Pazar En şen, en şuh hikayeler

En şen, en şuh hikayeler

30.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çok ciddi yapıtlardan, sorunlardan, tartışmalardan bıktıysanız ve bunlardan kaçmak istiyorsanız "Bin Bir Buse" son derece sıcak bir sığınak. Kitapta yer alan ve keyifle okunan kimi öykülerin edebiyatçı kaleminden çıktığı açıkça belli

En şen, en şuh hikayeler

Bu sözleri "Bin Bir Buse"nin (Sunuş Irvin Cemil Schick; hazırlayan Ömer Türkoğlu; Kitap Yayınevi) kapsamlı sunuş yazısından aktardım. Schick erotik edebiyatımızın geçmişinin pek o kadar yakınlara dayanmadığını belirtiyor; padişahların emriyle yazılmış ya da çevrilmiş yapıtlardan söz ediyor. "Türkçe yazılmış olan birçok bâhnâmenin kısmen yahut bütünüyle tercüme olması aslında şaşırtıcı değildir, çünkü cinsellik konusunda son derece zengin olan Arap edebiyatı, çevirmenler için bitmez tükenmez bir kaynak teşkil etmiştir" diyor. Bugün cinsellik alanında görülen serbestliğin kırk-elli yıl öncesine kıyasla artmış olduğuna şüphe yoktur. Ancak bu inkâr edilmez veriden hareketle acaba daha öncesi hakkında nasıl bir sonuca varılabilir? Aksini düşündüren bütün işaretlere rağmen, toplumların tarihleri boyunca şaşmaz bir tutarlılıkla hep tek yönde dönüştüklerine inananlar (...) bugünkünü bile aşabilen bir cinsel serbestlik olduğunun kanıtlarıyla karşılaşınca şaşırırlar. (...) Osmanlılar, imparatorluğun en parlak devirlerinde bile, cinsel konuların bazen son derece müstehcen olabilen bir üslupla ele alındığı edebi eserlere yabancı değillerdi." İşte bazı kitap adlarının Türkçeleri: "Gönüllerin Eğlencesi Üzerine", "Itırlı Bahçe", "Aşk ve Âşıklar Üzerine", "Güvercinin Gerdanlığı", "Sevişme İlmini İzah Eden Kitap", "Helal Olan Sihire Dair Taze Suyun Emilerek İçilmesi", "Başka Kitapta Bulunmayacak Olanlara Dair Akıllıların Eğlencesi", "Cariyelerin ve Gulamların Övülmesine Dair Kitap", "Cinsel Birleşme ve Onun İçin Gerekli Olan Bedensel Tedbirlere Dair Kitap", "Gelinin Armağanı ve Canların Eğlencesi", "İhtiyar Adamın Cinselliğin Verdiği Kuvvetle Gençliğine Dönmesi"... Geçmişten kitap örnekleri "Bin Bir Buse" 1923-24 yıllarında İstanbul'da yayımlanmış bir dergi. Alt başlığı: En Şen, En Şuh Hikâyeler. 16'ncı sayısında "Gelecek kış tekrar neşr olunmak üzere, artık neşriyatımızı şimdilik tatil ediyoruz" diye bir not var. Ama bir daha yayımlanmamış. 16 sayıda kalmış.Kimler tarafından yayımlandığı ise pek belli değil. Genel kanı, yayıncısının ünlü romancı Mehmed Rauf olduğu. Bunun ipucunu, aynı dönemde yayımlanan Kelebek dergisinde Necdet Rüştü, bir dörtlüğüyle vermektedir:"Bir 'Eylül' ayında dünyaya geldi / 'Bin Bir Buse' ile sevindi cihân / 'Pervaneler Gibi' şendi, güzeldi / O oldu bize 'Üç Hikâye' yazan!""Eylül", "Pervaneler Gibi" ve "Üç Hikâye"nin Mehmed Rauf'un yapıtları olduğu hatırlanırsa, "Bin Bir Buse"nin yayıncısının kim olduğu anlaşılır.Sadece Mehmed Rauf mu? Dergiye Selâmi İzzet Sedes, Reşat Nuri Güntekin, Osman Cemal Kaygılı gibi yazarlar da katkıda bulunmuş. Yabancı yazarlardan uyarlamalara da bol bol yer verilmiş. Yayımlayan Mehmed Rauf mu? "Bin Bir Buse" kitabı, derginin bütün sayılarını içeren, öykülerin fıkraların, karikatürlerin, çizimlerin yer aldığı bir "toplama". Yeni başlatılan "Sahaflar Çarşısı Dizisi"nin ilki.Yaklaşık 250 sayfada derginin 16 sayısının tümünü okuyabiliyorsunuz. 1920'ler İstanbul'unun "alafranga" yüzünü daha önce pek az yansıtılmış renkli ayrıntılarıyla bulabiliyorsunuz.Derginin yazılarına geçmeden önce karikatürlerine değineyim. O dönemlerin "fıkralı" resimlerine.Sözgelimi, şöyle bir karikatür: Sarışın bir kadın, divanda şişman, yaşlıca bir adama sarılmış. Altında iki satır:"- Şunu anlamak istiyorum... Aşktan sonra erkekler neden mahzun olurlar?""- Bunu anlamıyor musun yavrum... Para vermek zamanı gelir de ondan..."Yakın zamanlara kadar bu tür karikatür anlayışı egemendi. Benim değinmek istediğim "yazılı-yazısız" konusu değil. O dönemlerin karikatürlerindeki çizgi, desen güzelliği. Emek verilerek yaratılmış usta işi düzenlemeler. Elbette günümüz karikatürlerinde çok değerli sanatçılar var; ama "çiziktirilivermiş" yapıtlar çoğunlukta. "Bin Bir Buse"deki karikatürleri bu gözle inceledim; neredeyse hepsinden büyük tat aldım. Emek vererek yaratılmışlar Yazılara gelince, derginin alt başlığında belirtildiği gibi, okuduğum "en şuh" öyküler olduğunu söyleyemem onların. "Âşık onu kavramış, ensesindeki mini mini bukleleri dişleriyle öpüyor, dudaklarının muattar köşelerini emiyor... Ve kadın hayran ve mesud bir tavırla buseleri iade ediyor, onu göğsünün mini mini tedevvürleriyle tazyik ederek şehvetli hararet-i aşkıyla ihata ve işgâl ediyor" cümleleri pek çok yapıtın yanında sanırım pek "masumane" kalıyor. (Anlayamadığınız sözcüklerin karşılığını kitabın sonundaki sözlükte bulabilirsiniz. Muattar: Itırlı, güzel kokulu. Tedevvür: Yuvarlaklaşma. İhata: Çevirme, sarma, kuşatma...)Ama öyküleri "en şen" sınıfına rahatça yerleştirebilirim. Gerçekten de, kitapta keyif duyarak, neşelenerek okumadığım tek öykü yok. Kimilerinin edebiyatçı kaleminden çıktığı açıkça belli.Çok ciddi yapıtlardan, sorunlardan, tartışmalardan bıktıysanız, bir ara vermek, kaçmak istiyorsanız "Bin Bir Buse" kitabı son derece sıcak bir sığınak... Neşelendirmeyen tek öykü yok