Pazar "Forması için oynayan, yerden yere atlayan bir takım yaratıyoruz"

"Forması için oynayan, yerden yere atlayan bir takım yaratıyoruz"

31.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

A Milli Basketbol Takımı kaptanı İbrahim Kutluay: "Bu ekipte artık kimin oynadığı, kimin sayı attığı önemli değil. Geçmiş dönemlerdeki gibi aralarında çekişme yaşayanlar artık burada olmayacak"

Forması için oynayan, yerden yere atlayan bir takım yaratıyoruz

Takımın en tecrübeli ve skorer oyuncuları olan İbrahim Kutluay (Fenerbahçe Ülker) ve Serkan Erdoğan (TAU Ceramica) ile idmandan önce buluşmak üzere Abdi İpekçi Spor Salonu'na gittik. Kutluay ve Erdoğan'ı Milli Takımlar İdari Sorumlusu Barbaros Akkaş'ın ofisinde bekledik.Bu odada birkaç dakika geçirdiğinizde sporcu disiplininin nasıl bir şey olduğunu, oyuncuların nasıl mum gibi olduklarını ve şampiyonaya hazırlanmanın hayattaki başka hiçbir strese benzemediğini anlıyorsunuz. Telefonlar susmuyor, organizasyonu yapan Akkaş aynı anda yaklaşık 15 işle uğraşıyor.Diğer oyuncular idmandan önce sahaya girip top sektirirken, Kutluay ve Erdoğan yılların verdiği kıdem sonucu en geç gelenlerdi. Dolayısıyla röportaj için pek vaktimiz kalmadı. Her ne kadar takım menajeri Harun Erdenay "Ben Tanjeviç'i lafa tutarım, antrenman geç başlar" dediyse de (ki hakkını yemeyelim, bize bayağı yardımcı oldu), Kutluay ve Erdoğan'la 10 dakika kadar konuşabildim. Milli takım antrenörü Tanjeviç'in tek işaretiyle sahadaki yerlerini aldılar. İdman başladı ve Tanjeviç'in "Use your head!" (Kafanı kullan) nidalarıyla sürüp gitti. Genç oyunculardan oluşan kadrosuyla dikkat çeken A milli takımımız 19 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Dünya Erkekler Basketbol Şampiyonası için hazırlıklarını sürdürüyor. İtalya'daki kamptan sonra hazırlık maçlarına başlayan takımımızın oyuncuları kendi deyimleriyle "milli forma duygusunu yüreklerinde hissediyor". NBA'de oynayan Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur sakatlık gerekçesiyle milli takıma katılmadı. Yeni 12 Dev Adam genç, istekli ve azimli oyunculardan kurulu. İbrahim Kutluay: 13 yıldır A milli takım formasını giyiyorum. Bununla gurur duyuyorum. Çağrıldığım her sefer hiç bahane göstermeden takımla beraber oldum. Türk halkına karşı sorumluluğum var, benden beklentileri var. 70 milyon insan bizden başarı beklerken, performansımın en üst noktasındayken takımda olmamak üzücü olurdu. Hidayet ve Mehmet Okur sakatlıklarını gerekçe göstererek Dünya Şampiyonası için milli takıma katılmadı. Siz ne düşünüyorsunuz? Serkan Erdoğan: İlk kamp dönemi İtalya'da gerçekleşti. Kondisyon yüklemesi dönemi bitti. Hazırlık maçlarında oynayabileceğimiz en iyi basketbolu oynayıp hazır duruma gelmeye çalışacağız. İbrahim K.: İtalya'da idman yaparak hazırlandık. Bu idmanların hepsi daha çok dayanıklılığa yönelik antrenmanlardı. Akşamları teknik ve taktik anlamda basketbol antrenmanları yaptık. Son iki gün de maç yaptık. İstanbul'da taktiksel antrenmanlar yapıyoruz ve önümüzde turnuvalar var. Bu turnuvalara hazırlanıp kendimizi göreceğiz. Çünkü bu yeni bir takım. Birbirimize daha iyi alışıp Dünya Şampiyonası'na kadar hazır duruma geleceğiz. Japonya'da gerçekleştirilecek olan Dünya Şampiyonası için nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz? "İleriye dönük bir kadromuz var" Serkan E.: Takımın zayıf olduğu görüşüne katılmıyorum. Milli takımdaki her oyuncu çok değerli ama beklentileri çok yüksek tutmamak lazım. Önceki yıllarda hep bu yaşandı, beklentiler çok yüksekti. Onun dışındaki her sonuç başarısızlık olarak görüldü. Son Dünya Şampiyonası'ndaki dokuzunculuktan daha iyi olan her derece başarıdır.