Pazar "Çağla benim peşimde değil, aşkının peşinde koştu"

"Çağla benim peşimde değil, aşkının peşinde koştu"

14.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Emre Altuğ: "'Efendim, neymiş, neymiiiiş? Emre'nin peşinde mi koşmuş Çağla Şıkel?' diye yazdılar. Hayır, Emre'nin peşinde değil, ona aşık olduğuma inandığı için aşkının peşinde koştu Çağla"

Çağla benim peşimde değil, aşkının peşinde koştu

axpaz011.jpg Bir cumartesi günü Çırağan'da Çağla Şıkel ve Emre Altuğ'la buluştuk. Altuğ özür ve teşekkür borcu olduğundan söz etti: "Bugüne kadar röportajları birlikte yapmamızın hiçbir anlamı yoktu. Ama bu kez polemik yaratıyormuşuz gibi algılanmasın diye beraber röportaj yapmaya karar verdik. Bugüne kadar bizden çift olarak röportaj istemiş gazetecilere bir özür borcum var. Ayrıca gazeteciler İpek Durkal, Cengiz Semercioğlu, Şengül Balıksırtı ve Hıncal Uluç'a teşekkür ediyorum." Altuğ ve Şıkel röportaj boyunca taze aşıklar gibiydi. El ele, göz göze, diz dize...Onları birlikte gördüğünüzde geçen haftalarda magazin gündemini meşgul eden onlarla ilgili tartışmaların ne kadar manasız olduğunu anlıyorsunuz. Emre Altuğ'un Ayşe Arman'a verdiği röportajda söyledikleri çok tartışıldı. Çağla Şıkel'le tanıştığında onunla uzun vadeli bir ilişkiyi hayal etmemesini, erkeksi dürtülerle hareket etmesini ayıplayanlar oldu. Ben anlam veremedim bunlara. İlk etkileşim hem kadın hem de erkek için fiziksel değil midir? Bu, "doğanın kanunu" dediklerinden değil midir? Emre Altuğ: Alakası yok. Sözlerimi çok kişinin doğru algıladığını biliyorum. "İlk görüşte bittim, öldüm. Aşkımdan yataklara düştüm" mü deseydim? Ne zaman inanacak insanlar samimiyetime? Çağla'ya söylediğim şeyi niye ondan bundan saklayayım? Söylediğim onore edici: "Kendini yanlış tanıtman, magazin basınının seni yanlış tanıtması yüzünden imajın benim gözümde farklıydı. Ama tanıştığımız andan itibaren bambaşka biri olduğunu fark ettim." Bunun nesi kötü? "Çevreme bu kadar çabuk uyum sağlayabilen, yaşadığı aşka sahip çıkabilen ve tenine dokunmaya kıyamadığım bir kadın. İnsan başka ne ister?" dedim. Emre bey, Ayşe Arman'a verdiğiniz röportajdaki "Çağla'yla ilk başta bir gece, bilemedin birkaç gece görüşürüz, birlikte oluruz diye düşündüm. Sonra ona çok aşık oldum" sözleriniz çok tepki aldı. Bizimki muhafazakar bir toplum olduğu için mi kaldıramadı açıklamanızı sizce? "Birbirimizi tanımıyorduk" Çağla Şıkel: Bu, bize ilişkimizde uzun süre sancılar yaşatan düğümlerin çözüldüğünü gösteren bir röportajdı. Hangi kadın sevdiği adamdan bu cümleleri duymak istemez? Beni sıkan, ilişkimizi korumaya çalışırken bu olayın dillenmesi, köşe yazarlarının aralarında atışması oldu. Ortalıkta fazla görünmemeye çalışan bir çiftken herkesin diline düştük. Ama o cümleyi ilk defa duymadım, ilk defa duysam da o kadar güzel bir açıklaması var ki... Çağla hanım, rahatsız oldunuz mu Emre Altuğ'un sözlerinden? Emre A.: Bunu o kadar yanlış algılıyorlar ki. "Efendim, neymiş, neymiiiiş? Emre'nin peşinde mi koşmuş Çağla Şıkel?" diye yazdılar. Hayır, Emre'nin peşinde değil, aşkının peşinde koştu Çağla. Ona nasıl aşık olduğuma inandığı için... Röportajda Emre Altuğ şöyle diyor: "Hiçbir kadına Çağla'ya davrandığım kadar kötü davranmadım. Ayrılıyorum, geri dönüyorum. 