16.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
PELİN ÇİNİ pelincini@milliyet.com.tr
Asmalımescit’in arnavutkaldırımlı sokaklarında yokuş aşağı yürüyüp General Yazgan Sokak’ın sonuna geldiğimizde kendimizi Leblon’un kapısında buluyoruz. Yeşil-beyaz “Leblon 11” tabelasının yanından girdiğimizde, bizi yönetmen Çağan Irmak‘ın “Issız Adam” filmindeki Alper karakterinin her akşam mesai sonrası oturup bir kadeh şarap içtiği o meşhur merdivenler karşılıyor.
Cam kenarındaki bir masaya oturuyoruz. Yüzümüz şarap şişelerinin üst üste dizildiği küçük bir mahzeni andıran ve tepesindeki kara tahtalarda çeşitli peynir ve şarküteri ürünlerinin fiyatlarının yazılı olduğu köşeye dönük, Leblon’un sahibini bekliyoruz.
Leblon’un sahibi Arda Türkmen 33 yaşında bir işadamı. İş hayatına öğrenci turları düzenleyerek başlamış, bir süre Bursa ve Antalya’da bar işletmeciliği yaptıktan sonra 2004’te Roka Davet isimli catering firmasını kurmuş ve ardından da Leblon’u açmış.
Zaten Türkmen ile Çağan Irmak’ın yolları da bu catering firması nedeniyle kesişmiş. “Issız Adam”ın yapımcılığını üstlenen Most Productions tüm davet ve organizasyonlarında Roka Davet ile çalışıyormuş. Irmak, Leblon’u görüp “Filmde Alper’in restoranı mutlaka burası olmalı” dediğinde iletişime geçmeleri hiç zor olmamış.
“Issız Adam” filmini izleyenler Leblon’a geliyor
Yanımıza oturur oturmaz Türkmen’e yüzümüzün dönük olduğu bol şaraplı ve kara tahtalı köşeyi soruyorum. O da bana “Orası bizim gurme köşemiz. Orada bulunan yerli şarapların hepsinden kadeh olarak içebilir ayrıca tahtada fiyatı yazan şarküteri ürünlerinden de dilediğin kadar alabilirsiniz. Yani peynir tabağı söyleyip şarabını pek de sevmediğiniz bir peynirle içmek yerine kendi tabağınızı kendiniz yaparsınız” diyor ve ekliyor: “Bu fikir müşterilerin de hoşuna gitmiş olacak ki özellikle orası için rezervasyon alıyoruz.”
Filmden sonra Leblon’un müşteri kitlesinde artış yaşanmış. Türkmen “İnsanlar filmden çıkıp buraya geliyor ve Alper’in restoranında bir şeyler yiyip içmek istiyorlar” diyor. Tam o sırada biraz önce filmden çıktıkları yüzlerinden okunan bir anne kız gelip yanımızdaki masaya oturuyor.