İbrahim K.: Bence de takım zayıf değil. Tabii ki gelmeyen bazı arkadaşlarımızın kapasitesi tartışılmaz ama buradaki her arkadaş genç de olsa, yüksek tecrübeye sahip ve çok yetenekli oyuncular. Daha önceki turnuvalara çok daha iyi kadrolarla katıldık ama istediğimiz dereceleri elde edemedik. Bu yıl daha çok savaşan, forması için oynayan, yerden yere atlayan ve hiçbir zaman maçı bırakmayan ruhta bir takım yaratmaya çalışıyoruz. Hazırlık maçlarını da böyle oynadık. Birbiri için oynayan ve formasını sonuna kadar terleten oyunculardan kurulan milli takımı sahaya yansıtırsak her takım kadar biz de şanslıyız. Dünya Şampiyonası bu, kolay bir turnuva değil. Geçen sefer daha iyi bir kadroyla dokuzuncu olmuştuk. Şimdi genç ama ileriye dönük bir kadroyla çok daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Milli takım son üç-dört turnuvada başarısız oldu. Şimdiki takımın daha zayıf olduğu söyleniyor. Sizin beklentileriniz neler? "Aramızda rekabet yok" İbrahim K.: Daha önceki takımda da beraber oynadık. Aramızda rekabet yok. Aynı pozisyonu paylaşacağız. Beraber oynadığımız dönemler de olacak. Tabii ki rekabet olacak, rekabet güzel şey ama arkadaşlığı, birbirine saygıyı ve birbiri için oynamayı ön planda tutan bir takım yaratmaya çalışıyoruz. Geçmiş dönemlerdeki gibi aralarında çekişme olan oyuncular olmayacak bu takımda. Serkan E.: Kaptana büyük saygım var. Onunla oynamak benim için önemli bir olay. Burada başarı için herkesin bir fedakarlık yapması lazım. İbrahim K.: Bu takımda artık kimin oynadığı, kimin sayı attığı fazla önemli değil. Önemli olan takımın kazanması. Takım kazandığı sürece milli takım kazanır çünkü bu bizim takımımız değil, bu ne benim ne Serkan'ın ne Tanjeviç'in ne de Harun Erdenay'ın takımı. Bu 70 milyon insanın takımı. Takımı galip getirmek için elimizden geleni yapacağız. İkiniz aynı pozisyonda oynuyorsunuz. Aranızda rekabet var mı? İbrahim K.: Japonya, Türkiye'ye uğurlu geliyor olabilir. Duyduğumuz kadarıyla orada Türk insanına ve Türk takımlarına karşı yoğun bir ilgi de varmış. İnşallah tribünler bize destek olur. Zaten bizim oynadığımız basketbol ve sahadaki mücadelemizin taraflı tarafsız herkesin beğinisini kazanacağını düşünüyorum. İnşallah uğurlu gelir ve bu şampiyonadan alnımızın akıyla çıkarız. Futbol milli takımının son başarısı da Japonya'daydı. Şans getirecek mi sizce Japonya? İbrahim K.: Herkes kendine göre fedakarlıklarda bulunuyor. Benim yeni kızım oldu ve onu daha az görüyorum. Ama bu formayı giydiğimiz için her türlü fedakarlığı yapmak durumundayız. Serkan'ın da kızı var. Burada herkes milli takım uğruna eşinden, çocuğundan, arkadaşlarından ayrı kalabiliyor. Daha yeni bir kızınız oldu. Şimdi ise kamptasınız. Onu yeterince görememek sizi üzüyor mu? Serkan E.: Oyuncuların çoğu evli. Akşam herkes evine gidip normal hayatına devam ediyor. Çok özel bir şekilde beslenmiyoruz. Herkes gibi. Kamp döneminde nasıl yaşıyorsunuz? Serkan Erdoğan "İspanya'da beklediğimden daha iyi bir sezon geçirdim" Benim ilk sezonum beklentilerimin üzerinde çok başarılı geçti. İspanya'daki basketbol çok zor bir basketbol. Oradaki spor anlayışı çok farklı. Spor kültürü bambaşka, insanların spora bakışı çok değişik, medya çok sporun içinde. İspanya'daki yabancı oyuncular üzerinde büyük bir baskı var çünkü çok göz önündeyiz. Onun sıkıntılarını yaşadım. Başlangıçta zorlandım ama sonra alıştım. İspanya'daki basketbol hayatınız nasıl gidiyor? İbrahim Kutluay "Türkiye'deki şampiyonada sporu bırakacağım" Bilmiyorum. Ben Fenerbahçe'nin altyapısında yetişip hem Avrupa'da hem NBA'de oynayan ve milli takım kaptanlığı yapan tek sporcuyum. Şu anda Fenerbahçe'de bulunduğum için de çok mutluyum. Çünkü Fenerbahçe benim yuvam. Ayrıldığım, orada oynamadığım dönemlerde bile Fenerbahçeliliğimden her zaman gururla bahsettim. Bu yıl kaptan olurum ya da olmam, bu çok önemli değil. Önemli olan takımın göstereceği performans ve sezon sonundaki başarısı. 