Denek hayatlar ve güzel hikayeler

Gururla takdim etmeliyiz. Müziğimiz, Sakin ile iyi hikaye anlatıcısı kazanıyor. Gerçi uzun zamandır vardı onlar; sık duymasak da, hep yanımızdaydılar.
Gitar ve vokalde Onur Özdemir, gitarda Özdemir Dereli, basta Cenker Kökten, davulda Soner Özışık; yaş ortalaması 26 küsur, 90’lı yıllarda büyümüş ama romantik ruhları eskilere de meyleden, gitar tınılı topluluklardan esinlenen bir ekip Sakin. 10 yıla yakın birliktelikleri var.

Doğru bildikleri ve sevdikleri tarzdan hiç sapmadan, maymun iştahlılığa düşmeden, yamalı bohça eğirmeden, “Acaba?” demeden, hep aynı tutkunun peşindeydiler. Öyle büyük planlar yapmadan, hedef, strateji gibi mesleki tabirleri işin içine sokmadan; en önemlisi duygusal zekayı her zaman bir adım önde resmederek.

Sakin’in Rakun markalı albümü “Hayat”, feleğin cimriliğini esirgemediği yılların içinden salınarak gelen şarkıların yanağımızdaki ilk ılık busesi.

Orijinal hale sadık kalmışlar

Demo ve şarkı paylaşımı konusunda oldum olası bonkör bir topluluktu Sakin. Son derece isabetli bir tercihle verdikleri ismiyle “Hayat” albümünde yer alan 11 şarkının beşini demolardan, diğerlerini konserler ve internetten tanıyor dinleyiciler. En az bilinen “Sentetik Sezar”. Özellikle konserlerinde de çalmıyordu topluluk; albümde bir sürprizleri olsun diye. 

Parçaların tamamı ilk hallerine sadık kalınarak kaydedilmiş. Müzikal, armonik ve melodik yapılar, aynen yıllardır sevenlerinin kulaklarında çınladığı gibi. Yeni hallerinin en belirgin özelliği refah ortamında kaydedilmiş olmaları.

Manevi abileri Can Sertoğlu tarafından tayin edilen, Bloc Party gibi toplulukları masasında misafir etmiş Louis Read münasebetiyle, miks konusunda şanslılar, zira onları sound konusunda bir İngiliz müzik adamının herhangi birine nazaran iyi anlaması daha kabil.

Bir şans ışığı da yapımcı Volkan Gürkan yakmış. Mor ve Ötesi albümlerinden tanıdığımız yapımcı, düzenleme ve armoniye yönelik küçük ama yerinde bastığı parmaklarla topluluğun beşinci üyeliği vazifesini eksiksiz yerine getirmiş.

Entelektüel ve bireysel bir dil

İçinde yerli-yabancı sayısız geçmiş etkiyi taşıyor Sakin. Lakin benzetmeler gocundurmuyor onları. Soyut, dinleyeni zorlayan, anlaşılma ihtimalini eksilten metaforlar kullanmıyorlar. İnsanın kendine dışardan bakabileceği tasvirleri bile zorlanmadan yapabiliyorlar; açık ve berrak dilleri sayesinde. İyi düşünülmüş olmasının yanı sıra, çok iyi hissedilmiş şarkılar yazıyorlar.

Sakin’in müzikal karakteri entelektüel, birey tarafı gelişkin kimliğinde şekilleniyor. Felsefi “Ikarus Başarsa”, ifadeci ve konuşkan “Laleler Beyaz”, düşle gerçek arasında yalnızlık seğirten derin şarkı “Kırmızı Oda”; hepsinde mevcut bu karakter.

“Denek Hayatım” olağanüstü bir şarkı. Mutlu gününde Ankara’ya gitmeye çalışan bir gencin, hızlı tren faciası sonucu yaşamını yitirmesinden hareketle, aynı figürü birkaç açıdan konuşturan dil çok başarılı. Önce dışarıdan bir hikayeci gibi anlatmaya başlıyor olayı yaşamını yitiren genç. Birinci tekil şahsın ağzından devam eden buruk hikaye, üçüncü tekil şahsın ağzına geçerek farklı bir boyut kazanıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanındaki dil tekniğini anımsatan şarkının nakaratını dillendiren üçüncü tekil şahıs, aynı olayı değişik ruh halleri içinde sunarak dinleyeni sarıp sarmalıyor.

Sevgi Soysal’ın “Yenişehir’de Bir Öğle Vakti” romanından esinlenen “Edepsiz Komedya”, Sakin şarkılarındaki tarih, olay ve kahraman faktörünün altını çiziyor. Zaman-mekan mefhumundan bağımsız ruh hallerinin işlendiği şarkılar, özgün bir pop estetiği oluşturuyor.

Hiç bitmesin bu hikayeler; en azından denek kalabalık içindeki yalnızlığımız sürdükçe...

Amatör Caz Müzisyenleri Festivali altı yaşında

İşini gücünü bir yana bırakarak, geçimini tehlikeye atarak çalışan tutkulu bir avuç insanın emeğiyle yaratılan caz festivali altı yaşında. Adı da güzel, ruhuna uygun; Amatör Caz Müzisyenleri Festivali’nin. 

Sadece genç cazcıların katıldığı bu festival Eskişehir’de düzenleniyor ama memleketin dört bir yanından müzisyen ve dinleyici katılımıyla gerçekleşiyor. 12-15 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek, Anadolu Üniversitesi tarafından düzenlenen ve Genç Cazcılar tarafından organize edilen festivalin bu yılki amatör ruhunu yitirmeyen profesyonel konuğu Sarp Maden Trio.

Caz keyfini ciddiye alan, onu dört duvar arasında tek başına dinlenmekten çıkararak kalabalıklara karıştıranlara altıncı yılında selam olsun.

Jeff Healey yaşamını yitirdi

Kanadalı rock gitarcısı Jeff Healey, Toronto’da uzun süredir kanser tedavi görmekte bulunduğu hastanede yaşama gözlerini yumdu.

Fiziki engeli nedeniyle bilindik blues rock gitarcılarından çok farklı bir tarzı vardı Healey’nin. Gözleri görmediği için bir tabureye oturarak çalar; kucağına yerleştirdiği Fender Stratocaster’ının hem sapında hem de gövdesinde, her iki elini birden gezdirerek bazen bir gitar, bazen klavye, bazen de kanun gibi sesler çıkararak çalardı.

İlk topluluğunu 17 yaşında kurmuş ve bugüne değin dokuz adet solo albüm yayımlamıştı. O imkanlarının tamamını kullanmadığı bedeninden, kusursuz bir sanatçı yaratmayı başararak müzik dünyası için örnek olmuştu. Evli ve iki çocuklu olan Jeff Healey sadece ve sadece 41 yaşındaydı.