Pazar Dünyanın çatısına yolculuk

Dünyanın çatısına yolculuk

19.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gevende grubunun üyeleri çıktıkları 26 günlük Doğu seyahatinde her fırsatta yerel müzisyenlerle çaldılar; albümde kullanmak üzere bolca kayıt yaptılar

Dünyanın çatısına yolculuk

MÜZİK Benzer düşünceler taşıyordu Eskişehir çıkışlı genç topluluk Gevende. Öncelikle medyada hakim görüş olan Doğu'ya Batı'dan bakışa itibar etmemeleri kamçılıyordu onları. Görmek istiyorlardı İran'dan sonrasını; anlamak istiyorlardı bize beyazcamdan gösterilenin arkasındaki gerçeği. Vurdular kendilerini yollara 4 Eylül 2006 akşamı. Tam 26 gün sürdü dönüşüyle birlikte dünyanın çatısına yaptıkları yolculuk. Kameramanları Doruk ve rehberleri Murat'la birlikte yedi kişilerdi ve ceplerindeki para topu topu 3 bin 500 dolardı. Yegane maddi destekçileri hemşehrileri Varuna Gezgin Cafe ile Carpe Diem idi. Teknik ekipmanlarını da Kıvılcım ve Compel sağlamıştı. Yetmişlerin yarı hippi devrimci etnik-caz toplulukları, Doğu toplumlarına özel ilgi duymaktaydı. Yıllarca arşınladılar Katmandu'ya giden yolları bu uğurda; çaldılar karşılarına çıkan yerel müzisyenlerle gönüllerinden geldiğince, halkların kardeşliğini ilan edercesine. Bu gelenek sönmedi; bayrak misali elden ele taşındı. Bu yolculuğun ilk cesaretini İran'ın Cem Karaca'sı olarak kabul edilen ve yasaklı olduğu için İstanbul'da yaşayan şarkıcı Cavit Murtezaoğlu vermişti; oradaki kontaklarını sunarak. Önce Tebriz'e gittiler. Torunlarına anlatacakları hadise, Pakistan'ın Londra'sı denen Sufi kenti Lahor'da vuku buldu. Kalacakları otelde yer yoktu. Sağlığında Nusrat Fateh Ali Khan'ın yakın dostu olan Malik adlı mekan sahibi, iki gün evinde ücretsiz ağırlamayı teklif etti. Evindeki belge, bilgi ve müzikal malzemeyi, topluluk üyelerinin kullanımına sunan sanat aşığı bu cömert adam, ayrılacakları günün öncesinde bir session (doğaçlama konser) ayarladı onlara, yerel müzisyenler eşliğinde. Topluluk üyeleri, çaldıkları bir saat boyunca ilk defa müziğin insan ruhunu bu kadar yükseltebileceğine tanık olmuşlardı. O akşam Hz. Ali için söylenen sözlerle yapılan qawwali müziği, serüveni amacına ulaştıran doruk noktasıydı Gevende için. Tren, gemi, otobüs ve dönüşte de uçak kullanarak gerçekleşen bu düşsel yolculukta, sadece 12 bin 300'ü karayolu olmak üzere bir hayli yol tepti Gevende. Buldukları her fırsatta yerel müzisyenlerle çaldılar; ses ve video olmak üzere çokça kayıt yaptılar. Amaçları yeri ve zamanı geldiğinde bu kayıtları, önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak olan "Ev" adlı ilk albümlerini izleyen çalışmalarda değerlendirmek. İran'ın modern yüzü İsfahan'dan, Altın Tapınak'ın bulunduğu Sih kenti Amritsar'a, Hinduların ölmeye geldiği kutsal kent Varanasi'den, Nepal'in başkenti Katmandu'ya; Gevende'nin uzaktan görenin arkasında yatan gerçeğe tanık olmaktan mütevelli sergüzeşt yolculuğunun hikayesi bu. Gelirini Pakistan depremzedelerine bağışlanan "Cive Pakistan" konserinde yer alan, özgün dilli doğaçlama topluluğunun kendini anlatışının bilvasıta yolu bu. Ruhu yükselten müzik Efsanevi caz dergisi Downbeat'in 72 yıllık tarihinde kapağa çıkan ilk Avrupalı topluluk Esbjörn Svensson Trio'nun yeni albümü "Tuesday Wonderland", çok büyük değişiklikler falan teklif etmiyor bize. Etmesi de gerekmiyor. Çünkü onlar müzikal başarının reçetesini çoktan bulmuşlar bile. Avrupalı bir caz üçlüsünden beklenebilecek her şeyi fazlasıyla veriyorlar zaten. İsveçli üçlü 10'uncu albümünde, yine her zamanki gibi ipnotize edici melodiler, klasik caz piyanosu tatları ve gülümsetici oyunların karışımından oluşuyor. Yine Bach'tan Jimi Hendrix'e kadar uzanan geniş bir alana ayak basıyor. Henüz bir önceki albüm "Viaticum"un tadını çıkaramamışken, yeni bir birinci sınıf işle karşılaşmak iyi mi, kötü mü siz karar verin. Müzikal başarının reçetesi Özlenen iki eski dostu, yeni bir projede yan yana görmek ne güzel. Biri Mavi Sakal'ın gitarcısı ve bestecisi Kaan Altan, diğeri "Lan N'oldu" ve "Püf Püf" adlı şarkıları rock müziğimizin tarihine hediye eden, eski Cramp şarkıcısı Erdinç Ünlü. Diğerleri de eski toprak; basta Andy Ward, davulda Timur Kurşunoğlu, vurmalılarda ise yine Mavi Sakal'dan gelen Sinan Tansal var. İsimleri Karapaks; geçmişte yaşanan talihsiz olaylara, husumetlere istinaden ilk albümlerine verdikleri imalı isim ise "İkinci Yol". Karanlık şarkı sözlerine eşlik eden çiğ melodileri, sert gitarları, kaba vokalleri, akustik çalgılar ve ruhani pasajlar dengeliyor. Karapaks 90'ların başında İstanbul'un tekinsiz sokak aralarındaki barlarda patlayan rock müziğinin ruhunu; bilahare eskiyi yaşatıyor. Tekinsiz sokakların sesi