100'üncü yılda Fenerbahçe Ülker'i basketbolda şampiyon yapabilirsek takımda bulunan tüm arkadaşlarım, teknik kadro, idari kadro, herkes kulüp tarihine altın harflerle adını yazdırır. Bu yüzden de bunun için çok yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Şimdi Fenerbahçe Ülker'desiniz. Çok güçlü bir kadro kuruldu. Kaptan olmayı bekliyor musunuz? Kendimi çok formda hissediyorum. Dört yılda bir Dünya Şampiyonası yapılıyor. Önümüzdeki şampiyona Japonya'dan sonra Türkiye'de olacak. Ben oynamak isterim. Hedefim de zaten o Dünya Şampiyonası'nda sporu bırakmak ama tabii önümüzdeki yıllar ne gösterir bilmem. Dört-beş yıl daha oynamak istiyorum. Bu son da olabilir ama önümüzde daha Avrupa Şampiyonası var, turnuvalarda başarı gösterirsek olimpiyatlar olabilir. Bırakma planı yapmadım. Milli takımda mı bırakırım, kulüp takımında mı bırakırım, şu anda karar vermedim. Yaş itibarıyla kariyerinizin sonuna yaklaşıyorsunuz. Bu sizin son dünya şampiyonanız olabilir mi? 1-Serkan Erdoğan 2-Fatih Solak3-Kerem Gönlüm4-Ermal Kurtoğlu5-Semih Erden6-Cem Dinç7-Oğuz Savaş8-Ersan İlyasova9-Kaya Peker10-İbrahim Kutluay11-Barış Ermiş12-Cenk Akyol13-Hakan Demirel14-Ender Arslan15-Engin Atsür16-Uluğ Kaçaniku Yeni dev adamlar Takımın "cool adamı" 1978, Amasya doğumlu. 2005 Temmuz'unda İspanya Ligi (ACB) takımı Tau Ceramica Vitoria ile üç yıllık sözleşme imzalayarak İspanya'da oynayan ilk Türk basketbolcu oldu. Takımın "cool adamı" diye bilinen Erdoğan eskiden bir köşede oturup kimseyle konuşmazken şimdi daha sıcakkanlı. Ender Arslan kadar olmasa da takıma esprileriyle renk katıyor. Takımda forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,90 metre. Kahvede keşfedildi 1980, Kayseri doğumlu. Babasının kahvehanesinde çay servisi yaparken keşfedildi. Baskete 18 gibi geç bir yaşta başladı. Galatasaray'da oynuyor. Çok hırslı; hemen her fırsatta Hidayet ve Mehmet Okur'a atıfta bulunarak "Ben bu takım için canımı veririm" diyor. İtalya'daki kampa hasta hasta geldi, bütün idmanlarda da bir yandan öksürdü. En sevdiği yemek mantı. Takımda pivot pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,14 metre. Basketbola geç başladı 1977, Ankara doğumlu. Basketbola 19 yaşında başladı. Altı yıl Ülkerspor'da forma giydikten sonra 2005/2006 sezonu başında Efes Pilsen'e transfer oldu. Takımda power forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,08 metre. Uçaktan çok korkar 1980, Arnavutluk doğumlu. Genç yaşta İstanbul'a gelen Kurtoğlu Türk vatandaşlığına geçti. 2003'te Efes Pilsen'e transfer oldu. Kurtoğlu, Arnavutluk'ta "arnavutciğeri" diye bir yemeğin olmadığını iddia eder ve arkadaşları bu konuda ona sık sık şaka yapar. Uçaktan çok korkar, türbülansta beti benzi atar ve hemen bir yerlere tutunur. Film meraklısı, her seyahatte yanına üç-dört film alır. Takımda power forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,10 metre. Kebap yemeyi seviyor 1986, İstanbul doğumlu. Boşnak asıllı. Sırpça konuşabiliyor. Ülker altyapısından yetişti. Geçen yıl Fenerbahçe'ye transfer oldu, halen bu takımda oynuyor. En sevdiği yemekler kebap çeşitleri ve Boşnak böreği. Takımdaki pozisyonu power forvet. Boyu 2,13 metre. Babası milli atletti 1986, Almanya doğumlu. Annesi Alman, babası Türk. Babası Cem Dinç eski milli atlet, 1970'lerde 110 metre engelli koşuda Türkiye ve Balkan rekorları var. Dinç babasının teşvikiyle 12 yaşında basketbola başladı. 