'Birlikteyiz ama hayatı zindan ederim sana' diyorum. Sonunda ona çok aşık oldum." Çağla Ş.: "Bana aşık olma. Bırak ben sana aşık olayım" diyordu. Bunu aşık bir adam söyler. "Biz fazla yürüyemeyiz herhalde" diyordu. Çünkü birbirimize hiç güvenmiyor, birbirimizi tanımıyorduk. Beni tanıması için onu ikna etmeye çalışıyor, aşkıma inanmasını istiyordum. Peki Çağla hanım, size acı çektirip sonra ikna olan erkek modeli sizin gururunuzu kırmadı mı? "Aradaki aşka tav oldum" Çağla Ş.: Onunla bir gün bile geçirmeyi düşünmezdim. Hoşlanmıyordum. Kendini beğenmiş ve ukala geliyordu. Emre A.: Ben daha kötü durumdayım. Mağdurum! Bir gün bile beraber olmak istemiyor benimle... Çağla Ş.: En azından o beni beğenmiş! Çağla hanım, Emre Altuğ'la tanışmadan önce onun hakkındaki düşünceleriniz nelerdi, sonra ne düşündünüz? Çağla Ş.: Aradaki aşka. O tutkuya... Neye tav oldunuz peki? Emre A.: Bizde tam tersi oldu. Her geri dönüşümüz bizi birbirimize daha çok yaklaştırdı.Çağla Ş.: Daha fena oldu. O yüzden bazen geri dönmek bile istemedik. Aşk da kavgalar da daha şiddetli oluyor...Emre A.: Ayrılmaktan o kadar çok bahsettik ki, şimdi şaka gibi geliyor. "Haydi ayrılalım" dese birimiz, öbürü "he he" yapıp çay demleyecek belki. Birkaç kere ayrılıp sonra yeniden bir araya geldiniz. Ayrılmış çiftler birleştiklerinde ilişki yıpranmış olur, tamir etmek zordur. Siz nasıl başardınız? Çağla Ş.: Ben ha babam "Kalk gidelim" diyorum. Çok bunaldığımızda böyle hissediyoruz. Hakkınızda haberler çıkarken ilişkiyi yürütmek zor olmuyor mu? Bazen tası tarağı toplayıp bir yerlere kaçmayı düşünmüyor musunuz? Çağla Ş.: Kulaklarımızı tıkıyoruz. Emre A.: Ama insanız sonuçta.Çağla Ş.: "Emre sen böyle bir şey söyledin mi?" diye soruyorum. O da "Söyledim ama şöyle değildi" gibi konuşmalar geçiyor. İster istemez birbirimize soruyoruz. Bazen gazeteciler o kadar inanarak yazıyor ki Emre ihtimal vermiyor ama bir yandan da içinde bir şüphe olduğunu hissediyorum. Haberler ilişkinizi etkiliyor mu? "İki yıl öyle travmalar yaşadık ki..." Emre A.: Çağla'nın bu ilişkinin yürüyeceğine inanıp işin arkasından koşması.Çağla Ş.: Emre'nin bizi bu duruma getirme sabrını göstermesi. Birbiriniz için yaptığınız en hoş şey ne? Çağla Ş.: Genellikle Emre'nin. Emre A.: Kapalı devre yaşayan bir arkadaş grubum var. Çoğunu eskiden tanıyorum, ünlü değiller. Hem bir ünlünün o arkadaş grubuna uyum sağlaması hem de onların onu kabul etmesi kolay değil. En yakın dostumla Çağla devamlı tenis oynuyor! Hanginizin arkadaşlarıyla daha çok görüşüyorsunuz? Çağla Ş.: Baskı yaratmıyor da...Emre A.: Saçma geliyor.