Pazar Futbol teknolojiye direnemedi

Futbol teknolojiye direnemedi

20.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Uzun yıllar teknolojiye direnen futbol artık muhafazakar değil. FIFA “gol çizgisi teknolojisi”ne yeşil ışık yakmıştı. Atletico Madrid’in yardımcı antenörü German Burgos’un sahaya Google Glass ile çıkması ise futbolda giyilebilir teknolojilerin geleceğini tartışmaya açtı

Futbol teknolojiye direnemedi

Teknolojinin hayatın her alanına sızmak gibi bir özelliği var. Siz her ne kadar bazı şeyleri teknolojiden sakınmak isterseniz isteyin, teknoloji her zaman bir yol buluyor. Bunun bir örneği de futbol. Futbol uzun yıllar teknolojiye kapalı bir spor olmuştu. Fakat futbolun inanılmaz ölçülerde bir pazara dönüşmesi bu sporu “hata kaldırmaz” bir hale getirdi. FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) önceleri dirense de “gol çizgisi” teknolojisini ciddiye almaya başladı. Hatta bu teknolojinin Brezilya’da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası’nda kullanılmasına karar verdi. Şimdilerde ise yenilikçi ürünlerin futbola adapte edilip edilemeyeceği tartışılıyor. Google’ın son birkaç yıldır geliştirdiği ve sonunda piyasaya sürdüğü Google Glass da bu ürünlerden biri.

Canlı canlı istatistik
İspanya futbol ligi La Liga’da Real Madrid ve Barcelona’nın önünde son haftalara lider giren Atletico Madrid takımının yardımcı antenörü German Burgos, geçtiğimiz hafta oynanan Getafe mücadelesini yedek kulübesinden Google Glass’ıyla izleyerek bu ürünü bir futbol mücadelesine taşıyan ilk
isim oldu. Maç sonunda yapılan açıklamalarla anlaşıldı ki Burgos’un “gözlüğü” oyun sırasında antrenöre canlı istatistikler veriyordu. Universidad Catolica San Antonio de Murcia (UCAM - San Antonio Katolik Üniversitesi ), La Liga’nın ilgili ekibi ve Mediapro tarafından geliştirilen bir programı kullanan Google Glass’ın Burgos’a “canlı canlı” geçtiği istatistikler arasında topla oynama ve isabetli pas oranı, şut, kart durumları gibi birçok bilgi var. Tabii German Burgos’un gözlüklü fotoğrafı internete düşünce “Arda Turan’lı Atletico Madrid’in başarısının sırrı bu mu?” muhabbeti de başladı.
Bu muhabbetlerde, sıklıkla efsane teknik adam Alex Ferguson’a atfedilen “İstatistikler mini etek gibidir. Çok şey gösterir ama en çok merak edilenleri göstermez” özlü sözünü de sıklıkla duyar/okur olduk.

Hakemlerin gözüne gözlük...
Hafta başında programın geliştiricilerinden biri olan La Liga ekibi de bir açıklama yaptı: “Ürün, sahadaki mücadelenin analizine gerçek zamanlı olarak ulaşma imkanı sağlıyor. Kulüpler hem kendi takımlarının hem de sezon boyunca karşı karşıya gelecekleri takımların istatistiklerine bu ürün sayesinde erişebilecek. Bu, Google Glass’ın futbola katkısının ilk örneği.”
Ekibin açıklamasından anlaşılan Google Glass’ın futbola katkılarının devam edeceği. Fakat bunu anlamak için onların açıklamalarına ihtiyacımız yoktu. Çünkü Almanya’da yaklaşık bir yıldır devam eden bir tartışma var ve bu tartışma hakemler ile Google Glass çevresinde şekilleniyor. Hakemler ve Google Glass dediğimiz anda kafanızda bir ampul yanmıştır tabii. Şöyle ki Almanya’nın son yıllarda inanılmaz bir yükselişe imza atan “süper ligi” Bundesliga’da hakemlerin Google Glass kullanmaları ve pozisyon tekrarlarını izleyerek doğru kararlar verebilmeleri gerektiği açık açık dile getiriliyor. Bundesliga hakemlerinin direktörü Andreas Rettin de zaten prestijli Alman gazetesi Sued Deustche’ye yaptığı açıklamada, “Açıkçası biz her türlü yenilikçi teknolojiye açığız. Fakat böyle temel bir karar verirken dikkatli olmamız gerektiği de bir gerçek. Google Glass gibi bilgisayar gözlükler hakemler tarafından da kullanılmalı mı, bu konuda düşünmeliyiz” demişti.
Bu açıklamalardan anlaşılan şu: Google Glass’ın başını çektiği bu teknoloji hakem ve teknik adamlar için yeni bir çağın başladığının işareti olarak algılanmalı. Tabii bu durumda insanın aklına farklı sorular da geliyor. Mesela Google’ın patentini almak için başvurduğu Google Lens bir gün gelir de futbolcuların gözlerindeki yerini alır mı?
Zaman gösterecek...

Haberin Devamı

Top çizgiyi geçti-geçmedi sorununa kameralı çözüm

Futbol müsabakalarının sonucunu direkt etkileyen iki karar var. Birincisi ofsayt. İkincisi ise topun çizgiyi geçip geçmediği. Futbola ve futbol tarihine meraklı olanlar İngiltere’de düzenlenen 1966 Dünya Kupası’nın finalini hatırlayacaklardır. Finalde karşılaşan ev sahibi İngiltere ile Batı Almanya normal sürede ikişer gol atmış, maç uzatmaya gitmişti. Fakat İngiliz Geoff Hurst’ün 101’inci dakikada attığı tartışmalı gol
(ve 119’uncu dakikada attığı gol) kupayı İngiltere’ye kazandırmıştı. İngiltere’nin üçüncü golünde topun çizgiyi geçmediği sonradan ortaya çıktı. Keza 2010 Dünya Kupası’nda yine Almanya ve İngiltere’nin karşı karşıya geldiği maçta bu kez bu durumdan İngiltere zararlı çıktı. Frank Lampard’ın şutunda top üst direğe çarparak kalenin içine düştü ama gol kararı çıkmadı. Belki de işte bu son örnek FIFA’nın sabrının taşmasına neden oldu. Uzun süre
“gol çizgisi teknolojisi”ne direnen FIFA, 2014 Dünya Kupası’nda bu teknolojinin kullanılmasına izin verdi.
Peki bu teknoloji nasıl çalışıyor? Aslında FIFA’nın lisans verdiği dört farklı teknoloji var. Fakat 2014 Dünya Kupası’nda Alman firması GoalControl’ün sistemi kullanılacak. Bu sistem 14 farklı kamerayla topun çizgiyi geçip geçmediğini algılayarak, hakemlere uyarılar gönderiyor.

Haberin Devamı

Sporculara yakın takip

Futbolu hatta tüm takım sporlarını değiştirme potansiyeline sahip birçok teknoloji var. Giyilebilir teknolojiler bunlar arasında en önemlileri. Şubat ayında Amerika’da Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından düzenlenen Spor Analizleri Konferansı’nda bu teknolojiler üzerine tartışıldı. Bu konferansın öne çıkan teknolojisi ise sporcuların formalarına eklenecek bir çiple onların performanslarını değerlendiren bir sistem. Bu sistem sporcuların müsabaka sırasında
ne kadar efor sarf ettiklerini, ne kadar mesafe katettiklerini ve kalp atış hızlarını değerlendirip teknik adamlara iletebiliyor. Bu teknoloji sporcuların sahada kalp krizi geçirip hayatlarını kaybetmelerini de önleme potansiyaline sahip olması açısından önemli. n