Pazar “Dizi sektörü çok güvenebileceğimiz bir sigorta değil”

“Dizi sektörü çok güvenebileceğimiz bir sigorta değil”

29.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Juju’sta isimli bir dondurmacı açan oyuncu Sinan Albayrak: “Oyunculuğun ne olacağı belli değil, dizi sektörü de çok güvenebileceğimiz bir sigorta değil. Ben de zaten uzun zamandır bir şeylerle uğraşmak istiyordum; dondurmacı açtım”

“Dizi sektörü çok güvenebileceğimiz bir sigorta değil”

Oyunculuk macerası “Şaşıfelek Çıkmazı” ile başlayan, kariyerini üç yıldır oynadığı “O Hayat Benim” adlı TV dizisi ile devam ettiren Sinan Taymin Albayrak, “Doğanın dondurma hali” sloganıyla Juju’sta isimli bir dondurmacı açtı. Her boş vaktinde Etiler, Nispetiye Caddesi’ndeki dükkanına uğradığını söyleyen Albayrak’ı şansınız varsa tezgahın başında görebilir, hatta kendi elleriyle hazırladığı dondurmasını bile yiyebilirsiniz.

Haberin Devamı

- Nereden ortaya çıktı dondurmacı açmak?

Son zamanlarda piyasa malum, oyunculuğun ne olacağı belli değil, dizi sektörü de çok güvenebileceğimiz bir sigorta değil. Ben de zaten uzun zamandır bir şeylerle uğraşmak istiyordum. Önce sosisçi açmak istedim, Türkiye’de insanların tatmadığı bir sosis olacaktı. Sonra kuzenlerim Almanya’dan “Dondurmacı mı açsak?” diye aradılar iki sene önce. Aklıma bir girmişti o zaman, kısmet bu seneyeymiş.

“Ezgi Asaroğlu lavantalı dondurma istiyor”

- Bu dondurmanın özelliği ne?

Tayland dondurması bu. Özelliği de tamamen doğal olması, gelen misafirlerin gözü önünde dondurmaya dönüşmesi. Özel, alttan soğutmalı bir tezgahımız var; meyveleri veya diğer malzemeleri onun üzerine koyuyoruz, üstüne de keçi, manda ya da inek sütü döküyoruz. Sütün içinde de sahlep var önceden kaynattığımız, onu bazen organik tozlarla değiştirebiliyoruz. Sonra hepsini iki spatulayla parçalayıp sütle harmanlıyoruz ve 2-3 dakika içinde dondurma haline geliyor.

Haberin Devamı

- Hangi çeşitler var?

Çeşit sınırlaması yok. Hayal gücünüz kadar dondurma çeşidimiz var. Çilekli, muzlu, frambuazlı, armutlu, üzümlü, kivili gibi seçeneklerin yanı sıra tahinli, pekmezli, kahveli, oreo’lu, çikolatalı, hatta rulokatlı bile yapıyoruz. Meyveler birden fazla da konulabiliyor ama biz ikiden fazla meyve karışımını önermiyoruz.

- En çok ne tercih ediliyor?

Ben armutla, karadutu çok seviyorum. Kivi ve yeşil elma da diri bir tat veriyor. Müşterilerimiz ise en çok çilek ve muz istiyor, çocuklar oreo’luyu çok seviyor. Pasta tadında isteyenler oluyor. Ezgi (Asaroğlu) lavantalı istiyor mesela. Alkollü isteyenler, “İçine rom, bailey’s katın” diyenler oluyor ama biz sağlık ürünü olarak veriyoruz; mesela şeker hastalarına da verebiliyoruz. Bir de alkolün sütü kesme ihtimali var, o riski alamam. Bu arada ev yapımı kekler de var, arkadaşlarımız yapıyor. Bir de espresso veriyoruz. Tayland dondurmasıyla espressonun tadı bir bütün olarak çok hoş geliyor bana.

- Juju’sta ismi nereden geliyor?

