Pazar Festivalin görünmez kahramanları

Festivalin görünmez kahramanları

22.08.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Rockn Coke Festivali için Hezarfen Havaalanında kurulan müzik kasabasında doktorundan otopark görevlisine kadar 2 bin 700 kişi çalıştı. Adanalı pamuk işçisi 30 kişilik grup da tarlalarını bırakıp iki sahne kurmak üzere İstanbula geldi

Festivalin görünmez kahramanları

axpaz011.jpg Müzikseverler bu hafta sonu Hezarfen Havaalanında buluşup Rockn Coke Müzik Festivali için kurulan kasabada yerlerini aldı. Uzun süredir bekledikleri grup ve şarkıcıları dinleme imkanına sonunda kavuştular. Kuşkusuz işin bir de sahne arkası var. Müzik kasabasının inşaasında ve festival zamanında hemen her meslekten birçok kişi görevli. Aralarında Adananın Osmaniye ilçesinden gelen pamuk işçisi de var, plastik cerrah da, arıtma işlerinden sorumlu kimyager de. Sahnenin "görünmez kahramanları" anlattı... Can Aydınlık (Kimyager): Görevim buradan çıkarılan her türlü pis su, katı çöplerin organizasyonunu yapmak. Tuvaletler tıkandı, sular taştı, paspasa ihtiyaç duyuldu. Hemen o bölgeye ekip gönderiyorum. Bu yıl 10u engelliler için olmak üzere toplam 400 tuvalet hizmet veriyor. Geçen yıl temizlik için iki ton su kullanmıştık. İki gün uyumadan çalıştım, o kadar yoruldum ki sonunda sızmışım ve beni yatırmaya götürmüş arkadaşlarım. "Tuvaletler tıkanıp sular taşınca ben o bölgeye ekip gönderiyorum" DOKTORLAR Evren Atay: Festivalde 150si doktor 250 kişilik sağlık ekibi çalışıyor. Stage Doctor adlı firmanın ekibiyiz. Festival alanında 25 yataklı hastanemiz var ve bütün hizmetler ücretsiz. Laboratuvarımız, beyin cerrahından çocuk doktoruna, ortopedistten diş doktoruna kadar her branşta sağlık hizmeti verecek ekip var. Geçen yıl bir katılımcı düşmüştü ve yüzünden yaralanmıştı. Plastik cerrahımız müdahale etti. Bir gencin de ayağı kırılmıştı, burada alçı yapıldı ve o kişi evine değil konser alanına döndü. Biliyorsunuz, dışarıdan ilaç ve içkinin kasabaya girişi yasak. Hasta olanlar doktor gözetiminde ilaçlarını alacak. Amacımız insanları kısıtlamak değil korumak. Geçen yıl alkol komasına giren değil de alkolü fazla kaçıranlar oldu. Bazıları da devam etse komaya girebilirdi. Biz bu kişilere revirde, damardan şekerli sıvı ve B vitamini veriyoruz. Bu saydıklarım 15 bin kişinin içinde 10 vakadır. Bu yıl böyle 10 bin kişi çıksa bile biz tedarikliyiz. "Plastik cerrahımız bile var" İdris Çelik: Ben çevre sağlığından sorumluyum. Burası kırsal bir bölge, yan tarafta bir göl var. Haşere, yılan, akrep tarzı zararlılarla ilgili 13 Temmuzdan bu yana çalışma yaptık. Ama en büyük sıkıntımız karasinekler ve arılardı. Hepsini temizledik. Geçen yıl 10 arı sokma vakası olmuştu. O yoğunluğa göre bu çok normal. Bu yılki hedefimiz sıfır vaka. Biz aynı zamanda alana giren gıdaların denetimini de yapıyoruz. Pişen bir hamburgerin bile denetimini yapacağız. Altı gıda kontrolörü arkadaşımız devamlı gezecek. Gelen katılımcıların sağlığını tehdit eden mekanlar bize verilen yetkiyle hemen kapatılacak. "Geçen yıl 10 arı