Dört yılda dört film

Hollywood izleyicilerin taleplerini her zaman dikkate alır. Eğer izleyici iki oyuncuyu bir arada görmeyi sevmişse bilin ki devamının gelmesi muhtemeldir. Örnek çok. Geçmişten başlarsak, Katharine Hepburn ve Spencer Tracy, Fred Astaire ve Ginger Rogers, Humphrey Bogart ve Lauren Bacall... Daha yakın zamana gelirsek Julia Roberts ve Richard Gere, Tom Hanks ve Meg Ryan. Daha da yakına gelirsek Jennifer Lawrence ve Bradley Cooper.

Sadece iki filmde bir çifti canlandırdılar

Son ikilinin dördüncü kez birlikte rol aldığı “Joy”, cuma günü gösterime girdi. Üstelik Lawrence ve Cooper’ın dört filmde birlikte çalışmayı 2012 tarihli “Umut Işığım”dan bu yana başardıkları düşünülürse, belki günümüz film
çiftleri arasında Astaire ve Rogers’ın 10 filmlik ortaklıklarını zorlayabilecek bir işbirliğinden söz ediyor olabiliriz. David O. Russell imzalı “Umut Işığım”da bir çifti canlandıktan sonra bir kez daha aynı yönetmene ait “Düzenbaz”da rol aldılar. Bu iki filmi “Serena” ve Russell’ın ikisine de rol verdiği “Joy” takip etti.

Lawrence ve Cooper arasındaki yaş farkı 15. Romantik bir birliktelikleri olup olmadığı sorusunu defalarca “hayır” diye yanıtladılar. Bir seferinde Cooper, “Babası olacak yaştayım” demiş olsa da bu soru yanıtlamakla bitmiyor. Aslında bu ortaklıkta sadece iki filmde çift rolündeydiler.

İlk ortaklıkları David O. Russell’ın Matthew Quick’in aynı adlı kitabından uyarladığı romantik komedi “Umut Işığım” oldu. Filmde Cooper’ın canlandırdığı bipolar ana karakter Pat, tedavi gördüğü hastaneden çıktıktan sonra eski eşiyle barışmak için uğraşıyordu. Ancak eninde sonunda aşkı, Lawrence tarafından canlandırılan bunalıma meyilli Tiffany’de buluyordu. Sorunlu, başkalarıyla bağ kurmakta zorlanan, bu sıra dışı romantik komedi karakterlerinin bir araya gelmesini işleyen film, Lawrence’a genç yaşta En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını getirdi. Filmin kendisine geniş bir hayran kitlesi edinmesinde Cooper ve Lawrence arasındaki kimyanın rolü büyüktü. Böylece uyumlu ikilinin başka ortaklıklarının kapısı aralandı.

“Umut Işığım”dan sadece bir yıl sonra David O. Russell, suç komedisi yeni filmi “Düzenbaz”da da bu iki oyuncuya rol verdi. Ancak bu kez bir çifti canlandırmadılar. Lawrence, Christian Bale’ın oynadığı ana karakter Irving Rosenfeld’in manipülatif ve dengesiz eşi rolündeydi. Lawrence bu yan rolde yer aldığı her sahneyi renklendirirken, Bradley Cooper yükselme hırsıyla dolu FBI ajanı Richie DiMaso olarak filmin ana karakterlerinden biriydi. Hem “Umut Işığım” hem de “Düzenbaz”daki rolü Cooper’a Oscar adaylığı kazandırdı.

Susanne Bier’in yönettiği “Serena”, Cooper ve Lawrence’ı çift olarak perdeye taşıyan ikinci film oldu. 2014 yapımı “Serena”, “Umut Işığım” ve “Düzenbaz”ın aksine dram sularında yüzüyordu. Büyük Buhran döneminde Kuzey Carolina’da geçen hikayede Cooper, kereste üreten ve işini ayakta tutmaya çalışan zengin bir işadamı rolündeydi. Lawrence ise onun tutkuyla sevdiği ancak çocuk sahibi olamaması büyük bir krize dönüşen ve fakir bir aileden gelen karısını canlandırıyordu. Film uzun süre dağıtımcı bulamadı, bir süre rafta bekledi. Gösterime girebildiğinde ise pek ilgi çekemedi. Eleştirmenlerin “tam olmamış” bulduğu filmin ender dayanaklarından biri Lawrence ve Cooper arasındaki uyum olarak gösterildi.

Birlikte olup olmadıkları sorusunu defalarca “hayır” diye yanıtladılar

Bu kez Lawrence önde, Cooper ise yan rolde

Lawrence ve Cooper’ın şimdilik son ve dördüncü ortaklığında bir kez daha David O. Russell’ın imzası var. Russell, “Joy”da da bu ikiliden vazgeçmiyor. Bu sefer “Düzenbaz”ın tersine Lawrence ön plandayken, Cooper’ı bir yan rolde görüyoruz. Bütün ailesinin yükünü omuzlayan ve bir paspas üreterek Amerikan girişimcileri dünyasına katılan Joy’u Jennifer Lawrence canlandırıyor. Filmde uzun bir rolü bulunmayan Cooper ise Joy’un önünü açan bir pazarlama kanalı yöneticisi olarak karşımızda. Ancak filmin en dikkat çekici sahneleri bir kez daha kimyası güçlü bu ikilinin karşı karşıya geldikleri anlar.

İzleyici, adlarını duyurduktan sonra beraber çalışmaya başlayan Cooper ve Lawrence’ı birlikte görmeyi sevdikçe, anlaşılan en azından Russell onları yakın dönemde yeniden bir araya getirecek. Buna da kimsenin itirazı yok gibi görünüyor.