17 yaşında ABD'ye gitti. Indiana Üniversitesi'nde oynuyor. House, R&B ve hiphop dinlemekten hoşlanıyor. En sevdiği yemek tavuk şiş ve bulgur pilavı. Takımda forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,10 metre. Fenerbahçe istedi, gitmedi 1987, Balıkesir doğumlu. Bu yıl Beşiktaş'a transfer oldu. Fenerbahçe Ülker takıma gelmesini çok istedi ancak o tercihini Beşiktaş'tan yana kullandı. Takımda pivot pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,10 metre. "En Değerli Oyuncu" seçildi 1987 doğumlu. 2002 yılında Özbekistan'da keşfedilip Türk vatandaşlığına geçirildi. 2004'ten beri NBA takımı Milwaukee Bucks'ta oynuyor. İlyasova geçen hafta İzmir'de düzenlenen Avrupa Ümitler Basketbol Şampiyonası'nda "En Değerli Oyuncu" seçildi. Takımda forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,06 metre. Yürekliliğiyle tanınıyor 1980, Ankara doğumlu. 2000'den beri Efes Pilsen'de oynuyor. Maç içinde elektriklenen tüm pozisyonlarda Peker vardır. Yürekliliğiyle tanınır; sakatlanmaktan korkmadan her türlü pozisyona ve ikili mücadeleye girer. Herkesin heyecanlandığı yerlerde soğukkanlı tavırlarıyla dikkat çeker. Peker koyu Galatasaraylı. Takımda power forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,07 metre. En büyük tutkusu tavla 1973, İstanbul doğumlu. Fenerbahçe Ülker'de oynuyor. Kutluay'ın başlıca hobisi tavla oynamak. Tavlada kaybetmeye gelemez. Sık sık da her konuda iddiaya girer. Takımın abisi olduğu için genç oyuncularla çok ilgilenmeye çalışıyor. Fenerbahçe futbol takımının konusu açıldığında eleştirilere pabuç bırakmaz. İki eli kanda da olsa ne yapar eder Fenerbahçe maçlarını izler. Oteldeyse düzenek kurdurur. Takımda forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,98 metre. Sessiz sakin bir yapısı var 1985, İstanbul doğumlu. İki sezondan beri Efes Pilsen A Takımı'nda oynuyor. Ermiş takımın sessiz sakin oyuncularından biri. Saha içi özellikleri itibarıyla çok kaliteli bir oyuncu. Aynı zamanda takımın smaç vuran yegane oyun kurucusu. Takımda guard pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,94 metre. Yeni İbrahim Kutluay 1987, İstanbul doğumlu. Efes'in altyapısından yetişti. 2005'te NBA'e seçildi. Şu an Efes Pilsen'de oynuyor. "Yeni İbrahim Kutluay" denen Akyol takımın en duygusal oyuncularından biri. Oyundan alındığında morali bozulur. Antrenörlerin bu konuda hassasiyet göstermesi gerekiyor. Takımda forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,98 metre. En çok yatağını özlüyor 1986, Erzurum doğumlu. ABD'de Western Carolina Üniversitesi'nde oynadı. Şu anda Fenerbahçe Ülker'de oynuyor. Kamptayken en çok yatağını özlüyor. Kendini "lider ruhlu" diye tanımlıyor. En sevdiği yemek hünkarbeğendi. Takımda guard pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,92 metre. Taklitte üstüne yok 1983, İstanbul doğumlu. Beş yıldır Efes Pilsen'de oynuyor. Arslan kampların neşe kaynağı. Oyuncu taklitlerinde üstüne yok. Sık sık özellikle menajer Harun Erdenay, Murat Evliyaoğlu, Orhun Ene, Murat Cangüler ve malzemeci Mithat'ın taklidini yapar. Takımda guard pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,90 metre. Takımın en ağırbaşlısı 1984, İstanbul doğumlu. North Carolina State Üniversitesi'nde oynuyor, aynı zamanda işletme eğitimi alıyor. Genç yaşına rağmen takımın en ağırbaşlısı. Duygularını belli etmemekte çok başarılı. Özellikle tarihi romanlar okumaktan hoşlanıyor. Takımda guard pozisyonunda oynuyor. Boyu 1,93 metre. Ailesine çok düşkün 1985, Kosova doğumlu. 11 yaşında Priştina Basketbol Kulübü'nde basketbola başladı. 1998'de Tofaş'a geldi ve halen burada oynuyor. Kendini "dürüst, çalışkan, ailesine düşkün biri" olarak tanımlıyor. Ailesi yanında, iki abisi İngiltere'de yaşıyor. Kamptayken ailesiyle yemeğe gitmeyi özlüyor. En sevdiği yemek İzmir köfte. Takımda forvet pozisyonunda oynuyor. Boyu 2,02 metre.