Çağla Ş.: Sıkıntı yaratıyor. Emre A.: Geçen gün bir arkadaşım aradı. "Ne ahlaksız adamsın sen ya! Ulan insan Çağla'dan evvel gazetecilere söyler mi evleneceğini?" dedi. Gazetede "Emre, Çağla'ya sürpriz evlenme teklifi hazırlıyor" diye haber çıkmış. Kabak tadı vermeye başladı. "Evlilik ne zaman?" gibi sorular soruluyordur. Bu, üzerinizde bir tür "mahalle baskısı" yaratıyor mu? Emre A.: Düşündüm, sebebi hayranlar değildi. Bir bocalama dönemi yaşadığımız için, ilişkiye müdahale edilmesini engellemeye çalışıyorduk. Hayranlarınız üzülür diye ilişkinizi gizli tutmayı düşündünüz mü? Çağla Ş.: İki yıl. Ama öyle travmalar yaşadık ki... Bu bocalama dönemi ne kadar sürdü? "Emre de susar, ben de. En son ben patlarım ama o hiç kavga etmez" Çağla Ş: Emre'nin zekasına ve tecrübelerine çok güvendiğim için her konuyu danışırım. Ama bu Emre'yi ilişkide daha baskın yapmıyor.Emre A.: İdare eden, aslında akıllı taraf Çağla. İlişkide baskın taraf kim? Çağla Ş.: Evet, ben söylemek istemedim de... Alttan alan taraf yani? Çağla Ş.: Her şeyi sorarım Emre'ye.Emre A.: Bu konularda biraz dikbaşlıyımdır. Bazen danışırım ama genellikle etrafımdan kimseyi fazla karıştırmam. İş konularında danışır mısınız birbirinize? Emre A.: Bu işin başında yaşadığımız sıkıntı ve onun oluşturduğu kavgalar dışında hiç kavga etmedik biliyor musunuz? Kavgacı insanlar değiliz.Çağla Ş.: Emre de susar, ben de susarım. En son ben patlarım. Ama o hiç kavga etmez. Sürekli aranızda kavga nedeni olan saçma sapan bir konu var mı? Çağla Ş.: İlk buluşmamızda Emre o kadar Emre Altuğ, ben de o kadar Çağla Şıkel'dim ki! Birbirimize güvenmiyorduk. İkimiz de diğerimizin mekana gazetecileri çağırmış olabileceğinden şüpheleniyorduk. Emre A.: O yüzden ilk buluşmaları hep karşılaşma gibi tasarladık. İlk buluşmanızda nereye gittiniz? Çağla Ş.: Aa ben demişimdir tabii... Emre başka şekilde söyler. İlk "Seni seviyorum"u kim dedi? Emre A.: Her yerini.Çağla Ş.: Burnunu. Birbirinizin en çok neresini seviyorsunuz? Bakalım Emre Altuğ ve Çağla Şıkel birbirlerini ne kadar iyi tanıyorlar... "Çağla herhalde hiçbir zaman alışverişe itiraz etmez" Çağla Ş.: 41. Çağla hanım, önce sizin Emre Altuğ'u ne kadar tanıdığınızı sınayalım. Emre Altuğ'un ayakkabı numarası kaç? Çağla Ş.: Genelde çok şekerli espresso içer. Kahveyi nasıl içer? Çağla Ş.: Saatleri. En sevdiği kişisel eşyası? Çağla Ş.: Ben çok istersem, çok şımarırsam kalkar. Çok yorgun olsa bile nereye gitme teklifini reddetmez? Çağla Ş.: Yalan ve sahtekarlık. En çok kızdığı şey? Emre A.: Sekiz. Bazılarının cevabı bende de yok. En sevdiğim eşyalarım mesela... Saatlerimi çok severim ama birkaç eşyam daha vardır. 10 üzerinden kaç veriyorsunuz? Emre A.: 39, bazen 40. Peki Emre bey, Çağla Şıkel'in ayakkabı numarası kaç? Emre A.: Genellikle şekersiz içer. Bazen çok acı gelirse çok az şeker koyar ama genellikle tatlandırıcı kullanır. Kahveyi nasıl içer? Emre A.: Sarı kolyelerinden vazgeçemez. En sevdiği kişisel eşyası nedir? Emre A.: Altı öğün yemek yiyor ve bugüne kadar hiç yemek ayırdığını görmedim ama yemeğin yanında haşlanmış sebzeleri çok seviyor.Çağla Ş.: Sağlıklı olsun diye! En sevdiği yemek? Emre A.: Alışverişe. Çok yorgun olsa bile nereye gitme teklifini reddetmez? Emre A.: Haksız yere suçlanmaya. Neye çok kızar? Çağla Ş.: Emre kendi cevaplarını bilmediği için ben bilemedim gibi oldu. Ben de çok bildim aslında. Emre A.: Hiç yanılmadım.Çağla Ş.: Niye bana sekiz verdin? Hem fazla kahve içmem.Emre A.: "İçtiği zaman böyle içer" dedim. Çağla hanım, kaç puan veriyorsunuz?