Pazar Dalsız belediye

Dalsız belediye

03.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Belediyecilere kentsel dönüşümün bir yurttaşlık projesi olduğunu hatırlatırken, buyur ola İsmet Sungurbey'in eserinden mizah dolu bazı satırlara bu haftaki testusumuzda

Dalsız belediye

Bugün afete hazırlığın ve çeşitli dönüşüm projelerinin şampiyonluğunu yapan belediyelerimiz bizzat afetin parçası durumuna gelmediler mi? Günün bilançosu insan yaşamını ve ilişkilerini temel almayan, rant merkezli tepeden inmeci imar planlarının nasıl vahim sonuçlar üretebileceğinin ispatı değil mi?Bütün kentlerimizi ama özellikle İstanbul'u dev bir şantiyeye çevirdiği iddia edilen kentsel dönüşüm projeleri bence belanın ta kendisi. İnsanların taleplerine cevap veriyor mu? Uzmanlar eski hastalık olan tepeden inme uygulama kolaycılığının sürmekte olduğunda birleşiyor. Şehircilik bilgisinin yerinde yeller esiyor. Kentsel dönüşümün zoraki bir yaptırım durumuna geldiği kentlerimizde mahallelinin tedirgin, hatta korku içinde olduğunu izliyoruz. Şehircilik bilimcisi David Harvey bunu "depossession"yani "mülkü gasp etme" kavramı olarak açıklıyor. Vahşi kapitalizmin dönüştüğü "yahşi liberalizm"in sonuçlarından biri bu. Örneğin İstanbul'da kentsel dönüşüm adı verilen furyanın isabet ettiği pek çok mahallede insanlar mülklerinin ellerinden alınacağı korkusu içinde. Mahallelilerin fiili durumları araştırılmamış. Beklentileri dikkate alınmamış. İhtiyaç ve isteklerinin gerçeği yansıtan anketleri yapılmamış. Diyaloğa dayalı demokratik yönetişimden kimsenin haberi yok. Onun yerine hileli vaatler ve karakuşi hükümler ortalığı kaplamış. Belediyecilerin tümüne kentsel dönüşümün bir yurttaşlık projesi olduğunu hatırlatır, Sungurbey hocanın medeni hukuk kültüründen nasiplenmelerini öneririm. Buyur ola eserden mizah dolu bazı satırlara bu testusta bu kez de...1- İsmet Sungurbey'in not ettiğine göre Alman Medeni Yasası'nın temelini oluşturan ve "En geniş anlamıyla her türlü hilenin reddi ilkesi" diye anılan en önemli maddesine ne ad verilmişti?a. Vasisdasb. Generalc. İmparatord. Kraliçe2- Saray yaptırmak için tepeden inme kararla değirmenini yıktırmak isteyen İmparator Büyük Frederik'e ihtiyar bir değirmencinin verdiği ünlü yanıt adalet tarihine geçmiştir. Neydi?a. Her havzen dibayndır. b. Senden büyük Allah var.c. Berlin'de hâkimler var, yıktıramazsın. d. Yoksa sen belediyeci misin?3- "Kesbsiz ta o kadar cehl olmaz, cehlin ol mertebesi sehl olmaz..." Yani "Tahsil cehaleti götürür, geriye kocaman bir boşluk kalır" veya "Böylesine cehalet, ancak tedris ile mümkün olur" diyen kimdi?a. Ziya Paşab. Fuat Paşac. Sait Paşad. Kasım Paşa4- Sungurbey'e göre "karakuşi hükümler" mantıksız, saçma sapan, ipe sapa gelmez, işkembeden atma, dediği dedik, çaldığı düdük türden, mağduru hakkını aradığına da arayacağına da pişman ettirecek kadar adaletsiz ve zalimane hükümleri anlatmak için yüzyıllardır halk arasına yerleşip kökleşmiş bir deyim. Selaheddin Eyyubi'nin başarılı Türk veziri Bahaeddin Karakuş'u gözden düşürmek amacıyla, rakibi Esad Bin Memmati tarafından yazılmış "Kitabel Faşuş fi Ahkami Karakuş" adlı kitapta uydurulmuş olan saçma sapan mahkeme kararlarına dayanıyor "hükm-i karakuş" tabiri. Uydurukçu Memmati'nin kitabı inanılmaz hükümlerle dolu. Bir örnek: Eşeğine tecavüz eden bir adamı şikayet ettiklerinde Kadı Karakuş adamı değil, eşeği cezalandırır. Niçin? Bazı başkanlar ve belediye zabıtalarının kulağına küpe olsun.a. Niye çifte atıp adamı kovalamadı ya da adamı ısırıp kaçırmadı diyeb. Bunca zamandır niye başvurmadı diyec. Bizim eşekten ne farkımız var diyerekd. Hepsi5- Bir mahkemenin sadist bir kadısı varmış. En hafif bir suça bile en ağır cezayı verirmiş. Molla kısmı boğazına düşkün olur ya, tıka basa zıkkımlandığı öğle yemeğinden sonra ağırlık basmış; odasında uyuklayıp dururken mübaşir içeri girip bir şey sormuş. O da yarı uyur-yarı uyanık "Asılsın!" demiş. Bunun üzerine mübaşir "Aman kadı efendi, bunlar suçlu değil, mahkeme bahçesinin otları..." deyince kadı ne demiş? Lütfen yanıtlara bakınız. 6- Bunlara şu iki pek hoş fıkrayı da ekleyelim: Bir domuz, yolunu şaşırarak bir camiye girmiş. Buna pek şaşan Bektaşi ne demiş? Lütfen yanıtlara bakınız. Dünyaca ünlü hukuk adamımız, medeni hukuk profesörü İsmet Sungurbey 21 Eylül 2006'da vefat etmişti. Onu son ziyaretimde bana 1352 sayfalık "Medeni Hukukun Temel Sorunları" adlı eserini armağan etmişti. Söyleşi sırasında üstat inanılmaz mizahıyla "Bizim zamanımızda" demişti, "Belediyelere dalsız belediye derdik." Şaşırmış olarak baktığımı görünce kahkahayla gülerek "Eski Türkçede 'dal' harfini belediye sözcüğünden çıkarırsan 'beliyye' kalır. Beliyye ne mi? Bela, afet, demek."