sokması vakası oldu. Şimdi bütün arıları, sinekleri temizledik" OTOPARKÇI Halil Madakbaş: Geçen yıl da buradaydım. Çok başarılıydık. Binlerce araç ip gibi dizilmişti. İçeri giren katılımcıların transferini yaptık. Bu yıl 190 kişilik ekibimiz var. 30 ayrı giriş kapısında ve otoparklarda görev yapacağız. Bu işin püf noktası sistemli çalışmak. Geçen yıl bu koordinasyonu sağladığımız için kaos yaşanmadı. "Otoparkımız 4 bin araçlık" TEMİZLİK GÖREVLİSİ Reyhan Fatma Ordu Bir aydır burada çalışıyorum. Yüzlerce insanın yaşadığı bir yeri temizlemek ilk başlarda çok zordu ama artık alıştım. Ekibin yaşadığı yerleri, masaları, sandalyeleri temizliyorum, çay demliyorum. Sabah 08.30da kalkıyorum. Akşam 19.00a kadar buradayım. Hayatımda içmediğim kadar kolayı bu işyerinde içtim. Kim sahneye çıkıyor bilmiyorum. Konser benim neyime... Bizden geçti artık. "Hiç bu kadar kola içmemiştim" PAMUK İŞÇİLERİ Mehmet Peker (İnşaat kalfası): Adana Osmaniyeliyim. 42 yaşındayım. 15 yıldır İstanbula gelip gidiyorum ve inşaat kalfalığı yapıyorum. Hepimiz aynı köydeniz ve İstanbuldaki bir firma adına çalışıyoruz. Buradaki işimiz bittikten sonra Adanaya dönüyoruz ve orada çiftçilik yapıyoruz. Pamuk, yulaf, arpa, buğday, yerfıstığı yetiştiriyoruz. Memleketten bir usta arkadaşım beni yanına almış ve bu işi öğretmişti. Eurovisionun yapıldığı Abdi İpekçideki salonu da biz kurmuştuk. Geçen yıl da buradaydık. Artık bu işte uzmanlaştık. Sonuçta ekmek parası bu. Ben 1 milyar lira maaş alıyorum. Dört çocuğumu okutmak için iki işi de yapmak zorundayım. İşlerimizi artık tamamladık. Konserleri izleyip tarlalarımızın başına döneceğiz. Çünkü bu işin eziyetini çektik, konser izlemeden gitmek olmaz. "İki aydır işin eziyetini çektik, konser izlemeden dönmeyeceğiz" Mehmet Demirci (İnşaat ustası): Bu işi çocukluktan beri yapıyorum. 51 yaşındayım. Ekip olarak da artık ihtisaslaştık. Burada kaynaktan elektrik işlerine, çit germeden sahne kurmaya kadar her işi yapıyoruz. Aynı zamanda tarımla da uğraşıyoruz. Burada işimiz olmadığında tarlamızda, bahçemizde çalışıyoruz. En son ne zaman tatil yaptığımı bile bilmiyorum. Çünkü sürekli çalışıyorum. Her işin olduğu gibi bu işin de zorluğu var elbette. Size verilen projeyi aynen uygulamanız gerekiyor. Bizi hatasız çalıştığımız için tekrar buraya çağırdılar. Festivalde kimlerin sahneye çıkacağını tam bilmiyorum ama içlerinden sadece Mazhar-Fuat-Özkanı tanıyorum. Onları dinlemek için kalacağım. Bu işin en güzel tarafı da yaptığın işten sonra aldığın zevk ve bedava konser izlemek. "MFÖyü dinleyeceğim" Seyit Kıl (İşçi): Evliyim, iki çocuğum var. 25 yaşındayım. Adanada iş yoktu. Buradaki arkadaşlarıma telefon ettim, bana "Rockn Cokeun işi var" dediler. Ben de atlayıp geldim. 20 gündür buradayım. Sabahtan akşama kadar çadırlarla ilgileniyoruz, döşeme yapıyoruz. Kalfa ne derse o işi yapıyorum. Memlekette tarlada çalışırken de burada da eğilip kalkıyoruz, sıcakla baş etmeye çalışıyoruz. Tarlayla burası arasında pek bir fark yok, sonuçta yoruluyoruz. "Adanadaki tarlayla burası arasında pek bir fark yok"