Pazar Geçmişin ayak izlerini arayan yolcu

Geçmişin ayak izlerini arayan yolcu

18.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Geçmişin ayak izlerini arayan yolcu

MÜZİK Eugenia Popescu-Judetz Türk musikisi kaynakları ve Osmanlı seyirlik sanatları konusunda önemli bir yazar, araştırmacı ve uzman Sevdiği işi yapmanın kıvancıyla hikayeler anlatan bu bayan, Türk musikisi kaynakları ve Osmanlı seyirlik sanatları konusunda önemli bir araştırmacı, yazar ve uzman. ABD'nin Pittsburgh Duquesne Üniversitesi'nde etrafında saygın bir öğretim üyesi, ayrıca üniversite müzesinde danışman. Türk musikisi kaynakları ile Romen halk sanatları hakkında yayımlanmış sayısız kitabın sahibi. Minyon yüzünün üzerine özenle seçilerek oturtulmuş beyaz kasketi ve gözlerinin etrafındaki yaşlılık kızarıklıkları uyumlu bir renk ikilisi oluşturuyordu. Kelimeleri özenle seçiyor, özellikle basit olmasına gayret ediyordu iyi anlaşılmak için. 82 yaşını inkar eden bir bilinç ve dimağa sahipti bayan Eugenia Popescu-Judetz. Sıklıkla Türkiye'ye geliyor, özellikle İstanbul'da uzun süre kalıyor; geçmişin ayak izlerini arayan bir yolcu gibi. Bu geliş gidişlerde bir-iki eski dost ve akademisyen dışında kimsecikler karşılamıyor kendisini. Yüzünde flaşlar patlamıyor, TV programlarına konuk edilmiyor, gazeteler için söyleşiler yapılmıyor. Semt semt, karış karış geziyor şehri bayan Eugenia. Kayıtlar topluyor, bulduğu ender kitaplar, el yazmaları ve hat parçalarıyla yolunu aydınlatıyor; nadide malzemelerini satırlara dökerek tarihin tanıklığının hizmetine sunuyor. İstanbul'daki bir avuç araştırmacı arasından az sayıda dost edinmişti bayan Eugenia. Onların yönlendirme ve heveslendirmeleri doğrultusunda çalışmalar yapmıştı. Bunlardan biri de Bülent Aksoy'un önerisiyle yazdığı "Prens Dimitrie Cantemir" adlı kitaptı. Bayan Eugenia bu kitapta, Kantemiroğlu edvarının çeşitli yönlerini değişik açılardan ele alıyor, yeni kuramlar ışığında zamana ilişkin köprüler kuruyor, yeni terimler geliştiriyordu. İstanbul, araştırmalarının en büyük kaynağı olan bir ansiklopedi gibiydi onun için. İstanbul'da bulunduğu günler kentin dokusunu derinden hissedebilmek için erkenden kalkar, yüksek kaldırımdan iner, Sirkeci'de balık ekmek yer, Mısır Çarşısı'nı dolanır, vapurla karşıya geçer ve Üsküdar'ın yollarını arşınlardı. Ahaliden biri olarak günlerini geçirmeye gayret ederdi, anlayabilmek için kültürümüzü. Sahaflar Çarşısı'nda simitle ayranı buluşturur, ince belli bardaktan içtiği demli çayla yorgunluğunu atardı. Kütüphanelerin kağıt kokularıyla kendinden geçerken, sözcüklerle hat arasındaki karmaşık estetik ilişkinin sırrına vakıf olurdu. Galata Mevlevihanesi'nden Topkapı Sarayı'na, Gülhane Parkı'ndan Beyazıt Camii'ne; her satırına aşıktı bu kültürün. Ezan seslerinden satıcı bağrışlarına dek her şeyin içindeki gizi sökmeye çalışarak seviyordu. İstanbul aşığı kadın Giurgiu'da (yerkökü) doğmuştu bayan Eugenie; Tuna Nehri'nin üzerinde, Rusçuk'un tam karşısında yer alan şirin şehirde. İki yaşında piyanoya başladı. Hocası ünlü besteci ve piyanist Dinu Lipatti sayesinde yüksek kültürle haşır neşir oldu. 23 yaşında aşık oldu ve evlendi. Kocası bay Gheorghe bir dans kralıydı; onun sayesinde halk müziği hikayelerinin peşine düştü. 1972 yılında eşini kaybetti ve ardından kendini tamamen araştırmalarına adadı. İyi bir ailenin kızıydı. Sahip olduğu imkanları şımarıkça harcamaktansa, onları iyi kullanmış, istediği tüm inceleme ve eğitim fırsatlarını değerlendirmişti. Meraklarının üzerine titremiş, yaşamındaki felsefesi iki kelimeden oluşmuştu: "Yaşam güzeldir". Metinlerin, seslerin peşinde geçen onurlu, tutku dolu bir yaşam ve güzel insan bayan Eugenie... "Yaşam güzeldir" Pan Yayıncılık tarafından İngilizce ya da Türkçe yayımlanmış yedi kitabı var Eugenia Popescu-Judetz'in. Son kitabı ise "Hatırat-Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler". "Hatırat-Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler' şehirler ve kişiler ekseninde gelişen bir anı kitabıdır. Eugenia Popescu-Judetz'in hayatında önemli bir yer tutan Cantemir'den Sarı Saltık'a, Panait Istrati'den Yaşar Nabi'ye ve daha birçok kişiye; Bükreş'ten İstanbul'a, Adakale'den Dobruca'ya kadar birçok şehre bir minnet borcunun ifadesidir" deniyor kitabın arka kapağında. Güzel hikayelerinin yanı sıra bazı belge niteliğinde fotoğraflar, notalar, eski halk şarkılarına ait partisyonlar içeren 414 sayfalık bu kitap, başarılı bir etno-müzikoloğun yaşam hikayesinden ilginç kesitler içeriyor. Bilimle kişisel tarih bir arada ya da bilim ve halk sanatıyla iç içe geçmiş bir yaşamın hikayesi. Ayrıca kitaba 30 halk şarkısını içeren bir de CD ilave edilmiş. Fakir müzik kütüphanelerimiz için, sosyal tatlar taşıyan, şarkıların arkasındaki hikayelere varlığını katan anlamlı bir eser "Hatırat-Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler". "Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler"