‘Ecevit astrologa danışsın’

‘Ecevit astrologa danışsın’
Astrolog Hakan Kırkoğlu: "Ecevit’in bir astrologu olduğunu sanmıyorum. Bir astrologa danışsa, daha az hata yapardı bence"
Tuba Akyol

Hakan Kırkoğlu bir yandan İTÜ’de işletme mühendisliği okumuş, diğer yandan astroloji bilgisini geliştirmiş. Bir yandan Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi master’ını tamamlamış, diğer yandan dergilere astrolojik yorumlar yazmış. Bir yandan bankacılık yapmış, diğer yandan İngiltere’deki bir astroloji okulundan diploma almış. Ve nihayet 2000 yılında bankadaki işini bırakıp bir astroloji danışmanlık şirketi kurmuş. Şimdi Hakan Kırkoğlu’nun tüm hayatı astroloji: Danışmanlık yapıyor, Astroloji Birliği Derneği’nde ders veriyor, Milliyet gazetesine ve kendi sitesine astrolojik yorumlar yazıyor.

Nasıl astrolog olunuyor? Kim veriyor sizlere bu titri?
Ben lise yıllarında astroloji ile ilgilenmeye başladım. Çok fazla araştırdım. Kendi kendime öğrendim. Sonra, kendime o kadar güveniyordum ki İngiltere’deki Faculty of Astrological Studies’e "Ben sizde hoca olmak istiyorum" diye yazdım. Gel, sınavlara gir dediler. Sınavlara girdim, diploma aldım.
"Türkiye’de benden başka diplomalı astrolog yok"

Türkiye’deki diğer astrologlar nereden mezun? Onların da diploması var mı?
Türkiye’de maalesef bu konuda diploması olan kişi yok. İnsan kendi kendini geliştirebilir. Ama bu bilgileri bir şekilde belgelemek gerekiyor. Yoksa bunun şarlatanlıktan ne farkı var? Tıp diploması olmayan birinin doktorluk yapması gibi. Astrolojide size danışan kişiyi doğru yönlendirmeniz çok önemlidir. Bilmeyen biri, insanı yanlışa sürükleyebilir. Yani tehlikelidir de aynı zamanda.

Astroloji üzerinde denetim var mı?
Ne yazık ki yok. Kurduğumuz Astroloji Birliği Derneği’nin amaçlarından biri de bu.

Danışma ücretiniz ne kadar?
İki saatlik danışmanlık ücreti ilk geliş için 120 milyon, sonra 100 milyon lira.

Astroloji eğer fal değilse, ne?
Bu bir kültür. Astrolojiye göre zamanın bir niteliği vardır. Bu odayı gece 12.00’de düşünün. Güneş yok, karanlık, daha sessiz. Buna bağlı olarak siz de daha içe dönük, daha duyarlı oluyorsunuz. Güneş doğarken ise bir kıpırdanma, uyanış var. Bilimde zamanın niteliği yoktur; t1, t2 vardır. Astrolog ise zamanın niteliğini araştırır. Dünyanın da bir zamanı vardır.

Siz galiba anayasa fırlatma olayını da öngörmüşsünüz.
O sabah Milliyet gazetesinde yayımlandı, bugünkü enerjiler ülke yönetimine bir zorluk getirebilir, gerginlik olabilir diye yazmıştım.

Politik astroloji mi bu?
Astrolojinin çok değişik yönleri var. Politik, finansal... Ben Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerini de inceledim. İlk başvuru tarihine göre bir harita çıkardım.

Girecek miyiz?
Ben çok pozitif şeyler söyleyemiyorum. AB-Türkiye ilişkileri istekli delikanlı ile nazlı gelinin hikayesi. Ve kavuşsa bile çok da mutlu olamayacak, ayrı dünyaların insanları. Çünkü özellikler büyük ölçüde çatışıyor. Bu konuda bir konferans verdim yurtdışında, bir İtalyan dergide yayımlandı. Bazıları 2005- 2006 falan dediler ama...

Fatih Altaylı’nın "Teke Tek" programında böyle dendi...
Ben o programa özellikle katılmadım. 2002 olaylarını da daha yeteri kadar çalışmamıştım. Açıkçası oradaki seviyeyi de çok iyi görmedim. Aynı platformda oluyorsunuz, ayrımcı değilim ama... Tahmin ettiğim gibi karmaşa da oldu.

"Benim öngörülerimin yüzde 75’i isabetlidir" Yine o programda 2002’de önemli birinin kaybından söz edildi. Siz de görüyor musunuz böyle bir şey?
Kayıp olarak ben görmüyorum.

Biri ölecek ama bu bir kayıp değil mi?
(Gülüyor) Yok yok, o anlamda söylemiyorum. Kastedilen Ecevit’se, o zaten kaç yaşına gelmiş. Bu astrolojik bir tahmin değil. Bu sene Ecevit ölürse, ben bunu bilmiştim mi diyecekler? Türkiye’nin 2002 yılı haritasına göre yönetimi ilgilendirecek konular yılın ikinci yarısında yenilenmeyi getirecek gibi görünüyor. Bu bir kayıp değil.

Ecevit’in astrologu var mı?
Hiç bilmiyorum. Sanmıyorum ama. Bir astrologu olsa, daha az hata yapardı bence.

İşiniz çok riskli, değil mi?
Performansınız çok önemli. Genelde benim öngörülerimde yüzde 75’in üzerinde tutarlılık vardır. Ancak o şekilde kendinizi ispat edip bir noktada kalabilirsiniz. Saçma şeyler söylerseniz kimse size gelmez.

Görüp de yazmadığınız, söylemediğiniz şeyler oluyor mu?
Evet tabii. Bazı şeyleri bağıra bağıra söylememek gerek. Devlet yönetimini riske sokacak bir şey de yapmamak lazım mesela. Büyük bir gazetede depremle ilgili "Son duanızı edin" tarzı bir yazı yayımlandı. Ve sonra deprem olmadı. Tempo da ne yazık ki "Martta deprem olacak" demişim gibi kapaktan verdi benim röportajımı. Ben öyle bir şey demedim. Böyle bir eğilim var dedim ama Türkiye’de bile değil, dünyada.

Ne aşamada deprem çalışmaları?
20. yüzyıldaki 7.5’un üstündeki tüm depremleri gireyim bundan bir sonuç, bir kalıp çıkabilir mi diye düşündüm. Şu anda 865 deprem verisi var elimde. Bunların bir kısmından birtakım şeyler ortaya çıktı. Şimdi oturup İngilizce bir makale yazacağım, yurtdışındaki üniversiteler için.

Daha eğlenceli şeyler de yapıyor musunuz? Mesela "Dadı"daki Melek’in burcu ne; o gözle izler misiniz filmleri?
Dadı hafif fettan... Akrep olabilir. Akrep-Başak karışımı gibi... Güzel bir egzersiz olur bu karakterleri incelemek herhalde. Süpermen mesela. Aslan’dır. Cesur, koruyucu, her şeye gücü yetiyor. Clark Kent’ken de Başak’tır herhalde.n

"Mars Merkür’ün üzerinden geçerken sevgilimle tartışmam" Çocuğunuzun hangi burçtan olmasını istersiniz?
Ben Kova’yım. Bu yüzden çocuğum Yay olsun.. Yay, Kova’ya heyecan ve heves, geniş görüş katar. Kova, Yay’ın hevesli tavrını dengeler.

Duygusal ilişkilerinizde karşı tarafın haritasına bakar mısınız?
Büyüsü bozulur diye bakmak istemiyorum ama. Duramıyorsunuz. Hayal kırıklığını erken engellerim böylece. İlişki ciddiye dönüyorsa bakmakta fayda var. Nerelerde sorun çıkabileceğini görüyorsunuz.

Sevgilinizle astrolojik kavgalar yapar mısınız?
Bazen sevgilime "Zaten şu an Mars Merkür’ün üzerinden geçiyor. Seninle tartışmak istemiyorum şimdi falan..." diyorum.

"Yeğenim iki gün önce doğdu, tüm planlar bozuldu" Her gün kısa kısa burçları yazıyorsunuz. Bunların tutması için 12 tip insan olmalı...
Çok genel olarak yazıyorum. Bir kişi hakkında genel şeyler söylemek mümkün ama tutarlı olması için doğum tarihi ve saatini bilmek gerek. Ben aslında fan fin fon astrolojisi yapmak istemiyorum. Bunu yazın mutlaka, daha geniş bir yer istiyorum gazeteden.

Asrologlar doğum saatine göre harita çıkarır ve yorum yapar, değil mi?
Evet. Doğum saati; oksijeni ilk ciğerine çektiği an, ağlamaya başladığındaki saat önemli.

Ama şimdi doğumlar sezaryenla yapılıyor. Herkes çocuğunun doğum saatini ayarlayabilir.
Buna kader, kısmet ne derseniz deyin. Bazı şeyleri siz ne kadar zorlasanız da evren size onu yaptırmıyor. Ben danışmanlık şirketimi kurarken, bu işleri yapacak kişiye "Ticaret odasına saat tam üçte tescil ettireceksin" dedim. Hiç olmayacak şeyler oldu o gün. Ticaret odasında elektrikler kesilmiş, bilgisayar sistemi çökmüş. Bütün işlemler üçten sonraya sarktı. Ama baktım, haritası daha güzel çıktı sonra.

Doğacak çocuğu için gelenler oluyor mu?
Oluyor. Bana şu gün, hangi saatte doğsun diye soruyorlar. Kesinlikle yapmıyorum bunu.
O çocuğun niye kaderine gireyim? Böyle bir sorumluluğu niye alayım? Kendi yeğenim için böyle bir şey yaptım, iki gün önce doğdu; her şey değişti. Planlasanız da ancak kozmosun size izin verdiği ölçüde yapabiliyorsunuz bunu. Hiç kimse mutlak her şeyin hakimi değil.

Astrologlar Allah’a inanır mı?
Evet. Doğadaki bu ritmi, düzeni gördüğünüz zaman... Bu demek değil ki tamamen iradeniz de yok. Ama her şeyin hakimi değiliz. Ben eskiden olaylara daha sivri bakardım. Şu saatte doğduğu için böyle! Hayır. Onun üstünde de birtakım temalar var. Şimdi reenkarnasyona giremiyorum, olay çorbaya döner...

"Savaş döngüsü var" dedi, savaş çıktı
Kırkoğlu isabetli tahminleri ile dikkat çeken bir astrolog. Ağustosta "Savaş döngüsüne giriyoruz" dedi; 11 Eylül olayları patladı. Finansal astroloji ile de ilgilenen Kırkoğlu’nun NTV’de konuk olduğu program söyledikleri gerçekleşince banttan tekrar yayınlandı.




PAZAR