Reklamcımla uzun süre dondurma markası ismi araştırdık. Sonuçta bir vurgunun olması lazım. Bir de çocukların aklında kalacak bir şey olması gerekiyordu. Ben “juju” ismini çok beğendim ama alınmıştı, o yüzden adımın baş harflerini ekledik; “sta”. Böylece “Juju’sta” oldu.

Haberin Devamı

- Başka yerlerde de açacakmısınız?

Kaş’ta tezgahımız açıldı. Viaport’ta açılacak, Bodrum’la görüşüyoruz. İstiklal Caddesi’nde bir mekan var isteyen. Daha çok franchaise verme üzerine işi kurmak istiyorum; plajlara, marinalara... Tayland dondurması bilinen bir dondurma değil, Juju’sta o açığı kapatacak umudundayım. Tayland dondurması dendiğinde “Juju’sta” densin istiyorum.

“Aynı tiplemelerde bulunmaktan sıkılıyorum”

- “Dizilerin garantisi yok, o yüzden bu işe girdim” dediniz ama aslında başarılı bir oyuncusunuz. Sizi böyle düşünmeye iten nedir?


Başarılı nice oyuncu işsiz, aylarca, yıllarca bekliyor. Bizim şansımıza “O Hayat Benim” tuttu, üçüncü sezonu gördük, dördüncüyü de göreceğiz ama bu işin bitiminde, benim tipimde bir karakter hangi projede istenecek bilemezsin. Yaş da ilerliyor, oynayacağımız roller de daha “baba” ağırlıklı olacak. Açıkçası aynı tiplemelerde de bulunmaktan sıkılıyorum artık. Sırf zorunluluktan değil, kendi irademle seçebileceğim yapımlarda oynamak istiyorum.
Bu iş başarılı olur, bana artı bir imkan sağlarsa artık abilerimle yaptığımız sinema filmlerinde oynamak istiyorum, dizi çok tercih edeceğim bir şey olmayacak.

Haberin Devamı

“Biraz kirletin beni artık”

- Çekimler nasıl gidiyor?

Dizide çok eğlenceli karakterler var. Efsun zaten baş tacımız bu anlamda ama diğer karakterlerde de hep eğlenceli bir oyun modu gelişti. Bir benim karakterim Mehmet Emir’de gelişmedi. Öyle olunca yeni bir tik geliştirmişim, ben de yeni fark ettim; meğer benim sağ kolum oynarken ileri geri gidiyormuş. Çünkü içinizdeki enerjiyi bir yere vermeniz gerekiyor, bende de o kola gidiyormuş meğer. Şimdi oynarken ona dikkat ediyorum. Onun haricinde dizimiz çok keyifli ve başarılı olduğu için Mehmet Emir’i çok seviyorum tabii ama daha farklı karakterleri de canlandırmak istiyorum. Yıllardır hep iyi, temiz adamları oynadım biraz kirletin beni diyorum artık.

Haberin Devamı

- Konservatuvar mezunusunuz ama uzun bir süredir tiyatro yapmıyorsunuz. Tekrar yapmak ister misiniz?

İstiyorum ama bir kırgınlık var içimde tiyatroya karşı. Çünkü ben yıllarca memur olarak bulundum Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda ve haksız bir şekilde de atıldım. Siyasi bir şekilde diyeyim, yıllardır da mahkemem devam ediyor.

- BBT’nin ekibi çok iyi aslında ama...

Kadro şahane ama yönetim olarak hiçbir zaman iyi olmadı. Gençlere bıraksalar bu işi, mesela Alican’a (Yücesoy) bıraksalar, tamamen kendi insiyatifleriyle tiyatro yapmalarına izin verilse o kadar yaratıcı şeyler çıkar ki... Maalesef politik bir unsur da olduğu için işin içinde ekibin şahaneliğine rağmen çok da başarılı bir repertuvarı yok. Gerçi bu her belediye tiyatrosu için geçerli, sağı solu yok bir politikacının muhakkak bir derdi vardır tiyatroyla. n