukların da ilgisini çekse de Hacızade bunları büyüklere oyuncak diye adlandırıyor. Yaptığı bu işlerde ağırlıklı olarak metal kullanıyor: Kevgirler, süzgeçler, çay tabakları, gazoz kapağı, makas, rende, huni, çatal ve kaşıklar, gümüş ibrikler... Mesela çatallar baykuşların ayaklarını, kaşıklar fare ve köpeklerin kulaklarını oluşturuyor. “Evde miadını doldurmuş, gözden çıkarılmış ne varsa hepsi burada malzeme oluyor” diyor.
Komşular ona eşya toplayıp getiriyor
Yaptığı oyuncaklardaki bazı parçalar çok küçük ve hazır bulunması mümkün olmadığı için bunları kendisi elde yapıyor. Ama genelde malzemeleri olduğu gibi kullanmaya ve az deforme etmeye çalışıyor. Hatta bu yüzden oyuncakları yaparken hiç kaynak aleti kullanmıyor. Tamamını vidalarla monte ediyor. “Bakıldığında burası cezve, şurası huni diye görülebilmesi hoşuma gidiyor” diyor.
Bu objeleri, Dolapdere’deki bitpazarı ve Feriköy’deki antika pazarından topluyor. Çukurcuma’daki eskicileri geziyor, annesinin arkadaşlarını örgütlüyor. Komşuları bile eşya toplayıp getiriyormuş hatta.
Hacızade 15 yıldır enstrüman da yapıyor. “Birinden aldığım enerjiyi diğerine kanalize edebiliyorum ama bazen gündüzleri avukatlık yapıp geceleri sahne alan müzisyenler gibi hissediyorum” diyor.
StorydiToy adıyla satılıyor
Fiyatları belki biraz pahalı bulabilirsiniz ama kullanılan parçaların çok eski, nadide, belki de tek ve çoğu gümüş ya da gümüş kaplama parçalar olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Tabii bazen uygun parça bulunamadığı için uzun süre bekleyen ve bu yüzden fiyatı yükselen ürünler de oluyor. Ama aslında her şeyden önce buradaki nadide fikre para ödediğinizi de söylemeliyim.
Bazı işler çok hassas bir işçilik gerektiriyormuş. Mesela denge sorunu yüzünden ya da yanına Hacızade’nin kafasındaki eşlikçi bulunamadığından uzun süre masada bekliyormuş. “Bunlar kendi içinde bir hikayesi olan işler ve tamamlanması için benim kafamda o hikayeyi oluşturabilecek nesnelerin bir araya gelmesi gerekiyor. Her şey tamam olmadığında mesela dümeni oluşturacak saat dişlisi yoksa bitmiyor” diyor. İçgüdüleriyle davranmaya çalışıyormuş oyuncakları yaparken: “Ben sürprizi, olmadık bir yerden olmadık bir şeyin çıkmasını seviyorum. Ortaya çıkan şeyin çok da dengeli ve akli durmaması, o çocuk kafası vitrine bakanları da beni de gülümsetiyor.”